ABD üniversitesinden İsrail’e yasadışı kadavra desteği

03 Ekim 2025

Federal belgeler, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin ABD Donanması aracılığıyla İsrail ordusuna kadavra sağladığını ortaya koyarken, sahipsiz bedenlerin askeri travma eğitimlerinde kullanılmasının ciddi etik ve hukuki tartışmalara yol açtığı bildirildi.

YDH- Annenberg Media’nın incelediği federal sözleşmelere göre, Güney Kaliforniya Üniversitesi (USC), son yedi yıl içinde ABD Donanması’ndan, askeri tıbbi eğitimlerde kullanılmak üzere insan kadavraları için yaklaşık 1,1 milyon dolar aldı. Bu eğitimler arasında İsrail işgal güçlerine yönelik kurslar da bulunuyor.

2017’den bu yana Donanma, USC’ye en az 89 “taze kadavra” için 860 bin dolardan fazla ödeme yaptı. Bunlardan 32’si Los Angeles Genel Hastanesi’nde İsrail ordusu sağlık ekipleri tarafından kullanıldı. Halen aktif olan bir sözleşme kapsamında ise Eylül 2026’ya kadar 225 bin dolarlık ek kadavra alımına izin veriliyor.

Kadavra sözleşmeleri, USC’nin Donanma ile yaptığı anlaşmaların yüzde 1’inden daha azını oluştursa da araştırmalarda başka hiçbir ABD üniversitesinin İsrail ordusu için kadavra sağladığına dair bulguya rastlanmadı.

Los Angeles Genel Hastanesi bünyesinde faaliyet gösteren Donanma Travma Eğitim Merkezi (NTTC), söz konusu kursları yürütüyor. ABD Donanması doktorları, hemşireleri ve sağlık personeli 30 günlük bir savaş hekimliği programına katılırken, İsrail ordusunun cerrahi ekipleri 96 saatlik yoğun travma eğitiminden geçiriliyor.

Belgeler, İsrail ordusu personelinin hem “kan dolaşımı sağlanmamış” hem de “kan dolaşımı sağlanmış” kadavralar üzerinde çalıştığını gösteriyor. Kan dolaşımı sağlanan kadavralar, yapay olarak kan pompalanarak savaş alanı koşullarını simüle etmek için hazırlanıyor.

Etik sorular ve rıza tartışması

Tıp uzmanları, kadavraların temin edilme şekline ilişkin ciddi endişeler dile getiriyor. Kadavraların önemli bir bölümü, sahipsiz cenazelerin gömülme ve yakılma işlemlerini yürüten Los Angeles İlçe Ölüm İşleri Ofisi’nden geliyor. Diğerleri ise USC’nin Anatomik Bağış Programı aracılığıyla sağlanıyor.

Miami Üniversitesi’nde anatomi profesörü olan ve beden bağışı etiği üzerine çalışan Thomas Champney, “Her ne kadar ölmüş olsalar da yine de onurlu ve uygun bir muameleyi hak ediyorlar” dedi. Champney, organ bağışının aksine kadavra kullanımının çok daha gevşek biçimde düzenlendiğini, üniversitelerin çoğunun “genel rıza” politikalarıyla çalıştığını belirtti. Eleştirmenler, özellikle yabancı askeri personelin kadavraları kullanması için herhangi bir bilinçli rıza olmadığını ifade ediyor. Champney, “Sahipsiz bedenler hiçbir şekilde rıza gösteremez. Bu uygulama yaygın olarak etik dışı kabul ediliyor.” dedi.

Belgeleri Annenberg Media’ya sızdıran, isminin açıklanmaması şartıyla konuşan bir Keck tıp fakültesi doktoru ise daha ileri giderek, “Tesis hayat kurtarmak için tasarlanmamıştı. Amaç insanları travmaya karşı duyarsızlaştırmaktı.” ifadelerini kullandı.

USC ve Donanma’dan yanıt

USC sözleşmelere ilişkin sorular yöneltildiğinde, açıklamayı Los Angeles Genel Hastanesi’ne yönlendirdi. Hastane, “ABD Donanması ve Los Angeles İlçesi arasındaki sözleşme kapsamında hiçbir yabancı ülke vatandaşı yer almıyor.” açıklamasında bulundu. Hastane, Taze Doku Diseksiyon Laboratuvarı’nı ortak bir eğitim kaynağı olarak tanımlayarak, “İlçenin, yabancı askeri personelin bu laboratuvarı kullanımına dair herhangi bir rolü bulunmamaktadır. Böyle bir erişim varsa, bu USC ile ABD Donanması arasındaki ayrı bir anlaşmaya dayanır.” ifadesini kullandı.

USC Keck Tıp Fakültesi ise programı savunarak, bunun “yaşam kurtarmaya yönelik temel taahhüdün bir parçası olarak travma eğitim kursları sunduğunu” iddia etti. Fakülte, 2013’ten bu yana İsrailli cerrahlar, hemşireler ve anestezistlerin de dahil olduğu uluslararası sağlık personelinin Donanma sponsorluğunda düzenlenen kurslara katıldığını doğruladı.

USC, 100 yılı aşkın süredir ABD ordusuyla yakın çalışıyor, ancak İsrail ordusuna yönelik kadavra temelli eğitim görece yeni bir uygulama. Donanma’nın arşivlenmiş basın bültenleri, İsrail ordusu travma kurslarının 2013’te başladığını, kadavra sözleşmelerinin ise 2017’de resmileştiğini gösteriyor.

Bitmeyen tartışma

Her İsrail ordusu kursunda üç kadavra kullanılıyor ve yılda birden fazla kurs düzenleniyor. Sözleşmeler; soğutma, kan akışı simülasyonu (“kadavra perfüzyon hizmetleri”), antikor testleri, cerrahi malzemeler ve her bir eğitim seansı için yaklaşık 100 saatlik personel ve teknisyen desteğini kapsıyor.

Donanma yetkilileri, bu ortaklığın “en önemli askeri müttefiklerimizden biriyle bağları güçlendirdiğini” belirtti.

Ortaya çıkan bilgiler, bilim, etik ve jeopolitik arasındaki gri alanı gözler önüne seriyor. Hayatını kaybedenlerin ailelerinin, yakınlarının bedenlerinin İsrail ordusunun Gazze’de süren soykırım bağlamında askeri eğitimlerde kullanılabileceğinden ya hiç ya da çok az haberdar olduğu kaydediliyor.

USC’de tıp öğrencisi olan Claire adlı bir öğrenci, kampüste düzenlenen bir panelde, “USC bundan para kazanıyor. Bu mide bulandırıcı. Eğer o laboratuvarda çalışmam istenseydi reddederdim” dedi.

Halen yürürlükte olan son sözleşme, 2026’ya kadar İsrail ordusu personeli için kadavra eğitimlerinin sürmesini mümkün kılıyor.