YDH - İsrail'in salı gecesi Gazze Şeridi'ne düzenlediği ve sadece 10 saat içinde 100'den fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açan yoğun hava saldırıları, ateşkes kavramına yönelik bakışı değiştirdi.
Saldırılara ABD'nin destek vermesi ve arabulucu ülkelerin sessiz kalması, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin anlamını hem halk hem de resmi makamlar nezdinde farklı bir boyuta taşıdı.
İsraillilerin anlaşmayı yalnızca kendi güvenlik ihtiyaçlarına göre değil, aynı zamanda iç siyasi kriz anlarında gerilimi tırmanmalarını gerektiren değişkenlere göre de şekillendirdiği açıkça görüldü.
Saldırılar, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden güneyine kadar onlarca hedefi vururken, pek çok konut sakinlerinin başlarına yıkıldı.
Gazze İnsan Hakları Merkezi, konuya ilişkin yayımladığı raporda, "İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları, ateşkes anlaşmasının tekrar tekrar ve bariz bir şekilde ihlaliyle 35'i çocuk, 46'sı kadın olmak üzere 110 vatandaşın ölümüne yol açtı" ifadelerini kullandı.
Merkez, İsrail savaş uçaklarının sivilleri toplu olarak öldürmek amacıyla hiçbir gerekçe olmaksızın onlarca saldırı düzenlediğini belirtti.
Açıklamada, "İsrail'in uyguladığı vahşi toplu intikam eylemlerinin gerekçesi olarak duyurduğu Refah'ta bir İsrail askerinin öldürülmesi, utanç verici bir bahanedir. Bu bölge tamamen İsrail'in askeri kontrolü altındadır. İsrail'in tutumu, sivil hayata yönelik küstahça bir umursamazlığı yansıtıyor" denildi.
Açıklamada ayrıca, "Ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail kuvvetlerinin gerçekleştirdiği 197'den fazla bombalama ve ateş açma olayını belgeledik. Bu olaylarda yaklaşık 60'ı çocuk 194 Filistinli hayatını kaybetti, 500'e yakın kişi de yaralandı" bilgisi paylaşıldı.
Tüm bu gelişmeler, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'e Hamas'ın ihlallerine karşılık verme fırsatı tanıdığı yönündeki bilgilerin ötesine geçti.
El-Ahbar gazetesinin değerlendirmesine göre Washington'un İsrail'e anlaşmanın maddelerini değiştirme yetkisi vererek savaşın farklı bir yöntemle sürmesine izin verdiği anlaşılıyor.
İsrail, bu sükûnet hâlini, iki yıldır devam eden savaştan sağ kurtulan nitelikli isimlerden oluşan yeni bir hedef bankası oluşturmak için istismar ediyor.
Anlaşılan o ki, ABD'nin temel anlaşmanın yanı sıra İsrail'e Gazze'de askeri operasyon serbestisi konusunda yan taahhütleri bulunuyor.
Bu sayede İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, devletinin meşruiyetini aşındıran topyekûn bir savaşı, ABD'nin meşruiyeti ve uluslararası sessizlikle desteklenen bir "nokta atışı" savaşına dönüştürmeyi başardı.
İsrail ordusunun iddialarına göre, bir gece süren yoğun hava saldırılarında direniş saflarında iki tabur komutanı, iki tabur komutan yardımcısı, 16 bölük komutanı ve 7 Ekim'de saldırıları gerçekleştiren beş direnişçi öldürüldü. Öldürülenler arasında direnişin seçkin birliklerinden üç komutanın da bulunduğu öne sürüldü.
Bu gelişmeler üzerine direnişin güvenlik birimlerinden subaylar bir değerlendirme yaptı.
Subaylar, "İşgal güçleri, direnişçiler hakkında bilgi toplamak için göreceli sükûnet dönemlerini, ateşkesi ve genel gevşeme hâlini istismar ediyor. Bu süreçte iletişim kayıtları, günlük rutinler, çalışma ve konaklama yerleri gibi kişisel ayrıntılar toplanıyor" diye konuştu.
Aynı kaynaklar, İsrail'in bu amaçla sızma, dinleme ve insansız hava araçları gibi teknik yöntemlerin yanı sıra sahadaki ajanlar gibi daha önemli insan kaynaklarına dayandığını, bu kişilerin direnişçileri ve hareketlerini izleyerek İsrail birimlerine bilgi aktardığını belirtti.
Öte yandan, dün sahada "Sarı Hat" olarak bilinen bölgelerdeki bazı binaların yıkılması dışında genel bir sükûnetin hâkim olduğu bildirildi.