YDH - Arap basınında yer alan haberlere göre, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün, Gazze'deki savaşı sonlandırmayı hedefleyen ve "Witkoff-Kushner-Blair Planı" olarak anılan öneriye bir dizi kritik değişiklik getirdi.
Bu müdahalenin merkezinde, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi ve yönetimin uluslararası bir konsey denetiminde teknokrat bir Filistin hükümetine devredilmesi yer alıyor.
Revize edilen 21 maddelik planın, ABD Başkanı Donald Trump tarafından İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya sunulması bekleniyor.
Diplomatik kaynaklar, bu yeni çerçevenin, savaş sonrası Gazze'nin idaresinde Filistin Yönetimini merkezi bir konuma yerleştirdiğini belirtiyor. Planda Hamas'ın tamamen tasfiyesi yerine, silahlarını bırakması gibi daha farklı bir formülün öngörüldüğü de gelen bilgiler arasında.
Planın en dikkat çekici unsurlarından biri, Gazze'de kurulması düşünülen geçici yönetimi denetleyecek uluslararası konsey.
Bu yapının işleyişine dair detaylar henüz netleşmese de, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in bu konseyin başına geçebileceği konuşuluyor.
Blair'in isminin gündeme gelmesi, Batı'nın savaş sonrası dönemde bölgede aktif bir rol üstlenme niyetini ortaya koyuyor.
Arap ülkelerinin bu adımı, Gazze'nin siyasi geleceğinde daha etkin bir rol oynama ve Filistin meselesine kalıcı bir çözüm bulma arayışının bir yansıması olarak görülüyor.
Planın, Filistin Yönetimine önemli bir rol vermesi, Filistin iç siyasetinde yeni tartışmaları beraberinde getirebilir.
Batı ile yakın ilişkileri ve İsrail ile yürüttüğü güvenlik işbirliği nedeniyle Filistin kamuoyunda meşruiyetini önemli ölçüde yitirmiş olan kurumun, Gazze'de kontrolü devralması halkın bir bölümünde tepkiyle karşılanma potansiyeli taşıyor. Bu ise, planın uygulanabilirliği önündeki en ciddi zorluklardan biri olarak duruyor.