Gazze bildirisi: Gerçek bir uzlaşı mı, yoksa zaman kazanma taktiği mi?

30 Eylul 2025

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyinin yayın organı Nur News'e göre, sekiz İslam ülkesinin Trump'ın Gazze planına ilişkin ortak bildirisi, gerçek bir uzlaşıdan çok diplomatik bir manevra niteliği taşıyor. Analizde, bildirinin Washington'a diyalog kapısını açık tutarken, imzacı ülkeler arasındaki derin görüş ayrılıklarını gizlemeyi amaçladığı belirtiliyor.

YDH - İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyinin yayın organı Nur News, sekiz Arap ve İslam ülkesinin Donald Trump'ın Gazze girişimine ortak bildiriyle verdiği tepkiyi analiz etti.

Yayına göre söz konusu bildiri, "gerçek bir uzlaşıdan çok, diplomatik bir pazarlığın ürünü" ve "farklılıkların su yüzüne çıkmasını engellemeyi amaçlayan kırılgan bir mutabakat" niteliği taşıyor.

Analizde, metnin bir yandan Washington ile diyaloğa açık kapı bırakırken, diğer yandan Filistinlilerin taleplerini vurguladığı belirtilerek, bunun "ihtiyatlı ve muğlak bir siyasi tutumun ifadesi" olduğu kaydedildi.

Nur News'e göre ülkeler, bildiride Trump'ın planını bütünüyle kabul ettiklerine dair bir ifade kullanmaktan kaçındı. Bunun yerine, planın ayrıntılarından çok, "bir öneri sunulması" ve "savaşı sona erdirme çabası" gibi noktalar olumlu karşılandı.

Söz konusu yaklaşımın, diyalog kapısını kapatmamakla birlikte Hamas'ın silahsızlandırılması gibi maddelere sessiz kalma niyetini gösterdiği ifade edildi.

"Sözcüklerin hesaplı diplomasisi"

Analizde, bildirinin dilinin çok katmanlı mesajlar taşıdığına dikkat çekildi. Metinde geçen "ilgili taraflarla olumlu ve yapıcı etkileşim" vurgusunun, aktör yelpazesini kasıtlı olarak geniş tuttuğu ve bu sayede Hamas'ın da bu çerçevede tanımlanabilir hale geldiği belirtildi.

Nur News'e göre bu tür ifadeler, "diplomatik anlamda şifreli bir dil niteliği" taşıyor ve hem Washington'u yatıştırıyor hem de direniş grupları nezdinde özel bir anlam ifade ediyor.

Yayına göre bu özenli kelime seçimi, imzacı ülkelerin aynı anda hem Amerika'ya güven mesajı vermesine hem de iç kamuoyunun eleştirilerinden kendilerini korumasına olanak tanıyor.

İmzacılar arasındaki ihtilaflar

Nur News, ortak metne rağmen imzacı ülkeler arasında derin görüş ayrılıkları olduğunu vurguladı. Analizde şu değerlendirmelere yer verildi:

"Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Trump’ın planının güvenlik odaklı ve sert çizgilerine daha fazla yakınlık gösterirken; Türkiye, Katar, Endonezya ve Pakistan, Hamas ve Filistin’in halk tabanlı hareketleriyle olan yakın ilişkilerini sürdürmeye çalışmaktadır. Mısır ve Ürdün ise bu iki uç arasında konumlanmakta; daha çok sınırlarının istikrarı ve Gazze krizinin iç politikadaki yansımaları konusunda endişe duymaktadır."

Bu çeşitliliğin, gelecekte her ülkenin kendi bağımsız yolunu seçmesine ve ortak çerçevenin dağılmasına yol açabileceği öngörüsünde bulunuldu.

Bildirinin son bölümünde insani yardımlar, zorunlu göçün engellenmesi, Gazze'nin yeniden inşası ve iki devletli çözüm gibi ilkelere değinildiği hatırlatılan analizde, bu hedeflere nasıl ulaşılacağına dair somut bir mekanizmanın yokluğunun "metnin en ciddi zaafını oluşturduğu" belirtildi.

Nur News'e göre bu ülkeler, Filistin halkının yanında olduklarını göstermek isteseler de bu hedeflerin gerçekleşmesi adına "gerçek bir bedel ödemeye yanaşmıyorlar."

Analiz, "Bu devletler, açıklama yapmanın ötesine geçip, siyasi ve ekonomik alanda İsrail’e ya da hatta Trump’a karşı gerçek bir baskı uygulamaya hazırlar mı?" sorusuyla sona erdi.

Yayına göre bu soruya verilecek yanıt, sadece bildirinin değil, aynı zamanda İslam ülkelerinin Gazze krizindeki rolünün kaderini de belirleyecek.