YDH - Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, el-Manar kanalına verdiği özel röportajda, direnişin savunma için tam hazırlıklı olduğunu ancak bir savaş başlatma niyetlerinin bulunmadığını belirtti.
Kasım, "Savaş açmaya kararımız yok, girişimci bir taarruz kararı da yok; ama eğer bize bir savaş dayatılırsa, elimizde yalnızca bir tahta parçası kalsa bile İsraillilerin geçmesine izin vermeyiz, erkek ya da kadın kalmayana dek savaşırız" diye konuştu.
İsrail'in günlük saldırı temposunun Washington ve Tel Aviv'in siyasi baskısıyla sürdüğünü ancak bu baskının sahada hedeflenen sonuçları vermediğini söyleyen Kasım, düşmanın Lübnan'a savaş açması halinde hiçbir sonuç elde edemeyeceğini savundu.
Ateşkes anlaşmasının uygulanması gerektiğini vurgulayan Kasım, anlaşmanın hayata geçmesi halinde herkesin kazançlı çıkacağını, aksi takdirde tarafların bir sonuç elde edemeyeceğini ifade etti. Kasım, direnişin olası bir saldırıya karşı hazırlıklarını sürdüreceğini de sözlerine ekledi.
Kasım, direnişin sahip olduğu caydırıcılığın savaşı tamamen önlemeyebileceğini ancak düşmanın hedeflerine ulaşmasını engelleyeceğini dile getirdi ve "'Uli'l-Baas' harekâtında düşman hedeflerine ulaşamadı; bu anlaşma da ona benzer bir sonuç getirecek" dedi.
İsrail'in günlük ihlallerine Hizbullah'ın neden tepki vermediği sorusuna Kasım, ateşkesin ardından sorumluluğun Lübnan devletine devredildiği yanıtını verdi.
Savunma, egemenliğin sağlanması ve saldırıların önlenmesi gibi görevlerin devlete ait olduğunu belirten Kasım, Lübnan hükümetini görevini yapmaya çağırdı. Kasım, hükümetin on aydır yeterince adım atmadığını dile getirerek direnişin suskunluğunun uzun sürmeyebileceği uyarısında bulundu.
Esir dosyasının da hükümetin sorumluluğunda olduğunu kaydeden Kasım, bu konuda daha aktif olunması gerektiğini belirtti.
Kasım, İran'ın silah teslimini reddettiği yönündeki iddiaları yalanlayarak Lübnan direnişinin Tahran ile işbirliğinin "işgalin reddi ve Filistin'in kurtuluşu" hedefinde kesiştiğini söyledi.
Direnişin kararını "savunma ve direniş son nefese dek" sözleriyle özetleyen Kasım, düşmanın silahı zorla almaya kalkması halinde bunu denemesini teklif etti.
Kasım, 2024'teki savaşta Seyyid Hasan Nasrullah'ın hayatını kaybetmesinin ardından siyasi sorumlulukları doğrudan üstlendiğini, askeri konularda ise Şehid Haşim Safieddin ile koordinasyon içinde çalıştığını anlattı.
Partide kararların tek bir kişiye dayanmadığını vurgulayan Kasım, Şura Meclisi ve askeri liderlikle kolektif karar alma süreçlerinin işlediğini belirtti.
İran'ın savaşı yönettiği iddialarını da reddeden Kasım, savaşı Hizbullah'ın kendi liderliği ve şurası ile yönettiğini ifade etti. Kasım, liderlerin hayatını kaybetmesinin ardından 27 Eylül ile 7 Ekim arasındaki on günlük zorlu sürecin sonunda yönetimin yeniden düzenlendiğini aktardı.
Netanyahu'nun evine yönelik saldırının bilinçli olduğunu belirten Kasım, "Hedef özellikle ev ve yatak odasıydı, hedeflenen yerde isabet sağlandı" dedi.
Kasım, operasyon için bir kişinin koordinatları verdiğini, gerekli iznin alınmasının ardından isabetli atışın yapıldığını ve bu tür operasyonların münferit olmadığını kaydetti.
Kasım, 2006 ile 2023 arasında uygulanan caydırıcılık denkleminin daha çok güç gösterisine dayandığını ve o dönemde amacına hizmet ettiğini söyledi.
Günümüzde ise taktiğin değiştiğini ifade eden Kasım, gösterişli güç sergilemek yerine daha ihtiyatlı bir yaklaşım benimsediklerini kaydetti ve "Artık fazla güç göstermiyoruz; elimizde yeterince güç var, neden olduğundan fazla gösterelim?" diye ekledi.
Kasım, Gazze'ye destek amacıyla harekâta katılma kararının zamanlama ve kapsam olarak yerinde ve doğru olduğunu savundu.
Kararın siyasi, ahlaki ve etik nedenlerle alındığını belirten Kasım, İsrail'in Gazze'de bir imha savaşı yürütmesine göz yumulamayacağını ifade etti.
Öte yandan Kasım, Rıdvan Birliğinin direnişin bir parçası olduğunu, kayıplar ve fedakârlıklar yaşansa da hem gücün hem de direnişin ayakta kaldığını söyledi.
Kasım, Başbakan ile ilişkilerinin olumlu olduğunu ve işbirliği isteğinin sürdüğünü bildirirken, Cumhurbaşkanı ile koordinasyonun da temel, gerekli ve sürekli olduğunu belirtti.
Meclis Başkanı Nebih Berri ile ilişkilerini "çok çok iyi" olarak nitelendiren Kasım, savaş sürecinde sürekli koordinasyon sağladıklarını ve ortak görüş birliğiyle hareket ettiklerini dile getirdi.