İran'ın anlatısı ile Suriye neden düştü?

10 Kasım 2025

Alptekin Dursunoğlu ve Sarkis Kassargian, sahadan ve diplomatik kaynaklardan Suriye’ye emperyal müdahaleyi ve bölgedeki güç dengelerini kapsamlı şekilde değerlendirdi. Oturumda, krizin çok boyutlu olduğu; bölgesel ve küresel aktörlerin rekabetiyle devlet kurumlarının çöküşü, sosyal bunalım ve siyasi zayıflamanın yaşandığı belirtildi.

YDH-  Sarkis Kassargian'ın programına konuk olan Alptekin Dursunoğlu, Suudi Arabistan, Türkiye ve İsrail’in Suriye üzerinden yürüttükleri vekâlet savaşları ile İran ve Rusya'nın emperyalist darbelere karşı jeopolitik manevralarının ülkenin kaderini şekillendirdiğine dikkat çekti. 

Suriye krizinin sadece askeri bir çatışma olmadığını, aksine derin toplumsal, siyasi ve kurumsal çürümenin dış müdahalelerle iç içe geçtiği çok katmanlı bir hegemonya savaşı olduğunu vurgulayan ikili, İranlı generalin suikastı ve bunun çevresinde dönen senaryoları tartışarak suikastın dışardan değil, içeriden yapılmış olma ihtimalini, Rusya ve Suriye ile İran arasındaki hassas ittifak dinamiklerine bağladı. 

Suriye'nin son meşru Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in desteklediği direniş cephesinin rolü, Rus yanlıları ve İran’ın durumunu ve bu aktörlerin farklı tutumları ve çıkar çatışmalarını derinlemesine yorumlayan Dursunoğlu ve Kassargian, özellikle Rusya’nın savaş dışında kalmayı tercih ettiğini ve İsrail saldırılarına müdahalede isteksiz olduğunu aktardı.

Programın odağında ABD, İsrail, Suudi Arabistan gibi aktörlerin, bölgeyi terörizm üzerinden dizayn etme çabaları, bunun sonucu olarak devlet yapılarını zayıflatma stratejileri ele alınırken İdlib bölgesine Ukrayna ve Doğu Avrupa’dan gelen militanların eğitim gördüğü bilgisi resmi kaynaklarca da teyit edildi. 

Dahası, ordu ve devlet mekanizmasının içinde yaygın rüşvet, hırsızlık, adaletsizlik ve kayırmacılığa da eğilen ikili, “Savaş olmadı, ordu savaşmadı” tespiti ile bunun politik, motivasyonel ve etik çöküşle bağlantısını kurdu.