Açlık ve yıkım arasında: Gazze’den tahliye edilen doktor konuştu

01 Ekim 2025

İki yıl boyunca Gazze’de görev yapan Doktor Ebu Mugaysib, açlık ve yıkım nedeniyle tahliye edildi; geride bıraktığı meslektaşlarının sefaletini ve sivillerin hedef alınışını anlattı.

YDH- BBC, Gazze’de iki yıl boyunca kesintisiz şekilde görev yapan Doktor Muhammed Ebu Mugaysib, açlık ve hastanelerdeki ağır koşullar nedeniyle Eylül ortasında İrlanda’ya tahliye edildiğini bildirdi.

Yirmi yıl boyunca mesleği ve yaşam amacı insanları iyileştirmek olan Ebu Mugaysib, aynı zamanda hayatta kalmak istediğini belirtti. Kendisine dahi bakamayacak hale geldiğinde ve açlık dayanılmaz olduğunda Gazze’den çıkmak için nadir bir fırsatı değerlendirdiğini söyledi.

“Sefalet içinde aç kalacağımı asla hayal etmezdim.” diyen Sınır Tanımayan Doktorlar (STD) görevlisi, açlık nedeniyle baş ağrısı ve mide sancıları yaşadığını ifade etti.

Ebu Mugaysib Gazze’deki hastanelerde iki yıldır aralıksız çalıştıktan sonra, Eylül ortasında burs kazanan bir grup öğrenciyle birlikte İrlanda’ya tahliye edildi. Güvenli ve doyurucu bir ortamda bulunan doktor, İsrail saldırılarının sağlık altyapısını yıktığı koşullarda çalışma tecrübesini ve geride bıraktığı meslektaşlarını düşünmenin zorluklarını anlattı.

“Karar çok zordu.” diyen Ebu Mugaysib, Dublin’de kuş sesleri eşliğinde bir parkta otururken, “Fiziksel olarak buradayım ama kalbim ve ruhum Gazze’de.” ifadelerini kullandı. Normal bir yaşam süren insanları görmenin çok tuhaf olduğunu, buna alışmasının zaman alacağını belirtti.

“Hayatta kaldığım için mutluyum çünkü her an öldürülebilir ya da yaralanabilirdim. Ama meslektaşlarımı ve halkımı geride bıraktığım için üzgünüm.” dedi.

STD’nin Gazze’deki operasyonlarının başında olan doktor, hastaneler, klinikler ve ruh sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere en büyük sağlık hizmetlerinden birini yürütüyordu. Son iki yılda savaşın sonuçlarını “tarifsiz” olarak nitelendirdi. İsrail saldırılarının ardından hastanelerin ağır baskı altında olduğunu, bazı kurumların kapandığını, diğerlerinin ise çok sınırlı kapasiteyle çalıştığını söyledi.

Meslektaşlarının çalışabilmek için yalnızca glikoz çözeltisi içerek hayatta kalmaya çalıştığını belirtti. Bir dönem hastanelerde tek konuşulan konunun yiyecek olduğunu aktardı. “Açlıktan ölmek üzere olan doktorlar yetersiz beslenen hastaları tedavi ediyordu.” dedi.

Hastanelerin her gün yaralılarla dolduğunu söyleyen Ebu Mugaysib, “Bir hastaneye girdiğinizde kan kokusu alıyorsunuz. Hastaneler kutsal ve steril yerler olmalı ama Gazze’de pazar yeri gibi. Hastalar yatak olmadığından yerde yatıyor” ifadelerini kullandı. Yoğun bakımda yeni bir hastanın alınabilmesi için bir diğerinin ölmesinin beklendiğini belirtti.

“Gazze’deki bu hastanelerde neler olup bittiğini bir gün görmenizi isterim. Korkunç!” dedi.

BBC, İsrail’in yabancı gazetecilerin Gazze’ye bağımsız girişini yasakladığını, bu nedenle sahadan güvenilir yerel muhabirlerle haber alabildiklerini kaydetti.

52 yaşındaki doktor, savaşın başlamasından bu yana kaç kez yerinden edildiğini hatırlayamadığını söyledi. Ebu Mugaysib, büyük evinin önce İsrail ordusu tarafından üsse dönüştürüldüğünü, ardından da yağmalandığını aktardı.

Ailesini 2024 Şubat’ında Mısır’a tahliye etmeyi başaran doktor, kendisinin ise Gazze’de kalmaya devam ettiğini belirtti. Çeşitli dönemlerde çadırda, hastanede, STD ofisinde ve bir restoranın elektrik odasında kaldığını bildirdi.

Her yerde korkuyla yaşadığını söyleyen doktor, “Sokakta yürürken çok korkuyordum. İnsanlara bakıyordum çünkü kimin Hamas olduğunu bilmiyordum. Belki aranan kişiydi ve hedef alınacaktı. O sırada herkes öldürülebilirdi.” dedi.

Her gün yaralıların tedavisinde ahlaki ikilemlerle karşılaştığını ifade eden Ebu Mugaysib, “Kimi kabul edeceksiniz? Çocukları önceliklendirmeye karar veriyorsunuz ama gelenlerin çoğu zaten çocuk. Hangisini tercih edeceksiniz?” diye sordu.

“Durum tarif edilemez” dedi.

Hamas yönetimindeki sağlık bakanlığının ve BM’nin de kabul ettiği verilere göre, savaşta hayatını kaybeden 66 bin kişi arasında 18 binden fazlası çocuk.

BM, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının hastaneleri ve çevresini hedef aldığını, Eylül ayının ikinci yarısında en az 17 saldırı gerçekleştiğini bildirdi.

Doktor, “Bunun sadece Hamas’ı hedef aldığını gösteren hiçbir işaret yoktu. Hedef sivillerdi, halktı, ben, arkadaşlarım, meslektaşlarım, komşularım. Biz Hamas değildik. Öldürülen ve yaralanan bizdik.” dedi.

Ebu Mugaysib, İsrail’in, 7 Ekim’dki operasyona yanıtının büyük olacağını tahmin ettiğini, ancak bu ölçekte olacağını hayal etmediğini söyledi. “Gazze’de hayatın her katmanına yönelik bir saldırı oldu. Altyapı, elektrik, su, kanalizasyon, hastaneler, okullar, üniversiteler” dedi.

Gazzelilerin çaresizlikten yaşlı yakınlarının ölmesini dileyecek duruma geldiğini bildiren doktor, “Hâlâ enkaz altında kalan meslektaşlarım var.” diye konuştu.

STD’nin en az 13 çalışanının öldürüldüğünü, sonuncusunun eylül ayında çadırının yakınında İsrail hava saldırısından gelen şarapnel parçalarıyla hayatını kaybettiğini belirtti.

Artık güvenli bir yerde olan doktor, neredeyse iki yıl aradan sonra ilk kez duş alabildiğini söyledi. Ancak haftalarca yemek yemeyi hayal etmesine rağmen şimdi iştahı olmadığını aktardı.

“Tabii ki çıktığım için mutluyum. Ama bu mutluluğu yaşayamadım. Meslektaşlarım acı çekerken ben düzgün bir yemek yiyemem.” dedi.

Gazze’den yalnızca cep telefonunu ve üzerindeki kıyafetleriyle ayrıldığını söyledi. İsrail’in tahliye edilenlere Gazze’den toprak ya da kum götürmesini kesinlikle yasakladığını belirtti.

Bunun nedeninin Gazze ile bağların tamamen koparılması olduğunu düşündüğünü ifade eden doktor, “Sanki Gazze’den bir hatıranız kalmasın diye. Hiçbir bağınız olmasın. Hiçbir şeyiniz olmasın.” dedi.

“Ben Gazze’nin tamamını yanımda götürmek isterdim, sadece küçük bir parça değil.” ifadelerini kullandı.

Geçiş kapısından çıkarken geçtiği kasabaların tanınmaz hale geldiğini bildirdi.

Gazzelilerin yeniden iyileşip iyileşemeyeceğine ilişkin soruya, “Çok zor olacak.” cevabını verdi.

“Yaralar sadece fiziksel değil; sosyal, psikolojik, duygusal ve ruhsal. Her şey kayboldu.” dedi.

İyileşmenin uzun zaman alacağını belirten Ebu Mugaysib, “Ve bence bu halkın iyileşebilmesi için dünyanın desteğine ihtiyacı olacak.” ifadelerini kullandı.