
YDH - Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Lübnan ordusunun ülkenin güney sınırlarında konuşlanmasının önündeki engelin, Siyonist rejimin Lübnan topraklarının geniş bir bölümünü işgal altında tutması olduğunu vurguladı.
Berri, bugün İslami Radyo ve Televizyonlar Birliği’nden bir heyeti kabulü esnasında yaptığı açıklamada, direnişin ateşkes anlaşmasının bütün maddelerine eksiksiz uyduğunu söyledi.
Lübnan ordusunun halihazırda Litani Nehri’nin güneyinde 9 binden fazla asker ve subayla bulunduğunu belirten Berri, “Lübnan ordusu, uluslararası düzeyde tanınan sınırlar boyunca konuşlanma kapasitesine sahiptir. Bu konuşlanmanın önündeki tek engel, Lübnan’ın güney topraklarının geniş bir bölümünde İsrail işgalinin hâlen sürmesidir. Bu durum, UNIFIL’in ve onun düzenli raporlarının da açık biçimde kabul ettiği bir gerçektir” diye konuştu.
Berri, “Asıl sorulması gereken soru şu: İsrail, ateşkes anlaşmasının tek bir maddesine ne zaman, nerede ve nasıl uymuştur?” ifadelerini kullandı.
Bu bağlamda bazı Lübnanlı çevrelerin direnişe yönelik tutumlarını şaşkınlıkla karşıladığını belirten Berri, “Bu kesimler, siyasi ya da medya söylemlerinde ‘direniş’ kelimesinin dahi zikredilmesini reddediyorlar” dedi ve ekledi: “Dünyada, kendi tarihinin en saf sayfasını inkâr eden bir ülke var mı?”
ABD’li temsilci Morgan Ortagus’un ziyaretine de değinen Berri, “Amerikalı yetkili, son ziyaretinde iki konuyu ele aldı: Birincisi, İsrail’in Suriye’den silah akışının devam ettiği yönündeki iddiası; ikincisi ise müzakereler meselesi” açıklamasında bulundu.
Berri, İsrail’in iddiasının bütünüyle yalan olduğunu belirterek, “Gökyüzünü uyduları ve diğer araçlarıyla denetim altında tutan Amerika, gerçeği gayet iyi bilmektedir” dedi.
Müzakereler konusuna ilişkin ise Berri, “Düzenli olarak toplanması gereken bir mekanizma vardır ve bu toplantılarda, gerek duyulduğu takdirde, sivil veya askerî uzmanlardan yararlanılabilir. Bu, Mavi Hat’ın ya da deniz sınırlarının çizilmesi sürecinde yapılan uygulamaya benzer bir durumdur” diye konuştu.
Yeniden imar sürecine de değinen Berri, “Lübnanlıların, özellikle de güney halkının verdiği en önemli savaş, topraklarında direnme ve orada kalma mücadelesidir. İşgalci İsrail güçlerinin ve savaş makinesinin her gün gerçekleştirdiği katliamların boyutuna rağmen bu mücadele sürüyor” dedi.
Berri, Musaylih’teki yeniden imar sürecine yönelik koordinasyon toplantısının, “yeniden imara başlamak için bir plan hazırlanmasının ilk adımı” olduğunu ifade etti.