YDH - Hizbullah'ın Lübnan meclisindeki grubu Direnişe Vefa İttifakı Milletvekili Ali Feyyad, Lübnan'ın son derece tehlikeli bir döneme girdiğini belirterek, İsrail'le doğrudan müzakere kurulması yönündeki baskıların, 1701 sayılı kararı aşan bir güvenlik anlaşmasını dayatmayı amaçladığını ifade etti.
El-Ahbar'ın haberine göre Feyyad, Şehitler Günü vesilesiyle düzenlediği bir konuşmada mevcut duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Lübnan'ın, Amerika-İsrail'in koordinasyonunun tırmandığı son derece tehlikeli bir aşamayla karşı karşıya olduğunu söyleyen Feyyad, "İsrail sahada gerilimi tırmandırırken, Amerikalılar bu gerilimin siyasi yönetimini üstleniyor ve bunu Lübnan’a yeni dayatmalar getirmek için kullanmaya çalışıyor" diye konuştu.
Milletvekili Feyyad, İsrail'le doğrudan müzakere baskılarının yalnızca sınır çizimi ya da 1701 sayılı kararın uygulanması gibi teknik konularla sınırlı olmadığını vurguladı.
Feyyad, bu baskıların asıl amacının, "uluslararası kararı aşan, Lübnan’ın egemenliğini içi boş bir kavrama dönüştüren ve ülkeyi İsrail’le normalleşme sürecine sokacak bir güvenlik anlaşmasının önünü açmak" olduğunu belirtti.
İsrail karşısında taviz vermeye dayalı her beklentinin tehlikeli ve yanıltıcı olduğunu dile getiren Feyyad, özellikle Suriye'de yaşananların bunu gösterdiğini kaydetti.
Feyyad, "İsrail hiçbir taahhüdüne ya da güvenceye bağlı kalmıyor, aksine saldırılarını, işgalini ve yayılmacılığını sürdürüyor" dedi.
Çözümün teslimiyet ya da geri adımda değil, direnişte ve Lübnan’ın kendini savunma hakkına sıkı sıkıya sarılmakta yattığını belirten Feyyad, Lübnan hükümetine bir çağrıda bulundu.
Feyyad, yönetimin "kararsızlık ve şaşkınlık halinden çıkarak, 1701 sayılı karara bağlı kalmayı ve ateşkes ilanını tek çözüm çerçevesi olarak kabul eden sağlam bir ulusal duruş sergilemesi gerektiğini" söyledi.
Feyyad, ayrıca "Lübnan’ı savunmak için her türlü fedakârlığa hazır olunması gerektiğini" de sözlerine ekledi.
Ali Feyyad, konuşmasını, "Sadece kararlı ve sarsılmaz bir tutum, İsrail saldırganlığına karşı Lübnan’ı koruyabilir ve ülkenin içinden geçtiği bu kader belirleyici dönemde ulusal birliği güçlendirebilir" ifadeleriyle tamamladı.