
YDH - Konuya aşina üç kaynağın Axios haber portalına verdiği bilgiye göre, Amerikalı yetkililer bir dizi ülkeyle Gazze'de konuşlandırılacak uluslararası bir güç kurulması konusunda hassas görüşmeler yürütüyor.
Washington yönetiminin, bu konudaki planı önümüzdeki birkaç hafta içinde sunmayı hedeflediği belirtildi.
Haber portalına konuşan bir Amerikalı yetkili, ABD Merkez Komutanlığının (CENTCOM) bu güce ilişkin planın hazırlanmasında öncü rol üstlendiğini söyledi.
Plana göre, ABD, Mısır ve Ürdün tarafından eğitilip onaylanacak yeni bir Filistin polis gücünün yanı sıra Arap ve Müslüman ülkelerden gelecek askeri birlikler de oluşturulacak.
Kaynaklar; Endonezya, Azerbaycan, Mısır ve Türkiye gibi ülkelerin bu güce katkı sunmaya hazır olduğunu ifade ettiğini aktardı.
Bununla birlikte bazı ülkelerin ise Gazze'deki istikrarsız güvenlik durumu nedeniyle kaygılarını dile getirdiği kaydedildi.
Axios'un aktardığı planlamaya göre, kurulacak gücün görevleri Gazze'nin İsrail ve Mısır ile olan sınırlarını güvence altına almak ve "silah kaçakçılığını" önlemek üzerine yoğunlaşacak.
Ancak bu planın hayata geçirilmesi, Hamas'ın otoritesinin bir kısmından ve en azından bazı silahlarından vazgeçmeyi kabul etmesine bağlı olacak.
Planlamada yer alan bir kaynak, "İsraillilerin onayladığı güvenilir bir güvenlik ve yönetim yapısı Gazze'de kurulmazsa, İsrail'in sürekli saldırdığı bir durumda sıkışıp kalırız" diye konuştu.
Kaynaklar, söz konusu gücün, Donald Trump'ın elçileri Steve Witkoff ve Jared Kushner, Başkan Yardımcısı JD Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun bölgeye yaptıkları son ziyaretlerdeki toplantıların da ana gündem maddelerinden biri olduğunu açıkladı.
Kushner ve Witkoff'un ayrıca, görüşlerini almak üzere üst düzey İsrailli subaylarla da istişarelerde bulunduğu bildirildi.
Üst düzey bir İsrailli yetkili, Amerikan tarafının gücün büyüklüğüne ilişkin fikirlerini sunduğunu, İsrailli yetkililerin ise gücün yerel meşruiyetinin ve savaşma kabiliyetinin sayısal büyüklükten daha önemli olduğunu vurguladığını belirtti.
Axios'un haberine göre kaynaklar, Türkiye'nin de plana katılmaya istekli olduğunu ancak İsrail'in Gazze'de herhangi bir Türk askerî varlığına karşı çıktığını ifade etti.
Buna karşın bir Amerikalı yetkili, ABD'nin, Hamas'ı plana onay vermeye ve buna göre hareket etmeye ikna etme kabiliyetleri nedeniyle Türkiye'yi, Katar ve Mısır'ın yanında sürece dahil etmeye çalıştığını söyledi.
Yetkili, ABD'nin İsrail'in kaygılarının farkında olduğunu ve her iki taraf için de kabul edilebilir bir formül bulmak üzere çalıştıklarını dile getirdi.
Axios'a konuşan kaynaklar, temel hedefin Hamas'ın gücün konuşlandırılmasına onay vermesini sağlamak olduğunu teyit etti.
Zira Hamas'ın planı kabul etmesi, gücün varlık nedenini doğrudan bir savaş yürütmekten ziyade istikrarı sağlama ve yıkıcı unsurlarla mücadele etme yönünde değiştirecek.
Yetkililer, Hamas'ın ateşkesi saflarını yeniden düzenlemek için kullandığını ancak İsrail'in Gazze'nin bazı bölgelerindeki kontrolü ve Mısır sınırının kapalı olmasının örgütün yeniden silahlanma kabiliyetini sınırladığını belirtti.
Kaynaklar, arabulucuların, Hamas'ın gücün sınırları denetlemesini ve muhtemelen Gazze içindeki bazı görevleri üstlenmesini kabul edebileceğine inandığını aktardı. Bu onayın, Hamas militanlarının daha sonra takip edilmek yerine affedileceklerine dair güvence ve somut emareler görmeleri şartına bağlı olduğu vurgulandı.
Amerikalı yetkililerin, Hamas'a planı reddetmesi için bir bahane vermekten kaçınmaya çalıştığı da kaydedildi.
Diğer yandan aynaklar, ABD'nin, gücü destekleyecek ve ona BM barış gücüne dönüştürmeden hukuki bir yetki tanıyacak bir Güvenlik Konseyi kararı taslağı hazırlamada ilerleme kaydettiğini bildirdi. Bu formülün, Washington'a gücün operasyonlarını denetleme ve izleme imkânı vereceği ifade edildi.
Gücün yapısına ilişkin nihai kararların önümüzdeki günlerde alınacağı ve son tasarımın İsrail ile potansiyel katılımcı ülkelere sunulacağı vurgulandı.
Öte yandan, sürece dahil olan bir yetkili, geçmişteki barış gücü tecrübeleri göz önüne alındığında pek çok kişinin planın başarı şansından şüphe duyduğunu kabul etti.
Ancak yetkili, bölge ülkelerinin katılım göstermeye ilgi duyduğuna ve planı reddetmediğine dikkat çekerek, "Bu ihtilafın tarihini bilenlerin çoğu, plana büyük bir başarı şansı vermiyor. Ancak aynı zamanda kimse Donald Trump ile karşı karşıya gelmek istemiyor" diye ekledi.