
YDH - İsrail merkezli Alma Araştırma ve Eğitim Merkezi, Suriye'nin "istikrarsızlığın istikrarı" olarak tanımlanan bir dönemden geçtiğini belirterek, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin lideri Ebu Muhammed el-Colani'nin (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) ve rejiminin içeriden ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu bildirdi.
Merkezin yayımladığı raporda, "Ahmed eş-Şaraa'nın yeni Suriye'nin cumhurbaşkanı olarak uluslararası arenada oynanan kumarda, onun kalıcı olmama ihtimalinin gerçekçi bir ihtimal olduğu göz önünde bulundurulmalıdır" ifadeleri kullanıldı.
Raporda, Colani'nin hayatı ve iktidarına yönelik "yüksek ila çok yüksek" bir risk bulunduğu, bu tehdidin öncelikle kendi yakın çevresindeki ve güvenlik güçlerindeki aşırılıkçı unsurlardan ve IŞİD'den kaynaklandığı değerlendirmesi yapıldı.
İsrail ile yürütülen güvenlik müzakerelerinin aşırılıkçılar tarafından bir "kırmızı çizgi" olarak görüldüğü belirtilen raporda, bu durumun Colani'ye yönelik bir suikast veya iç darbe riskini artırdığı vurgulandı.
Böyle bir durumda en muhtemel senaryonun "çöküş, dağılma ve kaos" olacağı öngörülen raporda, bu senaryonun milisler arası savaşa, IŞİD'in güçlenmesine ve Suriye'nin güneyinde terör altyapılarının yeniden kurulmasına yol açacağı kaydedildi.
Raporda, "Kaos senaryosu, doğrudan net ve acil bir tehlikeye yol açacaktır: Genel olarak azınlıklara ve özellikle güney Suriye'deki Dürzilere yönelik ciddi bir darbe" denildi.
Ayrıca Türkiye ve direniş ekseni gibi dış müdahalelerin güç dengelerini değiştirebileceği ve sınırlarda yeni riskler oluşturabileceği ifade edildi.
Raporda, Colani'nin iktidara gelmesinden bu yana rejiminin yönetimi pekiştirmek ve istikrara tehdit olarak gördüğü unsurlara karşı yoğun bir şekilde çalıştığı aktarıldı.
Rejimin, iç güvenlik güçleri aracılığıyla otorite ve kamu düzenini sağlamaya çalıştığı, bunu yaparken de bu yılın mart ayında Lazkiye'deki Alevi bölgesinde ve temmuz ayında Süveyda'daki Dürzi bölgesinde görüldüğü gibi büyük bir saldırganlık sergilediği belirtildi.
Colani'nin IŞİD başta olmak üzere başka iç düşmanlarla da karşı karşıya olduğu ifade edilen raporda, örgütün son aylarda Suriye'de, özellikle doğuda ve güneyde faaliyetlerini yoğunlaştırdığı, rejim ve dini hedeflere yönelik intihar saldırılarını artırdığı bilgisi paylaşıldı.
Bununla birlikte raporda, Colani'ye yönelik en büyük ve acil tehdidin kendi destekçileri ve ortaklarından geldiği değerlendirmesi yapıldı:
"Radikal ideolojik görüşlere sahip olan ve onun uluslararası topluma ve özellikle İsrail'e yönelik adımlarına karşı çıkan bu kişiler en büyük tehdittir."
Colani'nin muhaliflerinin onu bir darbe veya suikast girişimiyle iktidardan uzaklaştırma ihtimalinin "gerçekçi bir senaryo" olduğu belirtilen raporda, "Colani sonrası" için muhtemel gelişmeler ele alındı.
Bu senaryoların çöküş, dağılma ve kaostan, rejimin yeni bir lider altında korunmasına kadar uzandığı ifade edildi.
Raporda, Colani'nin şiddet yoluyla iktidardan uzaklaştırılması durumunda en muhtemel senaryoların çöküş ve kaos olduğu, bunun da uluslararası toplum ve özellikle İsrail için büyük zorluklar doğuracağı kaydedildi.
Kaos senaryosunda, yaklaşık 130 farklı milis örgütünden oluşan yeni Suriye ordusunun dağılacağı, milisler arasında "herkesin herkese karşı" olacağı bir güç mücadelesinin başlayacağı ve Suriye'nin sahipsiz bir toprağa dönüşeceği öngörüldü.
Bu durumdan faydalanması muhtemel bir diğer aktörün ise Suriye'yi hiçbir zaman tam olarak terk etmeyen Şii ekseni olduğu belirtildi.
Raporda, güney Suriye'deki yaklaşık 50 köyde potansiyel terör altyapılarının bulunduğu ve bu yapıların istikrarsızlıktan faydalanarak İsrail'e karşı saldırı platformlarını yeniden inşa edebileceği uyarısı yapıldı.