YDH- İsrail’in Pazar günü Beyrut’un Dahiye bölgesindeki bir sivil yerleşim alanına düzenlediği hava saldırısı sonucu, Hizbullah'ın askeri komutanı Heysem Ali et-Tabatabai (Seyyid Ebu Ali) ve bazı silah arkadaşları hayatını kaybetmişti.
Bu saldırı, 27 Kasım 2024’te uygulamaya konulan ateşkesin ardından İsrail tarafından Lübnan topraklarına yönelik yeni bir ihlal olarak kaydedildi.
Ateşkese göre, İsrail’in Lübnan’dan tamamen çekilmesi gerekiyordu; ancak varlığını beş noktada sürdürmesi, BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararına ve geçen yılki anlaşma koşullarına açıkça aykırı.
Ensarullah’tan sert kınama
Ensarullah Siyasi Bürosu, yaptığı açıklamada, saldırıyı “uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali ve uluslararası normlara meydan okuma” olarak nitelendirerek şiddetle kınadı.
Grup, son bir yılda Lübnan’da yaşanan ihlaller ve işgalci İsrail’in savaş suçlarıyla birlikte 300’den fazla kişinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.
Açıklamada, bu saldırılar sırasında Lübnan hükümetinin hareketsizliği ve arabulucuların başarısızlığı ile “açık Amerikan müdahalesi” vurgulandı.
Ensarullah Siyasi Bürosu, direnişin silahsızlandırılmasına yönelik artan siyasi tavırları eleştirerek, bu tür söylemlerin “sadece Lübnan’ı zayıflatmak ve güvenliğini ile istikrarını baltalamak” amacına hizmet ettiğini belirtti.
Grup, Arap ve İslam ülkelerine de “tüm ümmete yönelik açık Siyonist saldırıya karşı tarihi ve dini sorumluluklarını yerine getirme” çağrısında bulundu.
Hizbullah’a destek ve direniş mesajı
Ensarullah Siyasi Bürosu üyesi Muhammed el-Ferah, pazar günü gerçekleşen saldırının ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin sessizliğini eleştirerek, “Egemenlik ve bağımsızlık kavramları Güvenlik Konseyi’nin sözlüğünden silinmiş durumda” dedi.
El-Ferah, uluslararası insan hakları standartlarının “Batılı, Arap değil” insanlara yönelik taraflı olduğunu vurguladı.
El-Ferah, direnişin silahsızlandırılmasını talep edenlerin “İsrail’in taleplerini benimseyip tekrar ettiği”ni belirterek, bu yaklaşımların Lübnan veya Filistin’e fayda sağlamayacağını, aksine işgalcinin bölgede hakimiyetini pekiştireceğini ifade etti.
Hizbullah’ın İsrail tarafından hedef alındığını belirten el-Ferah, bunun, partinin gücünü tanıdıklarını ve diğer tüm aktörlerden daha çok korktuklarını gösterdiğini belirtti. El-Ferah, “Direnişin şehitleriyle güçsüzleşmeyeceğini” vurguladı ve hareketin “başlangıçta sınırlı imkânlarla hareket etmesine rağmen, şehitlerin kanıyla Lübnan’ı özgürleştirdiği ve İsrail’i küçük düşürdüğünü” hatırlattı.
El-Ferah, İsrail saldırılarının Hizbullah’ı silahsızlandıramayacağını, aksine direnişin kapasitesini artıracağını ve Lübnanlıların direnişin ve silahlarının önemine olan inancını pekiştireceğini vurguladı. “İsrail düşmanı, liderlerinin politikalarını er ya da geç pişmanlıkla sonuçlanacak.” dedi.