Irak seçimlerinde direniş zafer ilan etti

13 Kasım 2025

Irak'ta yapılan parlamento seçimleri, direniş eksenine yakın siyasi grupların zaferiyle sonuçlandı. Yüksek katılımın gözlendiği seçimler, seküler ve Baasçı akımların güç kaybetmesiyle ülkedeki siyasi dengeleri yeniden belirledi.

YDH - Irak'ta yapılan parlamento seçimlerinin sonuçları, direniş eksenine bağlı grupların zaferini ve seküler çizgideki partilerin ağır bir yenilgi aldığını ortaya koydu.

21,4 milyon seçmenden 12 milyondan fazlasının oy kullandığı seçimlere katılım, bir önceki döneme göre yüzde 12,5 artış gösterdi.

Nour News'in değerlendirmesinde söz konusu katılım oranı, uzun yıllar süren siyasi krizlerin ardından seçmenlerin sandığa olan güveninin arttığı ve reformun dış müdahalelerle değil, ülkenin kendi ulusal yapısı içinden geleceği anlayışının güçlendiği şeklinde yorumlandı.

Aynı zamanda yüksek katılımın, "silahsız Irak" ve "dinsiz devlet" gibi sloganlarla direniş ekseninin ve Haşd Şabi güçlerinin rolünü zayıflatmaya çalışan Batı destekli akımlara karşı bir mesaj niteliği taşıdığı belirtiliyor.

Direniş gruplarının yükselişi Washington'ın stratejisini çökertti

İlk sonuçlara göre, Muhammed es-Sudani liderliğindeki İmar ve Kalkınma İttifakı yaklaşık 50 sandalye kazanarak seçimi ilk sırada tamamladı. Nuri el-Maliki'nin Kanun Devleti İttifakı ise ikinci sıraya yerleşti.

Yolsuzlukla mücadele ve Haşd Şabi'yi savunma söylemini öne çıkaran Asaib Ehl el-Hak Genel Sekreteri Kays el-Hazali'ye bağlı liste ise seçimin dikkat çeken hareketlerinden biri haline geldi.

Direnişi destekleyen Şii grupların toplamda 185'ten fazla sandalye elde etmesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin direniş eksenini Irak'ın siyasi yapısı içinde zayıflatma stratejisinin başarısız olduğunu gösteriyor.

Bu yeni parlamento dengesi, kurulacak hükümetin Koordinasyon Çerçevesi içinden belirlenmesini kolaylaştırırken, Washington'ın halk güçlerini zayıflatma senaryolarını da geçersiz kılıyor.

Seçimin siyasi mesajı: Bağımsızlık ve güvenlik

Bedr, Hukuk, Kanun Devleti ve Sadıkun gibi ittifakların oy oranlarını artırması, Irak halkının "ulusal güvenlik" ile "ulusal direniş" arasında derin bir bağ kurduğuna işaret ediyor.

IŞİD ile mücadele tecrübesi, direniş güçlerinin etkinliğini toplumun kolektif hafızasına yerleştirdi. Bu gruplara verilen destek, bağımsızlığın ve ulusal onurun korunması yönünde bir tercih olarak görülüyor.

Bu doğrultuda Bağdat'ta oluşacak yeni güç yapısının, dış aktörlerin beklentileri yerine istikrarlı güvenlik ve bağımsız egemenlik isteyen halkın talepleriyle şekilleneceği öngörülüyor.

Söz konusu gelişme, Baasçıların siyasete geri dönmesi ve siyasi sekülerizmin yayılmasına yönelik planları da fiilen devre dışı bırakıyor.

Irak'taki bu siyasi dönüşüm, yalnızca bir iç seçim sonucu olarak değil, Lübnan'dan Yemen'e uzanan direniş hattının meşru devlet yapıları içindeki etkisini artırdığı yeni bölgesel düzenin bir parçası olarak nitelendiriliyor.

Kurulacak yeni hükümetin dış politikada özellikle İran ve direniş eksenindeki diğer müttefik ülkelerle stratejik ilişkileri derinleştirmesi bekleniyor.