YDH – Yemen’de 14 Ekim Devrimi’nin 62. yıldönümü dolayısıyla Savunma Bakanı Korgeneral Muhammed Nasır el-Atıfi ve Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Abdülkerim el-Gamari, ülkenin siyasi ve askeri liderlerine tebrik mesajları gönderdi. Mesajlarda, ulusal kararlılığın ve askeri hazırlığın sürdüğü ifade edildi.
Askeri yetkililer, Devrim Lideri Seyyid Abdulmelik el-Husi’ye gönderilen tebrik mesajında, “İçinde bulunduğumuz hassas koşullarda ve ardı ardına gelen meydan okumalar karşısında, sömürgecilik ve tahakküm güçlerinden kurtuluşun simgesi olan görkemli Ekim Devrimi’nin ruhunu anıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Askeri liderler, “Bugün tanık olduğumuz şey, aynı komplonun devamıdır. Sömürgeci güçler hâlâ milletimize karşı planlar kurmaktadır.” diyerek, Filistin meselesini “yok etmeye yönelik çabaları” bu “suç planının” bir parçası olarak nitelendirdi.
Bölgesel gelişmelere değinen yetkililer, “Ulusumuzun karşı karşıya olduğu bu ciddi olaylar ışığında, bilge liderliğiniz altında Yemen’in sözlerini tuttuğunu teyit ediyoruz. Filistin’deki kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız. Son nefesimize kadar onların haklı mücadelesinde yanlarında olacağız.” ifadelerini kullandı.
Yetkililer, “On yıllar boyunca İngiliz işgalcisini ülkeden kovmak için mücadele eden bir halkın, modern komploların köklerini söküp atacak kararlılığa sahip olduğunu düşmanlar anlamalıdır.” uyarısında bulundu.
Sömürgeci güçleri ve onların bölgesel müttefiklerini “adil ve kapsamlı barış fırsatlarını sabote etmeye yönelik her türlü girişimden” sakındıran yetkililer, “Böyle bir girişime yanıtımız acı ve yıkıcı olacaktır.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Mehdi el-Meşat’a gönderilen mesajda, bu “şanlı günün” kutlanmasının, ülkenin karşı karşıya olduğu büyük zorluklarla mücadele için dersler içerdiği belirtildi.
Yetkililer, “Yurdumuzu çevreleyen tehlikeler artık geleneksel tehditlerle sınırlı değil; kaynaklarımızı, birliğimizi ve kimliğimizi hedef alan bir irade savaşına dönüşmüştür.” dedi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Net bir şekilde söylüyoruz: Mücadele ve direniş yolunda yılmadan ilerleyeceğiz. Cepheleri onur ve gurur sahalarına dönüştüreceğiz. Her türlü saldırıya kararlılıkla karşılık vereceğiz. Vatanın egemenliğini ve ümmetin kutsallarını savunmak için elimizdeki tüm askeri imkânları kullanmaktan çekinmeyeceğiz.”
Silahlı kuvvetlere hitaben yapılan açıklamada, “Sizler bugün, atalarınızın İngiliz sömürgeciliğine karşı kazandığı zaferin meşalesini taşıyor, ulusun düşmanlarına yenilginin acısını tattırıyorsunuz. Atalarınız nasıl kazandıysa, siz de bugün –Allah’ın izniyle– Amerika, Siyonist oluşum ve onların müttefikleri gibi çağdaş zorbalık güçleri karşısında galip geleceksiniz.” ifadeleri yer aldı.
Askeri liderler, bölgesel ve uluslararası gelişmelerin “mücadelenin sadece yerel değil, aynı zamanda Filistin’in ve Kudüs’ün özgürlüğü için yürütülen ümmetin kader savaşı” olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Açıklamanın sonunda, “Silahlı kuvvetlerimiz artık bölgesel güç dengesinde belirleyici bir faktör haline gelmiştir. Caydırıcı bir kapasiteye sahip olduğumuzu kanıtladık. Düşmanlara açıkça mesaj veriyoruz: Affetmeyeceğiz, unutmayacağız ve asla geri adım atmayacağız.” ifadeleri kullanıldı.
14 Ekim Devrimi, 1963 yılında Yemen’in güneyindeki Radfan dağlarından başlamış, dört yıl süren silahlı mücadelenin ardından bir asrı aşkın İngiliz sömürge yönetimini sona erdirmiş ve 30 Kasım 1967’de bağımsızlıkla sonuçlanmıştı.
Bugün ise Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin askeri varlığının sürdüğü, Gazze’deki İsrail saldırılarıyla paralel bir bölgesel gerilimin yaşandığı ortamda, Yemenli liderler 1960’lardaki sömürge karşıtı mücadeleyle günümüzün direniş hattı arasında doğrudan bir bağ kuruyor.
Yemen, bu bağlamda egemenliğini savunmayı, işgale direnmeyi ve Filistin davasını ahlaki ve siyasi bir yükümlülük olarak sahiplenmeyi sürdürüyor.