
YDH - Jerusalem Post gazetesinde yayımlanan makalede, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze'de kurulması planlanan "Uluslararası İstikrar Gücü"ne Ankara'nın katılımını "değerlendirdiklerini" yönündeki açıklamasına yer verildi.
Makaleye göre, İsrail Diaspora İşleri Bakanı Amihay Şikli, kabine toplantısında Başbakan Benyamin Netanyahu'ya bir çağrıda bulundu. Şikli, Türkiye'nin Kudüs ve Tel Aviv'deki konsolosluklarının kapatılmasını ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı'nın (TİKA) faaliyetlerinin yasaklanmasını talep etti.
Şikli'nin, "Ankara'daki diktatörün söylem ve eylemleri, bir düşman devlet liderininkilerle aynıdır" ifadelerini kullandığı aktarıldı.
Analizde, 7 Ekim'den yaklaşık bir yıl önce İsrail ve Türkiye'nin ilişkileri normalleştirme sürecine girdiği, büyükelçilerin karşılıklı olarak atandığı ve Netanyahu ile Erdoğan'ın BM Genel Kurulu marjında bir araya geldiği hatırlatıldı.
Bununla birlikte, siyasi muhabir Amit Segal'in Israel Hayom gazetesindeki yazılarına atıfta bulunularak, İsrail'in Ankara'daki büyükelçiliğinin 7 Ekim 2023'den bu yana kapalı olduğu, İstanbul'daki konsolosluğun ise yalnızca aralıklarla açıldığı öne sürüldü.
Yazıda, Türkiye'nin İsrail'de yaklaşık 50 diplomat (30'u Tel Aviv, 20'si Kudüs'te) bulundurduğu, bu misyonun amacının ise "ilişkileri güçlendirmek değil, İsrail'i içeriden zayıflatmak" olduğu iddia edildi.
Makalede, Türkiye'nin Nisan 2024'te İsrail ile ticareti tamamen durdurduğunu ilan etmesine rağmen ekonomik verilerin farklı bir duruma işaret ettiği belirtildi.
İsrail Merkez Bankası'nın analizine göre, ambargonun İsrail ekonomisi üzerindeki etkisinin "minimum düzeyde veya hiç olmadığı" ifade edildi.
BM Comtrade verilerine dayandırılan iddiaya göre, iki ülke arasındaki ticaret 2024'te bir önceki yıla göre yarıdan fazla düşse de Türkiye, 2,86 milyar dolarlık mal ile İsrail'in en büyük beşinci ithalat kaynağı olmayı sürdürdü.
Ocak-Mayıs 2025 arasında ise Türkiye'nin İsrail'e 393,7 milyon dolar değerinde mal ihraç ettiği ve Türk şirketlerinin sevkiyatları üçüncü ülkeler veya Filistinli aracılar üzerinden yönlendirdiği kaydedildi.
Analizde, ABD Başkanı Donald Trump'ın Müslüman Kardeşler'i "Yabancı Terör Örgütü" (FTO) olarak tanıma planını açıklamasıyla Türkiye ile ilişkilere yeni bir boyut eklendiği yorumu yapıldı.
Başbakan Netanyahu'nun Trump'ın bu duyurusunu memnuniyetle karşıladığı ve İsrail'in de "örgütün bazı kollarını yasa dışı ilan ettiğini ve etmeye devam edeceğini" söylediği aktarıldı.
Müslüman Kardeşler'in FTO listesine alınması durumunda, bu ağla bağlantılı herhangi bir kuruluşun yaptırımlara maruz kalabileceği ve bu durumun TİKA'nın İsrail'deki faaliyetlerini kısıtlamak için bir gerekçe oluşturabileceği savunuldu.
Makalede, "Türkiye'nin İsrail'de operasyonel erişim istiyorsa, önce Hamas'ın Türkiye'deki operasyonel erişimini kaldırması gerektiği" sonucuna varıldı.