YDH - İsrail'in Lübnan cephesinde savaşı yeniden başlatmayı planladığına yönelik mesajlar sürerken, Başbakan Benyamin Netanyahu dün bir açıklama yaptı.
Netanyahu, "Ateşkes anlaşmalarını nerede bulunuyorsa demir bir yumrukla uygulamaya kararlıyız. Bizi yok etmeye çalışanlara karşı harekete geçiyoruz. Lübnan’da her gün neler olduğunu görebiliyorsunuz" diye konuştu.
Netanyahu, sözlerine "Savaş henüz bitmedi, düşmanlarımız yeniden silahlanıyor. Bizi hep birlikte yok etme arzularından vazgeçmediler" ifadelerini ekledi.
Askeri müdahalelerin tek başına yeterli olmadığına inanan ABD, Hizbullah'ı silahsızlandırma hedefiyle çok yönlü baskı stratejisini sürdürüyor.
Bu stratejinin en önemli ayağını ise mali abluka oluşturuyor.
Bu kapsamda Beyrut'u ziyaret eden Hazine Bakanlığı heyetinin temaslarının, Türkiye ve İsrail'i de kapsayan bölge turunun bir parçası olduğu ve özellikle istihbarat ile teknik koordinasyona odaklandığı belirtiliyor.
ABD'li yetkililer, Hizbullah’ın Lübnan’a para sokma yöntemleriyle mücadelede ciddi zorluklar yaşadıklarını aktarıyor.
Bu nedenle Washington'un mevcut planı, örgütün finansmanıyla ilişkilendirilebilecek her türlü faaliyete yönelik denetimi sıkılaştırmayı hedefliyor.
ABD, Lübnan hükümetinden "Hizbullah’ın finansman kanallarını hangi biçimde olursa olsun kapatmasını" talep etti. Washington ayrıca, örgütün faaliyetlerini finanse etmek için kullandığı nakit ekonomisini sona erdirmeyi amaçlayan hukuki ve mali tedbirleri daha sıkı uygulaması yönünde çağrıda bulundu.
ABD, bu tedbirleri, öncelikli gördüğü silahsızlandırma görevine eşlik etmesi gereken bir yükümlülük olarak değerlendiriyor ve Lübnan devletinin silah tekelini sağlama taahhütlerine uygun olarak bunları uygulaması gerektiğini vurguluyor.
El-Ahbar gazetesine konuşan bir kaynağın aktardığına göre, ABD tarafı, Lübnan hükümeti ile güvenlik ve mali kurumlarının uygulaması için bir dizi teklif sundu. Bu tekliflerin hayata geçirilmesiyle meşru ya da ruhsatsız havale büroları aracılığıyla Hizbullah'a yönelik para akışının, engellenmesi hedefleniyor.
Aynı kaynak, Amerikalıların veri denetimi programlarına, ithalat-ihracat işlemlerinin ve ödemelerin teyidine yönelik uygulamalara ihtiyaç duyulduğuna inandığını belirtti.
Söz konusu talepler, son on günde İsrail kaynaklarının sızdırdığı ve Hizbullah'ın kaçakçılar, yasal statüye sahip tüccarlar veya para transferi şirketleri aracılığıyla büyük finansal işlemler yürüttüğünü öne süren iddiaların ardından gündeme geldi.
Konuya aşina kaynak, bu hususun Washington'daki görüşmeleri esnasında ABD'li yetkililerle Merkez Bankası Başkanı Kerim Said arasında da ele alındığını aktardı.
Kaynağa göre Said, Karzu'l Hasen Derneği hakkında yöneltilen sorulara, "Bu dernek hukuken işlevsiz durumda ve yasa dışı biçimde çalışıyor. Ancak faaliyetlerini tamamen durdurmak hükümetin alacağı tedbirleri gerektiriyor. Bunun yalnızca an meselesi olduğunu düşünüyorum" yanıtını verdi.
Amerika'nın talepleri, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Terörle Mücadele Kıdemli Direktörü Dr. Sebastian Gorka başkanlığındaki Hazine Bakanlığı heyetinin ziyareti sırasında gündeme getirildi.
Heyette, Hazine Bakanlığı Terör ve Mali İstihbarat Müsteşarı John Hurley ile Ulusal Güvenlik Konseyi Terörle Mücadele Uzmanı Rudolph Atallah da yer aldı.
Heyet, pazar akşamı Cumhurbaşkanı Jozef Aun ile bir araya geldi. Ayrıca Adalet Bakanı Adil Nasır, İçişleri Bakanı Ahmed Haccar, milletvekilleri Sami Cumeyyil ve Fuad Mahzumi gibi siyasi ve resmi isimlerle de görüştü.
El-Ahbar gazetesinin edindiği bilgilere göre, Amerikan heyetinde daha önce "dost ülkelerden gelen subaylara eğitim verme" görevini üstlenmiş bir isim de bulunuyordu.
Cumhurbaşkanı Aun, geçmişte bu subayın ders verdiği bir eğitim programına katılmıştı. Söz konusu subay, görüşmede Aun’a aralarındaki eski bağı hatırlattıktan sonra, "Hizbullah’ın silahsızlandırılması için gereken adımları atmamakla ve bu örgütün Lübnan’da faaliyetlerini sürdürmesine izin vermekle" ilgili sert bir sitemde bulundu.
Ziyareti yakından takip eden kaynaklar, heyetin yalnızca kara para aklama, nakit ekonomisi, Karzu'l Hasen Derneği ve Hizbullah'a dair finansal konularla ilgilenmediğini belirtti.
Aynı kaynaklara göre Amerikalılar, yolsuzlukla bağlantılı tüm unsurları da izliyor ve "örgütle doğrudan ilgisi olmayan ama Lübnan siyasi sistemi içinde yer alan bazı isimlere yaptırım uygulanabileceğine" dair bir liste hazırlıyor.