
YDH- Lübnan Parlamentosu’ndaki Direnişe Vefa İttifakı, bugün milletvekili Muhammed Raad başkanlığında yapılan olağan toplantı sonrası yayımladığı açıklamada, Lübnan ve halkının İsrail’in planlarını boşa çıkarma ve ulusal egemenliğe yönelik ihlalleri engelleme hakkına kesinlikle sahip olduğunu vurguladı.
Açıklamada, uluslararası toplumun Lübnan gibi köklü ve stratejik öneme sahip bir ülkeye yönelik Siyonist saldırganlığı kınamaması halinde, bu tutumun hem hukuki hem siyasi sorumluluk doğuracağı ifade edildi.
“Uluslararası aktörlerin bu saldırıları görmezden gelmesi veya tepki vermemesi, onları bu saldırıların sonuçlarından doğrudan sorumlu kılar” denildi. Ayrıca uluslararası toplumun, Lübnan’ın güvenliğini sağlama ve işgal altındaki topraklarını geri alma hakkını koruma yükümlülüğü hatırlatıldı.
İttifak, Lübnan ile İsrail arasında sağlanan ateşkesin üzerinden tam bir yıl geçmesine rağmen, İsrail’in saldırılarını durdurma taahhüdüne uyulmadığını kaydetti.
İsrail’in kara, hava ve denizden sivil vatandaşlara, evlere, köylere, kamu kurumlarına, tarım ve sanayi tesislerine, eğitim alanlarına ve belediyelere yönelik kapsamlı ihlalleri sürdürüyor.
Sivil halkın yanı sıra Lübnan ordusu mensupları ile güneyde görev yapan uluslararası güçlerin de hedef alındığına dikkat çekilen açıklama şöyle sürdü:
''Bu saldırılar, Amerika’nın baskıcı, kibirli ve küstah desteğiyle, şaibeli yöntemlerle sürekli olarak sürdürülüyor. Aradan bir yıl geçmesine rağmen, Lübnan halkı hâlâ saldırı altında ve ülkenin egemenliği ile kutsal değerleri ihlal ediliyor. Direniş ise ulusal çıkarlar için sabır ve kararlılıkla devam ediyor; Lübnanlılar, hakları, güvenlikleri, onurları ve çıkarları ihlal edilen uluslararası hukuk kurallarını tanımayan ırkçı ve saldırgan güçlere teslim olmayacak. Halkımızı savunma ve İsrail’i dizginleme hakkımız uluslararası hukuk ve ulusal egemenlik çerçevesinde meşrudur.''
İttifak açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“İşgalci güçler, fırsatçı teslimiyetçilerin yardımıyla Lübnan ve halkına yönelik saldırılarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu saldırılar, ülkenin egemenliğini savunan tepkileri engellemek için haksız ve mantıksız biçimde ‘önleyici eylem’ olarak sunuluyor.”
Açıklama, Siyonist düşmanın Komutan Heysem Tabatabai ve beraberindekileri güney banliyölerinde bir konut binasında öldürmesini önleyici bir eylem olarak kabul etmediklerini belirtti:
“Bu, sürekli saldırganlık, iğrenç bir suç ve tüm Lübnan halkının güvenliği ile ülkenin istikrarına doğrudan tehdittir. Direniş savaşçılarının, milli ordunun askerlerinin ve onurlu halkın evlatlarının dökülen kanı, suçlu Siyonist düşmanı geri çekilmeye ve yayılmacı planlarında yenilgiye uğratmaya zorlayacaktır.”
İttifak, İsrail’in Gazze’deki ateşkesi sürekli ihlal ettiğini, onlarca Filistinliyi öldürdüğünü, mallarını ve geçim kaynaklarını tahrip ettiğini belirtti.
Özellikle Batı Şeria’da toprakların buldozerlerle yıkıldığı, Filistin davasını tasfiye etmek için bölgenin yaşanmaz hale getirilmesi amacıyla güvenlik ve ekonomik baskıların artırıldığına dikkat çekildi.
Açıklama, “Sözde uluslararası toplum ve bağlı kurumlar, Amerika ve Batı destekli Siyonist suçları durdurmak için ciddi ve kararlı bir tavır almadan sadece seyirci kalıyor. Bu tutumlarıyla ya suç ortağı oluyorlar ya da güvenilirliklerini tamamen yitiriyorlar” sözleriyle sona erdi.