
YDH - Lübnan Cumhurbaşkanı Jozef Aun, Katolik Kilisesi lideri Papa 14. Leo’nun ülkeye gerçekleştirdiği ilk dış ziyarete ev sahipliği yaptı.
Siyonist rejimin savaş tehditlerinin ve iç gerilimin sürdüğü bir dönemde gerçekleşen ziyaret, Baabda Sarayı’nda devletin tüm kademelerini, farklı dini ve siyasi temsilcileri bir araya getirdi.
Cumhurbaşkanı Aun, göreve geldiği günden bu yana kendisine yönelik yürütülen iç ve dış siyasi tecrit girişimlerini bu tarihi organizasyonla aştı.
Yüzlerce uluslararası gazetecinin takip ettiği tören, Cumhurbaşkanlığına siyasi bir "oksijen" sağlarken, Aun karşıtlarının "başarısızlık" iddialarına yanıt niteliği taşıdı.
Ziyaretin dikkat çeken bir diğer boyutu, Hizbullah’ın sürece dahil olma biçimi oldu. Parti, kendisini "Lübnan dokusunun dışında gösterme" çabalarını boşa çıkardı ve Vatikan temsilcisinin karşılanmasında aktif rol oynadı.
Hizbullah'ın meclisteki grubu Direnişe Vefa İttifakı Başkanı Muhammed Raad ve parti milletvekilleri Baabda Sarayı'ndaki törende hazır bulundu.
Saha düzeyinde ise Hizbullah'a bağlı Mehdi İzcileri, Şehit İmad Muğniyye yolu boyunca konuşlandı. İzciler, Vatikan bayrakları ile Papa’nın fotoğraflarını taşıdı.
Fotoğrafların altında yer alan "Seyyid Hasan Nasrullah’ın Dahiye'sine hoş geldiniz" ifadesi dikkati çekti. Bu karşılama karesi, Vatikan’ın Arapça sosyal medya sayfasında da paylaşıldı.
Cumhurbaşkanı Aun, törende yaptığı konuşmada Lübnan’ın varlık sebebinin herhangi bir mezhep değil, özgürlük olduğunu belirtti.
Ülkenin çok sesli yapısına işaret eden Aun, "Lübnan, her insan için özgürlük ve onur vatanıdır. Hristiyan ve Müslümanların farklı ama eşit yaşadığı, sistemiyle eşsiz bir vatandır" dedi.
Konuşmasında federasyon savunucularına ve aşırı sağ söylemlere de mesaj veren Aun, "Lübnan'da Hristiyan ortadan kalkarsa vatanın denklemi düşer ve adaleti yıkılır. Müslüman ortadan kalkarsa vatanın denklemi bozulur ve itidali kaybolur" ifadelerini kullandı.
Papa 14. Leo, Cumhurbaşkanı Aun’un vurguladığı birlik mesajlarını destekleyen bir konuşma yaptı. Lübnan’ı "cemaatlerden oluşan bir cemaat" olarak tanımlayan Papa, uzlaşı ve hafızanın iyileştirilmesi gerekliliğine değindi.
Siyasi otoriteye uyarılarda bulunan Papa, yöneticilerin halktan kopmamalarını ve kendilerini halkın hizmetine adamalarını istedi. Azınlığın aldığı kararların "kaçınılmaz kader" gibi sunulmasını reddeden Papa, barışı "birlik ve ortaklık içinde, birbirimizle barışık yaşamak ve ortak bir gelecek için birlikte çalışmak" şeklinde tanımladı.
Papa ayrıca gençleri topraklarına tutunmaya çağırırken, kadınların toplumsal rolüne dikkati çekti.
Meclis Başkanı Nebih Berri, Papa ile gerçekleştirdiği özel görüşmede Güney Lübnan halkının yaşadığı zorlukları aktardı. Berri, İsrail’in günlük saldırılarına ve toprak işgaline dair bilgi verdi.
Görüşme sırasında Berri, Papa’ya İtalyan bir yazar tarafından kaleme alınan ve Hazreti İsa’nın Güney Lübnan’daki yolculuğunu anlatan bir kitap hediye etti.
Törende yaşanan bir diğer gelişme ise Lübnan Kuvvetleri Partisi Milletvekili Strida Caca'nın tepkisi oldu. Parti liderlerine davetiye gönderilmemesine rağmen Strida Caca, eşi ve parti başkanı Semir Caca'nın davet edilmemesini saray içinde eleştirdi.
Törenin ardından Papa 14. Leo, geceyi geçirmek üzere Maruni Patrikhanesi veya bir otel yerine Harissa’daki Papalık Büyükelçiliği'ne geçti.
Baabda Sarayı kaynakları, Papa'nın mucizeler yaratamayacağını ancak diplomatik etkisiyle Lübnan'ın bağımsızlığına güçlü bir ses olacağını belirtti.
Kaynaklar, ziyaretin Doğu Kiliselerinde yaklaşım değişikliğine ve bazı patriklerin istifasına yol açabilecek yeni bir dönemin habercisi olabileceğine işaret etti.