Lübnanlı Sünni gruptan çağrı: Direnişle dayanışma kampanyası başlatılsın

22 Ekim 2025

Lübnan'daki Sünni İslami gruplardan İslami Eylem Cephesi, İsrail'in süren saldırıları karşısında Lübnan, Filistin ve bölgedeki direnişle dayanışma kampanyası başlatılması çağrısı yaptı. Cephe, Lübnanlı yetkililere ve başta ABD ile Fransa olmak üzere uluslararası topluma sorumluluklarını yerine getirme uyarısında bulundu.

YDH - Lübnan'daki Sünni İslami gruplar arasında yer alan İslami Eylem Cephesi, Lübnan, Filistin ve bölgedeki direnişle en geniş halk dayanışması kampanyasının başlatılması için çağrı yaptı.

Çağrı, Cephenin Beyrut'un Bi'r Hasan bölgesindeki merkezinde düzenlediği olağan toplantının ardından yapıldı.

Lübnanlı yetkililere sorumluluk çağrısı

İslami Eylem Cephesi, İsrail tarafından devam eden saldırılar karşısında cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve başbakandan başlayarak bakanlar, milletvekilleri ve kamuda görev yapan tüm kesimlerin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

Toplantıda Hareketin Konsey üyeleri, bölgedeki son gelişmeleri ve güncel durumu da ele aldı.

'Uluslararası toplum görevini yapmalı'

Cephe, başta ABD ve Fransa olmak üzere ateşkes anlaşmalarının garantörü olan uluslararası topluma da önemli sorumluluklar düştüğünü belirtti.

Yapılan açıklamada, bu ülkelerin anlaşmalara uyulmasını sağlama ve mağdur halkların haklarını koruma konusunda harekete geçmeleri gerektiği ifade edildi.

'Direniş meşru ve doğal bir haktır'

Açıklamada, direnişin meşruiyetine dikkat çekilerek, "Direniş, işgal altındaki ya da saldırıya uğrayan her halk için meşru ve doğal bir haktır. Bu, hem ilahi dinler hem de beşerî yasalar tarafından güvence altına alınmış kaçınılmaz bir tepki ve haklı bir tutumdur" denildi.

Ayrıca direnişin gücünü korumanın, ulusal egemenliğin savunulması için bir gereklilik olduğu kaydedildi.

'İşgal sürerken silah bırakılmaz'

İşgal devam ederken herhangi bir tarafın silah bırakmasının ya da ulusal gücünü zayıflatmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Açıklamada, İsrail'in saldırıları, işgali ve yerleşim politikaları sürerken böyle bir talebin meşruiyetten yoksun olduğu belirtildi.

Konsey üyeleri, Lübnan ile Filistin’in savunma kapasitelerini zayıflatmayı amaçlayan baskılara boyun eğilmemesi gerektiğini de vurguladı.

Bu tutumun, Lübnan ve Filistin’deki mevcut durumu yansıttığına ve işgal altındaki halkların topraklarını savunma ve saldırıya karşı direnme hakkını teyit ettiğine dikkat çekildi.