'İsrail yeni bir stratejik gerçeklikle yüz yüze'

23 Kasım 2025

Dr. Ruth Kabessa Avramzon, Yedioth Ahronoth gazetesinde yayımlanan makalesinde, Gazze savaşının sona ermesiyle İsrail'in yeni bir stratejik gerçeklikle karşı karşıya kaldığını belirtti.

YDH - Dr. Ruth Kabessa Avramzon, İsrail'de yayımlanan Yedioth Ahronoth gazetesindeki makalesinde, Gazze savaşının sona ermesiyle ülkenin daha önce hayal bile edilemeyen yeni bir stratejik gerçeklikle yüzleştiğini belirtti.

Avramzon, İsrail'deki siyasi grupların Yüksek Adalet Divanının bir kararıyla meşgulken çok daha önemli bir gelişmenin yaşandığını ifade etti.

"Hayal olarak görülecek senaryo bugün gerçek oluyor"

Makalesinde mevcut durumu değerlendiren Avramzon, "8 Ekim 2023'te birisi Gazze'deki savaşın, Türkiye, Mısır ve Katar'ın katılımıyla güçlendirilmiş ABD denetimindeki bir düzenlemeyle ve hepsinden önemlisi, Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını ve potansiyel devlet olma durumunu teyit eden bir BM Güvenlik Konseyi kararıyla sonuçlanacağını söyleseydi, böyle bir senaryo hayal ürünü olarak reddedilirdi. Oysa bugün ortaya çıkan tablo tam olarak budur" diye yazdı.

Avramzon, gelecekteki gelişmelerin farklı bir tablo ortaya koyma ihtimali olsa da İsrail'in mevcut gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğini vurguladı. Avramzon, "Sessizlik artık bir erdem değil, bir yükümlülüktür" ifadelerini kullandı.

"Trump'ın planı Peres'in vizyonunu hatırlatıyor"

Bu durumun özellikle ABD politikası bağlamında geçerli olduğunu belirten Avramzon, bu yeni çerçeveyi ilerleten başkanın Donald Trump olmasının İsrail'deki siyasi sağın tepkisizliğinde rol oynadığını savundu.

Avramzon, "Eğer bu yeni çerçeveyi ilerleten başkan, savaş zamanında İsrail'e verdiği önemli ve içtenlikle takdir edilen desteğiyle bilinen Donald Trump'tan başkası olsaydı, İsrail siyasi sağından gelen tepki gök gürültüsü gibi olurdu" dedi.

Avramzon, rahatsız edici gerçeğin, Başkan Trump'ın Şimon Peres'in eski "Yeni Ortadoğu" vizyonunu yansıtan bir rota izlemesi olduğunu belirtti. Bu modelin, çatışmayı tarihsel olarak yönlendiren ideolojik ve dini güçleri önemsizleştirirken ekonomik bütünleşmeye dayandığını ifade etti.

"BM kararı sembolik değil, bağlayıcı"

Avramzon, makalesinde Türkiye ve Katar gibi aktörlerin Hamas'ı tasfiye etmesinin ne kadar gerçekçi olduğunu sorguladı ve şu soruları yöneltti:

"İsrail, İslamcı hareketlerin uzun süredir destekçisi olan Türkiye ve Katar'ın Hamas'ı dağıtmasını gerçekten bekleyebilir mi? Gazze'deki uluslararası bir gücün, İsrail'e gelecekteki tehditlere yanıt vermek için gereken operasyonel esnekliği tanıyacağını varsaymak gerçekçi mi? İnsani yardım veya yeniden imar fonlarının tekrar terör altyapısına akmasını ne engelleyecek?"

İsrail'de Güvenlik Konseyi kararının yalnızca "bildirim niteliğinde" olduğu yönündeki yaygın anlatının tehlikeli bir yanılgı olduğunu belirten Avramzon, "Güvenlik Konseyi kararları sembolik jestler değildir; İsrail'in uyumsuz görülmesi durumunda diplomatik baskı, yaptırımlar veya cezai tedbirler için temel oluşturabilecek, uluslararası hukukun bağlayıcı belgeleridir. Başkanlık politikalarının aksine, bu tür kararlar seçim döngüleriyle sona ermez. Varlıklarını sürdürürler" diye yazdı.

"Sağın suskunluğu kuzuların sessizliğine benziyor"

Avramzon, Filistin'in kendi kaderini tayin hakkını teyit eden ve devlet olmaya açıkça atıfta bulunan bir kararın teknik bir ayrıntı olmadığını, bilakis İsrail'e karşı gelecekteki uluslararası eylemlerin temel taşı haline gelebilecek hukuki ve siyasi bir emsal teşkil ettiğini vurguladı.

Gazze'nin küresel cihadın bir sembolü haline geldiğini ve terör kabiliyetleri kökünden sökülmedikçe bölgenin hem Sünni hem de Şii radikalizmini beslemeye devam edeceğini belirten Avramzon, "Bu hareketlerin arkasındaki ideolojik motor ortadan kalkmadı, yeniden toparlanıyor" dedi.

Avramzon, makalesini şu ifadelerle sonlandırdı:

"Bugün İsrail, rahatsız edici gerçekleri görmezden gelirken kendine güven yansıtma riskiyle karşı karşıya. Özellikle tarihsel olarak bu tür risklere karşı uyanık olan sağ kesimler arasındaki artan rehavet, rahatsız edici bir şekilde kuzuların sessizliğine benziyor. Endişe için bolca neden var. İnceleme için bolca neden var. Her şeyden önce, sahadaki olaylar geri döndürülemez jeopolitik gerçekliklere dönüşmeden önce dürüst yanıtlara acil bir ihtiyaç var."