İran basını: Trump'ın Gazze planı, direnişi silahsızlandırmayı hedefleyen bir tuzak

03 Ekim 2025

İran basını, ABD Başkanı Trump'ın Gazze için sunduğu planı, direnişi silahsızlandırmayı ve bölgeyi uluslararası vesayet altına almayı hedefleyen bir girişim olarak değerlendiriyor. Yorumcular, planın İsrail'in konumunu güçlendirmeyi amaçladığını ve 'Yüzyılın Anlaşması'nın güncellenmiş bir versiyonu olduğunu savunuyor.

YDH - İran medyası, ABD Başkanı Donald Trump tarafından sunulan Gazze planını, direnişi silahsızlandırmayı, bölgeyi uluslararası vesayet altına alarak işgali derinleştirmeyi ve normalleşmeyi meşrulaştırmayı hedefleyen "Yüzyılın Anlaşması"nın güncellenmiş bir versiyonu olarak görüyor.

İran'da son günlerde geniş yer bulan plan, içerdiği belirsizlikler nedeniyle endişeyle karşılanırken, genel olarak olumsuz ve eleştirel bir dille değerlendiriliyor.

İran basınına göre plan, savaşı sonlandırmak veya Gazze halkını desteklemek yerine, Gazze'nin uluslararası vesayet altına alınması ve direnişin silahsızlandırılmasına yönelik bir girişim niteliği taşıyor.

Birçok yorumcu, planı "yeni bir Amerikan Yüzyılın Anlaşması" olarak nitelendiriyor. Görünürde barışçıl bir çerçeve sunan ve yeniden imar ile ekonomik yardım vaat eden planın, özünde İsrail’in bölgedeki konumunu güçlendirmeye, krizin köklerini derinleştirmeye ve istikrarsız bir gelecek inşa etmeye hizmet edeceği savunuluyor.

Resmi haber ajansı İRNA, "Filistin devleti taahhüdü, halkın haklarının güvence altına alınması ve tarafsız bir tutum olmaksızın bu plan, Trump için propaganda, Netanyahu için siyasi manevra aracına dönüşecek. Gazze’deki krizi çözmek yerine daha da karmaşık hale getirecek," diye yazdı.

'Sömürgeciliğin yeniden üretimi'

Kayhan gazetesi, planı "Gazze'yi sahiplenme girişimi" olarak tanımladı. Gazeteye göre plan, Hamas'ın silahsızlandırılmasını ve ardından uluslararası vesayet dayatılmasını hedefliyor.

Tahran yönetimine yakınlığıyla bilinen gazete, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in olası rolüne dikkat çekerek bu durumu "sömürgeciliğin yeniden üretimi" olarak niteledi.

Gazete, yönetim komitesinin nasıl belirleneceği, Filistin yönetiminin rolü, İsrail ordusunun çekilme takvimi ve uluslararası gözlemcilerin yetki sınırları gibi konuların belirsiz olduğunu belirterek, "Bu muğlaklık, fiilen işgali pekiştirme yolunu açıyor," yorumunu yaptı.

Hemşehri gazetesinde yazan Muhammed Ali Sunuberi ise planın tamamen silahsızlanmaya dayandığını belirtti.

Sunuberi, "Direnişin Gazze yönetimine katılması engelleniyor. Böylece Aksa Tufanı’ndan sonra ayakta kalan direniş, güvenlik meselesine indirgeniyor. İsrail, savaş meydanında başaramadığını siyasi mutabakatla sağlamaya çalışıyor," dedi.

Sunuberi'ye göre bu süreç, nihayetinde Gazze’nin İsrail’e ilhakını kolaylaştırabilir ve Batı Şeria’da aynı yolun önünü açabilir.

'Filistin davasını parçalama amacı'

Muhammed Ali Sunuberi, planın "işgali sona erdirme, Kudüs’ü özgürleştirme, yerleşimlerin durdurulması, ablukayı kaldırma ve mültecilerin dönüş hakkı" gibi temel meseleleri dışladığını, böylece Filistin davasını parçalayıp direnişin özünü boğmayı amaçladığını vurguladı.

İtimad gazetesinde görüşlerine yer verilen uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed Ali Kahramanpur, Trump'ın planının İbrahim Anlaşmaları sürecinin bir parçası olduğunu ve Washington'un bölgesel müttefikler arasında yük paylaşımı yapmayı hedeflediğini söyledi.

Kahramanpur'a göre plan iki tehlike taşıyor: "Birincisi, Gazze’nin yeniden inşasını direnişin silahsızlandırılmasına bağlaması, Filistin’in siyasi temsilini zayıflatabilir. İkincisi, ABD’nin uygulama yükünü bölgesel aktörlere dağıtma çabası."

Kahramanpur, bu yaklaşımın sonuçta "daha geniş Arap-İsrail normalleşmesini hızlandırabileceğini ve Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkının jeopolitik çıkarlar uğruna feda edilmesi" anlamına geldiğini ifade etti.

'Trump'ın Gazze tuzağı'

Cam-ı Cem gazetesi, "Trump’ın Gazze tuzağı" başlıklı yazısında, planın en belirsiz yanının yönetim boyutu olduğunu vurguladı.

Yazıda, Tony Blair’in geçmişte Ortadoğu’da "savaş sonrası projeler" için sunduğu öneriler hatırlatılarak, onun liderliğinde Birleşmiş Milletler (BM) şemsiyesi altında Gazze’yi en az beş yıl yönetecek bir yapı öngörüldüğü kaydedildi.

Gazete, Blair’in Irak savaşı geçmişi nedeniyle Batı müdahalesinin sembolü haline geldiğini ve Gazze’yi de "yeni bir proje" olarak gördüğünü yazdı.

Ferhihtegan gazetesinde yazan Mehdi Talib ise projenin görünürde "ateşkes" başlığı taşıdığını, fakat içeriğinde direnişin silahsızlandırılması ve Gazze'nin ABD ile Batı destekli bir kuruma devredilmesi gibi maddelerle "siyasi mühendislik" içerdiğini belirtti.

Talib'e göre ekonomik söylem, direnişi halkın yeniden inşa ihtiyacı üzerinden baskılamayı amaçlıyor ve plan, "Yüzyılın Anlaşması"nın devamı niteliğinde.