Şeyh el-Hatib: 'İsrail’in saldırganlığı tüm dünyanın güvenliğini tehdit ediyor'

06 Kasım 2025

Yüksek İslam Şii Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, İsrail’in Lübnan ve Filistin’e yönelik saldırılarını durdurmak için baskı uygulanması gerektiğini vurgulayarak İsrail’in saldırganlığı yalnızca Orta Doğu’nun değil, küresel güvenlik ve istikrarın da önünde bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

YDH- Yüksek İslam Şii Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib, bugün öğleden sonra Hazmiye’deki Konsey merkezinde Hollanda’nın Beyrut Büyükelçisi Frank Molen’i kabul etti.

Görüşmede, Lübnan ile Hollanda arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi ve bölgesel gelişmeler ele alındı.

El-Hatib, Lübnan ile dost ülkeler arasındaki ilişkilerin ilerletilmesi yönündeki girişimlerinden dolayı Büyükelçi Molen’e teşekkür ederek, Hollanda hükümetine “Lübnan ordusuna verdiği destek ve Hollanda halkının Lübnan toplumuna, özellikle öğrencilere gösterdiği misafirperverlik” nedeniyle şükranlarını iletti.

İlişkilerin karşılıklı yarar temelinde daha da geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Şeyh el-Hatib, Hollanda hükümeti ve Avrupa Birliği ülkelerine uluslararası hukukun işletilmesi çağrısı yaparak, “İsrail’in Lübnan ve Filistin’e yönelik saldırılarını durdurmak için baskı uygulanmalı” dedi.

Lübnan’ın, İsrail’in uluslararası hukuk ve insani sözleşmeleri hiçe saymasına rağmen 1701 sayılı BM kararına bağlı kaldığını hatırlattı.

“İsrail’in saldırganlığı yalnızca Orta Doğu’nun değil, küresel güvenlik ve istikrarın da önünde bir tehdit oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

El-Hatib, Lübnan’daki direnişin 1701 sayılı kararı harfiyen uyguladığını ve hiçbir ihlalde bulunmadığını belirterek, “Buna karşın İsrail, UNIFIL güçlerinin ve Ortak Mekanizma Komitesi’nin gözü önünde saldırılarını ve katliamlarını sürdürüyor” diye konuştu.

Lübnan’ın dini ve mezhepsel çeşitliliğinin ülke için bir zenginlik kaynağı olduğunu vurgulayan Şeyh el-Hatib, Yüksek İslam Şii Konseyi’nin “siyasi ve mezhepsel bileşenler arasında diyalog ve iş birliğini teşvik etmede öncü rol üstlendiğini” belirtti.

Lübnanlıların hak ve görevlerde eşit olduğu, hukukun üstünlüğüne dayalı bir vatandaşlık devleti inşa etme çağrısını yineledi.