YDH - Hizbullah’ın Lübnan meclisindeki grubu Direnişe Vefa İttifakı üyesi milletvekili Hasan İzzeddin, direnişin ne yenildiğini ne çöktüğünü ne de teslim olduğunu vurguladı.
İzzeddin, "Direniş, hâlâ iradesini, inancını ve toprak ile onuru savunma davasını sürdürüyor. İsrail’in hâlen işgal altında tuttuğu noktalardan da eninde sonunda çıkmak zorunda kalacak" dedi.
Hizbullah’ın Hıyam kentinde şehitler anısına düzenlediği törende konuşan Hasan İzzeddin, Lübnan'daki direnişin yeniden güç kazandığını ifade etti.
İzzeddin, "Direniş hâlâ ayakta ve varlığını sürdürüyor. İsrail ordusu kara saldırısı başlatır ya da yeni topraklar işgal etmeye kalkışırsa, her an karşılık vermeye hazırız" diye konuştu.
İsrail'in saldırılarını "hareketli katliamlar" olarak niteleyen İzzeddin, bu eylemlerin askeri ve güvenlik baskılarının bir parçası olduğunu söyledi.
Milletvekili, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu saldırılar yalnızca psikolojik, ekonomik ve moral çökertme girişimidir. Sivil altyapıların ve araçların yıkılması bizi teslim alamaz. Bugün Hıyam’da ve diğer cephe köylerinde bulunmamız, bu düşmana karşı açık bir meydan okumadır. İsrail’in kullandığı bu silahlar hiçbir işe yaramayacak ve direnişin iradesini kıramayacak."
İzzeddin, yeniden imar sürecine de değinerek bu konuda görevlerini sürdüreceklerini belirtti.
Hükümet üzerinde baskı kuracaklarını açıklayan İzzeddin, "2026 bütçesine yeniden imar kaleminin dahil edilmesini istiyoruz. Bu, hükümetin güvenoyu aldığı programın öncelikleri arasındaydı. Bizim önceliğimiz, işgal altındaki toprakların kurtarılması kadar yeniden inşadır" dedi.
Hasan İzzeddin, İsrail’le olası müzakerelere ilişkin tartışmalara yönelik ise net bir tavır ortaya koydu.
İzzeddin, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Eğer kastedilen, daha önce olduğu gibi üçlü komite aracılığıyla sınırların belirlenmesi ve ihtilaflı noktaların tespiti ise, bunu devlet yürütür. Ancak hedef İsrail’le ‘barış’ ya da ‘normalleşme’ ve Siyonist varlıkla ilişkilerin kurulmasıysa, bu kabul edilemez. Lübnan halkının büyük bölümü böyle bir ilişkiye karşı. Hükümetin de bunu istemediğine inanıyorum."
İzzeddin, aksi bir durumun yürürlükteki yasaları çiğnemek anlamına geleceğini belirterek, "Mevcut yasalar, İsrail’le temas kuran, bilgi veya yardım sağlayan herkese cezai yaptırım öngörüyor. Dolayısıyla bu düşmanla ilişki kurmak söz konusu bile olamaz" diye ekledi.
Son olarak İzzeddin, bazı milletvekilleri ve siyasetçilerin televizyon ekranlarında normalleşme yönünde fikirler öne sürmesini "üzüntü verici" bulduğunu dile getirdi.