Gazze’deki ateşkesin akıbetine dair üç senaryo

28 Ekim 2025

Gazze’deki ateşkes, İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nı açmaması ve yardımlara izin vermemesi nedeniyle belirsizliğe girdi. Gazze hükümeti, ateşkesin başından bu yana 114 İsrail ihlali yaşandığını ve 109 sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı. Analistler, sürecin kriz yönetimi, bölünme veya siyasi uzlaşı olmak üzere üç farklı yöne evrilebileceğini belirtiyor.

YDH - İsrail’in yükümlülüklerini yerine getirmemesi, Gazze’deki ateşkes anlaşmasını belirsizliğe sürükledi.

Siyonist rejim, anlaşmanın ilk aşamasında yer alan Refah Sınır Kapısı’nın açılması ve insani yardımların kesintisiz girişine izin verilmesi maddelerini uygulamadı.

Bununla birlikte İsrail, ikinci aşamada öngörülen Gazze’den tamamen çekilme ve yönetimin teknokratlardan oluşacak bağımsız bir Filistinli komiteye devredilmesi sürecini, esir askerlerin cesetlerinin teslim edilmesi şartına bağladı.

Ateşkes 114 kez ihlal edildi

Gazze’deki hükümet kurumları, 10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkesten bu yana İsrail ordusunun en az 114 ihlalde bulunduğunu açıkladı. Bu saldırılarda 109 sivil hayatını kaybetti, 324 kişi yaralandı.

Gazze Hükümeti Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite, el-Cezire’ye yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun sivillere yönelik 51 ateş açma eylemi, 9 kara saldırısı, 52 bombardıman ve 3 binanın patlatılması dahil toplam 114 ihlal gerçekleştirdiğini belirtti.

Sevabite, ayrıca 21 Filistinlinin gözaltına alındığını bildirdi.

Bu ihlallerin insani krizi derinleştirdiğini ve ateşkesin çökmesine yol açabileceğini vurgulayan Sevabite, “İsrail, uluslararası toplum ve garantör ülkeler önünde imzaladığı taahhütleri ihlal ediyor. Bu, anlaşmanın ruhunu hedef alan açık bir saldırıdır” diye konuştu.

Yetkili, ABD Başkanı Donald Trump’ı, garantör ülkeleri ve arabulucuları İsrail’e baskı yapmaya çağırarak sınır kapılarının tamamen açılması, gıda, ilaç ve barınma malzemelerinin girişinin hızlandırılması gerektiğini söyledi.

Üç olası senaryo

Siyasi analist Yasir Ebu Hin, el-Cezire’ye yaptığı değerlendirmede, ateşkesin “üç farklı yöne evrilebileceğini” söyledi. Ebu Hin’e göre sahadaki gelişmeler üç ana eksen etrafında şekilleniyor.

Bunlardan ilki, ABD’nin yönlendirdiği ve “sarı hat” olarak bilinen tampon bölgenin kademeli daraltılmasını, performansa dayalı değerlendirmeyi ve geçici bir güvenlik yönetimini öngören güvenlik formülü.

İkincisi, Mısır merkezli ve İsrail’in çekilmesi, insani yardımın genişletilmesi, yeniden imar süreci ve Filistin yönetiminin geri dönmesini önceleyen yaklaşım.

Üçüncüsü ise Hamas’ın silahsızlandırılması koşuluna dayalı ve “ertesi gün” planını güvenlik önceliklerine bağlayan İsrail iç siyasetinin sertleşmesi.

Ebu Hin, “Eğer uluslararası baskı, bağımsız bir denetim mekanizmasıyla desteklenmezse, Gazze uzun bir kriz yönetimi dönemine girebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Ebu Hin’e göre Gazze’deki mevcut tabloyu üç temel dinamik belirliyor: İsrail’in 19 Ekim’deki yeni saldırısının ateşkesin kırılgan yapısını ortaya koyması, Washington’un hem yardım hem de denetim üzerinde nüfuz kurarak Gazze’yi fiilen iki bölgeye ayırma isteği ve Filistinli aktörler arasındaki stratejik ayrışma.

Yasir Ebu Hin, Hamas’ın önceliğinin insani yardımların ve yakıtın kesintisiz girişi olduğunu, Filistin Yönetimi’nin ise yeniden idari kontrol talebine odaklandığını ifade etti.

Öte yandan arabulucular, İsrail’in çekilmesi ve imar süreciyle eş zamanlı olarak Filistin Yönetimi’nin kademeli dönüşünü ve İslam ülkelerinden oluşacak, BM güvencesindeki geçici bir barış gücünü gündeme getiriyor.

Ancak İsrail’in silahsızlanma ısrarı ve BM kurumlarının, özellikle UNRWA’nın, bu modeli yönetmeye sıcak bakmaması süreci tıkıyor.

Kriz yönetimi, bölünme ya da siyasi uzlaşı

Gazze merkezli siyasi yorumcu Visam Afife, ateşkesin geleceğine dair üç olasılığı sıraladı.

İlk senaryo, ateşkesin kısmen uygulandığı ancak siyasi düzenlemelerin askıda kaldığı bir kriz yönetimi ve oyalama süreci. Bu senaryoda İsrail fiili kontrolü sürdürürken, ABD insani yardımların akışını denetliyor.

Afife’ye göre bu model, insani koşulları ağırlaştıracak ve iç gerilimleri artıracak. Afife, “Bu en olası ve kısa vadede devam etmesi muhtemel senaryo” dedi.

İkinci olasılık, ABD’nin öncülüğünde “güvenli bölgeler” oluşturulması ve uluslararası denetimle kısıtlı bir yeniden imar süreci yürütülmesini içeren geçici bölünme modeli.

Afife, bu modelin “İsrail’in dolaylı hakimiyetini” kalıcılaştırabileceğini ve Gazze’yi fiilen bağımsızlaştırarak Mısır’ın etkisini azaltacağını söyledi.

Üçüncü ve son senaryo ise Katar, Mısır ve Türkiye’nin arabuluculuğunda İsrail’in tamamen çekilmesi, Filistinli gruplar arasında ulusal birlik hükümeti kurulması ve yeniden imarın bu çerçevede yürütülmesini kapsayan bölgesel siyasi uzlaşı.

Afife, bu senaryonun gerçekleşme olasılığının “düşükten orta seviyeye” kadar sınırlı olduğunu belirtti.