Anglo-Amerikan medya hakimiyetine karşı Küresel Güney koalisyonları

31 Ekim 2025

''Emperyal propagandaya fazla odaklanmamalıyız; ama zaman zaman içerdiği itiraflar ve açıklamalar, onu tamamen göz ardı edemeyeceğimizi gösteriyor. Peki, bunu en iyi nasıl okuyabiliriz? Bu, pedagojik bir sorundur: Kalıcı önyargıyı tanımak, seçmek ve doğru okumak için beceri gerekir. Tüm bunlar, medya yöntemleri ve adli tekniklerde ciddi bir eğitim gerektirir.''

YDH- El-Meyadin’deki yazısında, modern küresel iletişim ve medya ağlarının hegemonik güçler tarafından nasıl manipüle edildiğini tartışan Tim Anderson, bilgi iktidarı ile siyasal iktidarın iç içe geçtiği bir “epistemik hegemonya” sorununu ele alıyor. Karşı-hegemonik seslerin çoğaltılmasının ve uluslararası işbirlikleri aracılığıyla mevcut dengesizliğin kırılmasının önemini vurgulayan Anderson, Anglo-Amerikan medyasının ve finans ağlarının hâlâ küresel düzeyde hâkimiyetini sürdürdüğü bir çağda, bu manipülasyonun karşısında ancak Küresel Güney medyasının ortak girişimlerle alternatif bir bilgi alanı oluşturarak bilginin adil dağılımını sağlayabileceğini ve kolektif sorumluluğu üstlenebileceğini belirtiyor.

Hegemonik güçler, bağımsız halkları ve devletleri zayıflatmak, bölmek ve istikrarsızlaştırmak için sistematik bir dezenformasyon aygıtı işletir. Bu aygıt, nüfusları etkisiz hâle getirmeyi, boğucu kuşatmalar uygulamayı, vekâlet savaşlarını başlatmayı, işgalleri meşrulaştırmayı ve direnişi geçersiz kılmayı hedefler.

Sorun ise şudur: Hegemonik propaganda, hem geniş hem derin, hem de ustaca örülmüş bir ağdır.

Anglo-Amerikan güçler, teknoloji, sanayi ve ticaretteki üstünlüğünü yitirmiş olsa da, finans ve propaganda alanındaki hâkimiyetlerini hâlâ koruyor. Dolar ve SWIFT diktatörlüğü hüküm sürmeye devam ederken medya, iletişim ve ideolojik ağları sağlam biçimde varlığını sürdürüyor.

Bu ağlar, sömürgeci medyanın kusursuzca örülmüş zincirlerinden; dürüst soruları güvenilmez kaynaklara yönlendiren arama motorlarından; Wikipedia ve emperyal yapay zekâlardan; ABD kontrolündeki sosyal medya platformlarından; ve şu an geçici olarak dezavantajlı hâle gelmiş ücretli medya “aktivistlerinden” (USAID ve NED’in parçalanmasıyla) oluşuyor.

Yeni nesil Batı odaklı doğrulama kuruluşları ise, seçici girdiler ve gizli programlamalarla özellikle uluslararası kritik tartışmalarda sahte haberleri yaymak için işbirliği yapmaktadır. Sorun yalnızca bireysel yanlış bilgilerle sınırlı değildir.

Rusya kendi doğrulama kuruluşlarını kurarken, Çin’in benzer bir sorunu mevcut; ancak önceliği Çin hakkında yayılan yalanlarla ilgilidir. Bu doğal ve anlaşılır bir durumdur:

Ortada tümüyle ortak bir sorun vardır. Ve Küba’nın ulusal kahramanı José Marti’nin 236 yıl önce dediği gibi:

"Ağaçlar, onlarca kilometrelik adımları olan devi durdurmak için saf oluşturmalı! Bu, seferberlik zamanı, birlikte yürüyüş zamanı; ve biz, And Dağları’ndaki damarlar gibi, yan yana, sıkı saflarda ilerlemeliyiz."

Emperyal propagandaya fazla odaklanmamalıyız; ama zaman zaman içerdiği itiraflar ve açıklamalar, onu tamamen göz ardı edemeyeceğimizi gösteriyor. Peki, bunu en iyi nasıl okuyabiliriz? Bu, pedagojik bir sorundur: Kalıcı önyargıyı tanımak, seçmek ve doğru okumak için beceri gerekir. Tüm bunlar, medya yöntemleri ve adli tekniklerde ciddi bir eğitim gerektirir.

Önemli olan, özgün sesleri barındıran platformları genişletmektir. Karşı hegemonik sesleri çoğaltmak için kapasiteye ve yetkinliğe sahip aktörler arasında ortaklıklar kurulması hayati önemdedir.

Birkaç örnek, bu stratejinin nasıl işlerliğe kavuşabileceğini gösteriyor:

Bunlar, kıtalararası girişimlerin sadece başlangıcıdır.

Batı Asya medyası ile Latin Amerika ajansları (Prensa Latina, Telesur gibi) hâlihazırda bağlantılar kurmuş olsa da, BRICS’in güçlü aktörlerini kapsayan daha büyük ortak girişimlere ihtiyaç vardır.

BRICS ülkelerinin düzinelerce katılımcısıyla “Küresel Güney Medya İşbirliği Girişimi” hâlihazırda tartışılmaktadır. Bu girişim, Rio de Janeiro’daki G20 Zirvesi’nde Çin Medya Grubu (CMG) tarafından, Küresel Güney’in sesini yükseltmek amacıyla başlatılmıştır.

Birleşik medya ağları, mevcut önceliklerdeki sesleri güçlendirirken, göz ardı edilen konulara da dikkat çekebilir. Örneğin:

Küresel Güney hâlihazırda bazı bağlantılara sahip, bilgi paylaşıyor ve karşılıklı destek sağlıyor. Ancak José Marti’nin vurguladığı gibi hâlâ “yakın saflarda ilerlemiyoruz.”

İşte bu yüzden, Anglo-Amerikanlar propaganda arenasında hâlâ hâkimiyetlerini koruyor.

Çeviri: YDH