
YDH - Lübnan'ın güneyinde görev yapan Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL), bir yıl içinde misyonunu sonlandırma planı çerçevesinde personel sayısını azaltmaya başlarken, BM'nin sınırdaki varlığı ve rolüyle ilgili uluslararası çekişme yeniden alevlendi.
El-Ahbar gazetesinin edindiği bilgilere göre, barış gücünde en fazla asker bulunduran ülkelerden Fransa, ABD ve İsrail'deki yetkililerle temas kurarak mavi berelilerin yeni formatlarla da olsa güneyde kalması için ikna çabası yürütüyor.
İtalya, İspanya ve Almanya gibi ülkelerin de desteklediği Fransa'nın görüşü, Lübnan ordusunun uluslararası gücün yerini doldurma kabiliyetine sahip olmadığı tezine dayanıyor.
Barış gücü komutanlığının nisan ayında Güvenlik Konseyine misyonun gözden geçirilmesini içeren bir rapor sunması ve rolü ile yetkilerinde yapılacak değişikliklerle görev süresinin uzatılmasını tavsiye etmesi bekleniyor.
Ancak Amerikalı yetkililer, UNIFIL bütçesinin yaklaşık yüzde 23'ünü karşıladıklarını hatırlatarak diğer ülkelere finansal şantaj yapıyor.
Washington, Amerikan fonlarına ihtiyaç duyulması hâlinde kendi dayatmalarına uyulması gerektiğini belirtiyor.
Bu bağlamda, Ateşkes Gözetim Komitesi Başkanı olan Amerikalı generalin, İsrail'in evlerde ve özel mülklerde arama yapma talebini reddeden Lübnan ordusu heyetine sert ifadeler kullandığı biliniyor.
Bu gelişmeler yaşanırken UNIFIL, Lübnan'ın güneyindeki neredeyse günlük İsrail saldırılarının hedefleri arasına katıldı.
Son olarak dün yapılan açıklamada, Serda Ovası'ndaki bir UNIFIL devriyesinin, İsrail güçlerinin Hamamis Tepesi'nde yeni kurduğu bir üsten ateşlenen Merkava tankına ait ağır makineli tüfek mermilerine maruz kaldığı duyuruldu.
UNIFIL'in açıklamasına göre mermiler, askerlerin beş metre yakınına düştü ve tank daha sonra Hammams'teki mevzisine geri döndü.
El-Ahbar, saldırının dün şafak vaktinde Metula yerleşiminin karşısındaki Serda'da hareket hâlindeki askerleri hedef aldığını aktardı. İsrail ordusu ise "hava koşulları nedeniyle şüpheli olarak sınıflandırılan kişilere ateş açıldığını" iddia etti.
Barış gücüne yönelik bu saldırılar, misyonun sonlandırılması için yürütülen Amerika ve İsrail'in kışkırtma kampanyasıyla eş zamanlı olarak gerçekleşiyor.
Bu süreçte UNIFIL komutanlığı, teçhizatını ve personel sayısını azaltmaya, özellikle Litani Nehri'nin güneyindeki belediyelere destek ve kalkınma projeleri yürüten Sivil İşler Ofisi başta olmak üzere pek çok bölümünün bütçesini kısmaya başladı.
Tayri kasabasında konuşlu yedek birliğin sayısı azaltılırken, Endonezya birliği de Deyr Siryan eteklerindeki Şumariye mevzisini söküyor.
Buradaki askerlerin, Adeyse el-Kuseyr ve Kefr Kila'daki yurttaşlarıyla birleşeceği belirtiliyor.
Sahada ise İsrail işgal güçleri, Aytarun'un güney eteklerinden başlayıp batıdaki Yarun'a doğru uzanan, Marun er-Ras ve işgal altındaki Cel ed-Deyr mevkisinin sınırlarından geçen bir beton duvar inşaatını sürdürüyor.
Askeri bir kaynağa göre, ne Lübnan ordusu ne de UNIFIL, Mavi Hat'ın ve Lübnan topraklarının ihlal edilip edilmediğini tespit etmek için düşmanın çalışma yaptığı bölgeye ulaşabildi.
Lübnan ordusuna bağlı bir topoğrafya ekibinin bugün bölgede uzaktan ölçüm yapması bekleniyor.
Ancak kaynak, Aytarun ve Marun er-Ras'taki duvarın Mavi Hat üzerinde şeride doğru inşa edildiğini ve iş makinelerinin inşaat sırasında Mavi Hat'ı ihlal ettiğini belirtti.
Yarun'da, Hadab mevkisi çevresinde ise duvarın Mavi Hat'ın kuzeyinde, 41 metre derinliğinde ve 172 metre genişliğinde bir alanda Lübnan toprakları içinde inşa edildiği kaydedildi.
UNIFIL, duvarla ilgili yaptığı açıklamada, İsrail'in inşaat çalışmalarıyla halkın ve çiftçilerin 4 bin metrekarelik alana erişimini engellediğini bildirdi.
Fakat UNIFIL'in dile getirmediği husus, İsrail'in Nakura'dan Şebaa'ya kadar dikenli tellere bitişik sınır hattını işgal edilmiş bir bölgeye dönüştürmüş olması.
Beş noktadaki işgal edilmiş merkezlerin yanı sıra İsrail, Kefr Kila'dan Hammams'a uzanan duvar gibi bazıları kapalı, bazıları ise yaklaşan herkese ateş açılan yasak bölgelerden oluşan tampon bölgeler oluşturdu.
Blida'daki zeytin ve tavuk çiftliği sahiplerine tanınan istisnai süreler, sınır kasabaları sakinlerinin artık kendi arazilerinin işgal altındaki topraklara yakın kısımlarına yaklaşamadığını kanıtladı.
Geçen ağustos ayında el-Ahbar, Lübnan ordusunun sınır boyunca işgal edilmiş ve tecrit edilmiş bölgelere ilişkin ölçümlerine ulaştı.
Orduya göre, düşmanın konuşlandığı alanlar 10 milyon 170 bin 165 metrekare, Mavi Hat üzerindeki ihtilaflı noktaların alanı 485 bin 172 metrekare ve kalıcı ihlallerin alanı 736 bin 525 metrekare olup, toplamda 11 milyon 391 bin 862 metrekarelik bir alanı kapsıyor.
Cumhurbaşkanı Jozef Aun, Dışişleri Bakanı Yusuf Recci'den, sadece Lübnan ordusunun bilgilerine değil, aynı zamanda uluslararası gücün delillerine dayanarak Güvenlik Konseyine şikâyette bulunmasını talep etmişti.
UNIFIL Sözcüsü Candice Cardel, el-Ahbar'ın sorularına verdiği yanıtta, uluslararası gücün çalışmalarının "risklerle dolu olduğunu, ancak personelinin güvenliğini mümkün olduğunca korumak için sıkı güvenlik tedbirleri uyguladıklarını" söyledi.
Cardel, "Bununla birlikte, barış gücü askerlerinin güvenliği nihayetinde 1701 sayılı kararın taraflarının sorumluluğundadır" diye ekledi.
Dün yaşanan ve mermilerin yaya devriye gezen barış gücü askerlerinin beş metre yakınına düştüğü olaya değinen Cardel, "İsrail ordusuna UNIFIL personelini koruma yükümlülükleri hatırlatılmalıdır" dedi.
İsrail saldırılarının UNIFIL'in küçülme planı üzerindeki etkisine ilişkin ise Cardel şunları söyledi:
"Güçlerimize yönelik saldırılar büyük endişe kaynağıdır, ancak barış gücü askerleri görevini yapmak zorundadır ve biz de elimizdeki kaynaklarla bunu yapmaya devam edeceğiz. Geçen yıl da ayrılmayı reddettiğimizde pek çok saldırıya maruz kalmıştık ve o zamanki gibi misyonumuza bağlılığımızı sürdürüyoruz."
Sözcü, küçülmenin "tüm Birleşmiş Milletleri etkileyen mali krizle bağlantılı olduğunu" ancak bunun "1701 sayılı karara olan bağlılıklarını veya güçlerimizin güvenliği için aldığımız sıkı güvenlik tedbirlerini etkilemeyeceğini" vurguladı.
Cardel, yaşananların UNIFIL'in çalışmalarını değiştirmeyeceğini teyit ederek, "Mavi Hat'ı izlemek, 1701 sayılı kararın ihlallerini raporlamak ve Lübnan ordusunu desteklemek gibi temel görevlerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz" diye konuştu.