Çinli firmalar İsrail’de 'stratejik projelerde' rol alıyor

17 Kasım 2025

İsrail medyası, Batı’nın Çin’e karşı stratejik altyapıda mesafe koyma çabalarına rağmen, Çinli şirketlerin İsrail ekonomisi açısından “kritik projelerin” inşasına dolaylı yoldan katıldığını bildirdi.

YDH- Globes’un aktardığına göre, Batı dünyasının, özellikle de ABD’nin stratejik altyapı alanında Çin ile bağlarını azaltmaya çalıştığı bir dönemde, Çinli şirketler, “İsrail ekonomisi açısından kritik kabul edilen büyük projelerin inşasına katılmayı sürdürüyor.”

Dalia Energy’nin kısa süre önce, iki enerji santralinin inşası için Çinli şirketler CHEC, HEI ve THCC ile “planlama, tedarik ve inşaat sözleşmeleri imzaladığı” belirtildi. Anlaşmalar kapsamında, Tzafit bölgesinde “3,8 milyar şekel bütçeli Dalia 2 santralinin” ve Eşkol sahasında “3,3 milyar şekel bütçeli Eshkol Avshel santralinin inşa edilmesi” öngörülüyor.

Devlet ihalelerinde engellenen Çinli şirketlerin “özel şirketler üzerinden giriş yolu”

Habere göre, devlet ihalelerinde Çin yatırımları, Yabancı Yatırım İnceleme Komitesi tarafından değerlendirmeye tabi tutuluyor ve komitenin son yıllarda “Çin şirketlerinin bazı yatırımlarını engellediği” aktarılıyor. Ancak Çinli şirketlerin, Dalia gibi özel şirketlerle “doğrudan anlaşmalar imzalayarak stratejik tesislere dolaylı giriş yolu bulduğu” ifade edildi.

China Harbor isimli şirketin, daha önce Hayfa’daki rafineri limanı ihalesinden “ulusal güvenlik gerekçesiyle çıkarıldığı” belirtildi. Şirketin buna karşı yargıya başvurduğu, ancak Tel Aviv Bölge Mahkemesi’ndeki hâkimin “şikâyeti reddetmeye hazırlandığını” ifade etmesi üzerine şirketin başvuruyu geri çektiği aktarıldı.

Enerji sektöründe daha önceki çin katılımları

Haberde, China Harbor’ın enerji alanındaki ilk girişiminin bu olmadığı, daha önce Kesem enerji santralinin inşasında da yer aldığı hatırlatıldı. O dönemde, Ulusal Güvenlik Konseyi’nin projede bir sorun görmediği, ilgili kamu kurumunun, “yabancı şirketin santrali kurup işletmediğini, yalnızca yüklenici olarak sınırlı kapsamda çalıştığını” belirttiği ifade edildi.

Çin’in desteğiyle tamamlanan diğer stratejik altyapılar arasında, Şubat 2025’te faaliyete geçen, “2 milyar şekellik Kochav Hayarden pompalı depolama santrali” de yer alıyor. Bu projenin yüklenicisi ve inşaat firmasının PowerChina olduğu aktarıldı. Ayrıca PMEC’in, Mivtach Şamir ve Rapac ile birlikte Alon Tavor enerji santralinde “yüzde 33,3 paya sahip olduğu” belirtildi.

“Küresel Çin tehdidi değerlendirmeleriyle çelişen bir durum”

Globes’un aktardığına göre, tüm bu gelişmeler, “Çin tehdidinin dikkate alındığı küresel eğilimle çelişiyor.”

Yaklaşık bir ay önce ABD’de yayınlanan CBS “60 Minutes” programında, ABD Siber Komutanlığı eski başkanı ve Ulusal Güvenlik Ajansı’nın eski direktörü Orgeneral Tim Haugh’un, Çin’in “sadece ABD ordusunu ve sanayisini değil, Amerikalıları kendi evlerinde de hedef aldığı” yönündeki uyarısı hatırlatıldı. Haugh, “Çin devlet şirketlerinin ABD’de enerji santrallerinden su arıtma tesislerine, hastanelerden medya kuruluşlarına kadar çeşitli altyapılarda bulunduğunu” ifade etti.

İsrail Enerji Bakanlığı’nın yanıtı

Enerji ve Altyapı Bakanı Eli Cohen’in geçtiğimiz hafta, Çin’le ilgili bir soru önergesine yanıt verdiği aktarıldı. Cohen, “İsrail’in rekabeti önceleyen serbest piyasa ekonomisi olduğunu ve altyapı tesislerinin inşasında tüm taraflarla çalıştıklarını” belirtti. Bakanın yanıtında “Çin” kelimesinin geçmediği kaydedildi.

Cohen ayrıca, “spesifik bir ülke belirtmeden, Ulusal Güvenlik Konseyi bünyesinde yabancı yatırımları inceleyen bir birim bulunduğunu, güvenlik açısından risk görülen durumlarda projelerin bu birime yönlendirildiğini” ifade etti.

Bakan, “enerji santrallerinin stratejik öneme sahip olduğunu ve bu nedenle tüm taleplerin konseye iletilerek incelendiğini; geçmişte bazı şirket ve proje başvurularının bu çerçevede durdurulduğunu” belirtti.