YDH- İsrail “Davar” gazetesinde yer alan habere göre, İsrail Merkez İstatistik Bürosu’nun yayımladığı verilere göre, yedek askerlik hizmeti, ailelerde ciddi “sosyal ve psikolojik sorunlara” yol açtı.
Haberde, yedek askerlik yapanların eşlerinin yüzde 49’unun, ilişkilerinin bu süreçten “olumsuz” etkilendiğini bildirdiği aktarıldı. Bu kişilerin yaklaşık üçte birinin, bu durumun “ayrılık veya boşanma” düşüncesine yol açtığını ifade ettiği kaydedildi.
Ayrıca, yedek askerlik yapanların eşlerinin yüzde 52’sinin, “çocuklarının ruhsal durumunda olumsuz değişim” gözlemlediği belirtildi.
Araştırmanın ayrıntıları
Merkez İstatistik Bürosu tarafından Nisan-Mayıs 2025 döneminde yürütülen araştırmaya göre, hizmet süresi uzadıkça aile ilişkilerinde yaşanan sorunların “arttığı” bildirildi. 200 günün üzerinde görev yapanların ailelerinde bu oran yüzde 57’ye yükseldi. Ancak ayrılık düşüncesi oranı, farklı sürelerde hizmet verenler arasında benzer seviyelerde kaldı (yüzde 32-35).
İki çocuk sahibi ailelerde, ilişkilerde bozulma oranının yüzde 54 ile en yüksek seviyeye ulaştığı aktarıldı. Çocukların ruhsal durumuna yönelik olumsuzlukların da hizmet süresine bağlı olarak arttığı kaydedildi. 50 güne kadar görev yapanlarda bu oran yüzde 35 iken, 200-250 gün görev yapanlarda yüzde 63’e, 350 günden fazla görev yapanlarda ise yüzde 58’e yükseldi.
En yüksek oranın, “kara kuvvetlerinde” görev yapanların ailelerinde görüldüğü (yüzde 56), diğer kuvvetlerde ise bu oranın yüzde 43-45 arasında seyrettiği ifade edildi.
Destek ihtiyacı ve başvuru oranları
Verilere göre, yedek askerlik yapanların eşlerinin yüzde 61’i çeşitli desteklere ihtiyaç duyduğunu belirtti. Bunların yüzde 55’i “psikolojik veya duygusal”, yüzde 38’i ise “ekonomik” destek gerektiğini bildirdi. Çocuklu kadınların yüzde 82’sinin çocuk bakımında yardıma ihtiyaç duyduğu aktarıldı.
Boşanmış eşlerde ekonomik destek ihtiyacının daha yüksek olduğu belirtildi. Bu grubun yüzde 74’ü çocuk bakımında, yüzde 51’i ise psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu bildirdi. Çocuksuz evli kadınların yüzde 75’i ise psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Buna karşın, yalnızca yüzde 35’inin kendisi veya çocukları için “profesyonel psikolojik destek” aldığı ifade edildi. Çoğunlukla özel kaynaklara başvurulduğu, daha az oranda sağlık sigortaları veya devlet kurumları üzerinden destek sağlandığı aktarıldı.
Aile ve kurumsal destek
Katılımcıların yüzde 75’i aile veya arkadaşlarından destek aldığını, “dindar” ailelerde bu oranın yüzde 83’e çıktığını bildirdi. Yüzde 30’u ordudan, yüzde 23’ü ise yerel yönetimlerden destek aldığını belirtti.
Evliler arasında ordudan destek alanların oranı yüzde 31, yerel yönetimlerden destek alanların oranı yüzde 24, sosyal güvenlik kurumlarından destek alanların oranı ise yüzde 18 olarak kaydedildi. Boşanmış eşlerde ise bu oranların belirgin şekilde düşük olduğu ifade edildi.
Haberde, evli ve birlikte yaşayan eşlerin yüzde 90’ının ödemeleri tam veya kısmi olarak aldığını, buna karşın boşanmış çocuklu kadınların yüzde 65’inin, bekar çocuklu kadınların ise yüzde 33’ünün sosyal güvenlikten hak ettiği ödemeleri alamadığını bildirdi.