
YDH - Güvenlik ve strateji uzmanı Tümgeneral Abdülkerim Halef, Yemen'in yeni geliştirdiği Tenkil füzesinin ülkenin askeri kapasitesinde “niteliksel bir sıçrama” yarattığını belirtti.
Halef, bu füzenin bölgede daha önce görülmemiş bir caydırıcılık dengesi kurduğunu söyledi.
El-Alem kanalına konuşan Halef, füzenin çift yönlü kullanım için tasarlandığını ifade ederek, “Sistemin bir bölümü denizdeki sabit ve hareketli hedefleri vurmak üzere geliştirildi, diğer bölümü ise uzun menzilli bir kara hedefi füzesi olarak kullanılabiliyor” diye konuştu.
Uzman, füzenin alışılmışın dışında yenilikçi özellikler taşıdığını ve eylül sonunda yapılan denemenin, Yemen Başbakanı ile bazı bakanların hayatını kaybettiği bir saldırıya yanıt olarak “kritik bir hedefi vurma amacıyla” gerçekleştirildiğini aktardı.
Bununla birlikte Halef, Tenkil’in “geniş alan etkili yeni nesil patlayıcılar” kullandığını anlattı.
Uzman, harp başlığının hedefin yaklaşık yedi kilometre üzerinde infilak ederek çok sayıda küçük bomba parçasını dairesel biçimde yaydığını dile getirdi.
Halef, bu yapının, füzenin düşman unsurları “topçu tarzı tekrarlayan vuruşlarla” imha etmesini sağladığını ve hedef bölgesinde bir “elek etkisi” yarattığını kaydetti.
Tümgeneral Halef, İsrail’in üç farklı hava savunma sistemiyle önleme girişiminde bulunduğunu ancak füzenin bunların tamamını aşarak hedefini vurduğunu belirtti.
Halef, patlamanın etkisini, “Patlamadan yayılan küçük bombalar, zemindeki hedefi kazıyarak yok ediyor. Klasik hava savunma sistemleri de bu nedenle etkisiz kalıyor” sözleriyle açıkladı.
25 Eylül’deki denemenin ciddi hasara yol açtığını kaydeden Halef, İsrail’in saldırının sonuçlarını gizli tuttuğunu ve kapsamlı bir iç soruşturma başlattığını söyledi.
Halef, İsrail’deki gözlem merkezlerinin saldırının etkilerine dair çelişkili açıklamalar yaptığını da aktardı.
Uzmana göre bazı birimlerin füzenin imha edildiğini, bazılarının boş bir alana düştüğünü, diğerlerinin ise “hayati bir hedefi vurduğunu” bildirmesi, “füzenin patlayıcı etkisinin genişliği karşısında yaşanan kafa karışıklığını” gösteriyor.
Öte yandan Halef, Ensarullah’ın gizli silah geliştirme programının Yemen’e “stratejik üstünlük kazandırdığını” vurguladı.
“Yemenliler bugün Kızıldeniz’de yeni bir denge kurdu” diyen Halef, bölgenin dünya ticareti ve enerji geçişi için kilit önemde olduğuna dikkat çekti. Uzman, Kızıldeniz üzerinden geçen ticaret ve enerji akışının küresel arzın yüzde 10 ila 15’ini oluşturduğunu hatırlattı.
Halef, Ensarullah’ın “İsrail bağlantılı deniz trafiğini kısmen durdurduğunu”, İngiltere ve ABD bandıralı gemilerin geçişini ise geçici olarak sınırlandırdığını belirtti. Uzman, bu kısıtlamanın yalnızca İsrail’e yönelik olarak sürdüğünü ekledi.
Bu deniz ablukasının ekonomik etkilerinin hissedilir olduğunu söyleyen Halef, Tel Aviv ve Washington’daki düşünce kuruluşlarının da bunu açıkça kabul ettiğini ifade etti.
Halef, “Kızıldeniz’deki kısıtlama Süveyş Kanalı’na yıllık yaklaşık 9 milyar dolar kaybettirdi. İsrail’in Eilat (Umm el-Raşraş) Limanı tamamen kapandı ve ciddi saldırılara maruz kaldı” dedi.
Gazze’deki geçici ateşkesin ardından İsrail’in Yemen’e yönelik yeni bir askeri adım atıp atmayacağı sorusuna Halef, Tel Aviv’in böyle bir planı olmadığı yanıtını verdi.
“İsrail, Yemen’le askeri teması sürdürmeyi düşünmüyor. Aksine, doğrudan bir çatışmadan kaçınma eğiliminde” diyen Halef, İsrailli yetkililerin Ensarullah’ın kararlılığını “ciddiyetle” değerlendirdiğini aktardı.
Halef, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrailliler, Ensarullah’ın sözünün arkasında durduğunu ve saldırılarını yalnızca savaşın devam ettiği dönemlerde yürüttüğünü biliyorlar. Bu nedenle ateşkesin sürmesi kendi çıkarlarına.”
Tümgeneral Abdülkerim Halef, “Yemenlilerin elinde artık güçlü bir caydırıcı güç var” diyerek analizini tamamladı.
Halef, “İsrail toplumu bugün, sessiz dönemlerde bile sürekli bir tedirginlik içinde yaşıyor. Ensarullah’ın yeniden mühimmat doldurması uzun sürmüyor. İsrailliler artık evlerinde huzurla uyuyamıyor; sığınaklar onların yeni gerçeği haline geldi” diye konuştu.