
YDH- Pazartesi akşamı, Amerika Birleşik Devletleri BM Güvenlik Konseyi üyelerine, Gazze Şeridi’nde en az iki yıl süreyle görev yapacak, gerekirse beş yıla kadar uzatılabilecek bir uluslararası güç kurulmasını öngören bir taslak karar metni dağıttı.
Taslağa göre bu güç, 2027 yılı sonuna kadar Gazze’de güvenliği sağlama konusunda geniş yetkilere sahip olacak ve görev süresi daha da uzatılabilecek.
Taslakta, “Uluslararası İstikrar Gücü” (UİG) adı verilen bu yapının, UNIFIL veya UNDOF gibi klasik BM barış gücü misyonlarından farklı olarak, doğrudan BM’ye bağlı olmayacağı belirtiliyor.
UİG, ABD liderliğinde, uluslararası düzeyde seçilmiş figürlerden oluşan ve “Uluslararası Barış Konseyi” adını taşıyan geçici bir uygulama organına bağlı olacak.
Gücün konuşlandırılması, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını tamamlaması ve kademeli olarak çekilmeye başlamasıyla eş zamanlı yürürlüğe girecek.
UİG, Gazze ile Mısır ve İsrail arasındaki sınırların güvenliğini sağlamak, Gazze’nin silahsızlandırılması sürecini yürütmek ve bölgedeki güvenlik ortamını istikrara kavuşturmakla yükümlü olacak.
Bu kapsamda, belirlenmiş terör örgütlerinin askeri ve saldırı altyapıları imha edilecek, yeniden inşa edilmeleri engellenecek ve devlet dışı silahlı grupların ellerindeki silahların kalıcı biçimde ortadan kaldırılması hedeflenecek.
Ayrıca, onaylanmış Filistin polis güçlerini eğitmek ve desteklemek, insani yardım koridorlarını koordine etmek ve anlaşmanın uygulanması için gerekli ek görevleri yürütmek de bu gücün sorumlulukları arasında yer alacak.
Taslak karar, Filistin Yönetimi’ni Gazze’nin kontrolünü yeniden devralmasını sağlayacak reformları hayata geçirmeye çağırıyor. Metin önümüzdeki günlerde müzakereye açılacak ve birkaç hafta içinde oylamaya sunulması bekleniyor.
Kabul edilmesi halinde, “uluslararası gücün” ilk konuşlandırmalarının Ocak ayında başlaması planlanıyor. Belgeye göre bu güç, Barış Konseyi’nin belirleyeceği birleşik bir komuta altında ve Mısır ile İsrail’le “yakın koordinasyon ve istişare” içinde görev yapacak.
Konseye, bu yetkiyi uygulamak için “gerekli tüm araçları” kullanma hakkı da veriliyor.
İdari açıdan, Barış Konseyi, Gazze’den seçilecek profesyonellerden oluşan “siyasi olmayan, teknokrat bir Filistin komitesi”ni denetleyecek.
Bu komite, kamu hizmetlerinin ve günlük idarenin yönetiminden sorumlu olacak. Konseyin, komite tamamen şekillenmeden önce de çalışmalarına başlaması öngörülüyor.
Hamas, Amerikan taslak kararını reddettiğini açıkça ima etti. Hareketin liderlerinden Musa Ebu Marzuk, dün yaptığı açıklamada, “Bu projenin mevcut haliyle Güvenlik Konseyi’nden geçmesi zor” dedi.
Ebu Marzuk, Washington ve Tel Aviv’in, uluslararası gücün Konsey tarafından onaylanmasını istemediğini, ABD’nin ise İsrail’in çıkarlarına tam olarak uyan ve Filistinli grupların kendi aralarında vardıkları uzlaşıyla çelişen bir tasarı sunarak bu onayı fiilen engellemeye çalıştığını söyledi.
Ebu Marzuk, Filistinliler arasında, güvenlik güçlerinin tamamen Filistinlilerden oluşması ve “Gazze Şeridi Yönetim Komitesi” tarafından yönetilmesi gerektiği konusunda geniş bir mutabakat olduğunu belirtti.
Ayrıca “İsrail işgalinin yerini alacak herhangi bir yabancı askeri güce” karşı uyarıda bulundu. Hamas, “Filistin halkının çıkarları doğrultusunda, Gazze’nin yönetiminin Filistin Yönetimi’ne bağlı bir bakan tarafından devralınması” yönündeki tutumunu yineledi.
Benzer şekilde, Filistin Ulusal İnisiyatif Hareketi Genel Sekreteri Mustafa Bargusi de “Filistinlilerin Gazze’yi yönetmek için dışarıdan kimseye ihtiyacı yok” diyerek, uluslararası güçlerin rolünün yalnızca ateşkesi korumakla sınırlı kalması gerektiğini vurguladı.
“Uluslararası güç” konusundaki bölgesel tartışmalar giderek kızışıyor. El-Ahbar’ın Mısırlı kaynaklara dayandırdığı bilgilere göre, Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdülati’nin iki gün önce İstanbul’da yapılan Arap-İslam bakanlar toplantısına katılmaması, Kahire’nin bu konudaki hassasiyetini yansıtıyor.
Kaynaklar, Mısır’ın, Türkiye’nin “uluslararası güce katılma isteğini” açık biçimde reddettiğini ve bu tavrın iki ülke arasında yeni bir gerginlik yarattığını aktarıyor.
Kahire, yeniden yapılanma sürecinde daha geniş bir rol karşılığında Türkiye’nin güçte yer almamasını sağlamayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ateşkes anlaşmasının duyurulduğu Şarm el-Şeyh zirvesine katılmasına rağmen, Mısır yönetimi Gazze’de artan Türk etkisinden rahatsız.
İsrail’in, Türk askerlerinin Gazze’de konuşlandırılmasına ilişkin çekincelerini kullanarak bu etkinin sınırlandırılmasını amaçlıyor.
Kaynaklar, Mısır’ın bu tavrının hem Gazze sınırındaki güvenlik endişelerinden hem de Ankara ile bölgesel nüfuz rekabetinden kaynaklandığını belirtiyor.
Ayrıca, Kahire’nin “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Türkiye’yi Mısır’a alternatif olarak öne çıkarma çabalarına” karşı Washington’la yoğun temas yürüttüğü, son haftalarda elde ettiği kazanımların “Türk hamleleriyle gölgelenmesine izin vermeyeceği” ifade ediliyor.
Öte yandan Mısır, “uluslararası güce” katılmaya temkinli bir şekilde yaklaşsa da, bu katılımı belirli koşullara bağlıyor. Bir Mısırlı yetkiliye göre Kahire, taslak karara “olumlu ama çekinceli” bir yanıt verdi; önümüzdeki iki gün içinde bazı “küçük değişiklikler” üzerine müzakereler yapılacak.
Mısır, görevin kapsamı ve yetkileri netleştirildiği takdirde “en fazla sayıda asker göndermeye hazır” olduğunu bildiriyor. Ayrıca, güvenlik koordinasyonunda ve Gazze’de sorumluluk üstlenecek Filistin güvenlik güçlerinin eğitiminde önemli bir rol oynamaya da istekli. Kahire, bu kararın “en azından geçici olarak kabul edilmesinin bile İsrail’i tamamen çekilmeye zorlayacağına” inanıyor.
Bu arada, İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü, Birleşik Arap Emirlikleri’nin daha önce “uluslararası güce katılma” yönündeki mutabakatını geri çektiğini açıkladı.
Habere göre BAE, askerlerinin tehlikeye girmesinden ve İsrail’e karşı bir “vekâlet savaşı yürütmekle” suçlanmaktan endişe ediyor.