Irak’ta liste krizi Sudani’nin ikinci dönem ihtimalini zayıflatıyor

08 Aralık 2025

Irak hükümetinin Hizbullah ve Ensarullah’ı terör listesine alıp ardından kararı "teknik hata" gerekçesiyle geri çekmesi, Bağdat’ta siyasi krize dönüştü. Washington yönetiminin sert tepkisiyle karşılaşan Başbakan Sudani, aynı zamanda ikinci dönem başbakanlığını engellemek isteyen silahlı grupların sokak protestolarıyla kuşatılmış durumda.

YDH - Irak hükümetinin Lübnan Hizbullahı ve Yemen’deki Ensarullah hareketini terör listesine dahil etmesi ve kısa süre sonra kararı "teknik hata" gerekçesiyle geri çekmesi, hem iç hem de dış siyasette yankı buluyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Bağdat’ın geri adım atmasından duyduğu "hayal kırıklığını" ifade etti. Bakanlık tarafından yayımlanan açıklamada, Irak topraklarının "Tahran bağlantılı gruplar tarafından saldırı amacıyla kullanılmasını" engellemek için Bağdat yönetiminden "somut adımlar" atması talep edildi.

Şii gruplar Sudani’ye tepkili

Hükümetin geri adımı, iktidardaki Koordinasyon Çerçevesi içindeki suların durulmasını sağlamadı. Başkent Bağdat ve ülkenin güney kentlerinde sokağa inen silahlı gruplar, protestolarını üçüncü gününde de sürdürüyor.

Gösterilerde Hizbullah bayrakları taşıyan gruplar, yaşanan "teknik hata" krizini Başbakan Muhammed Şiya Sudani’yi köşeye sıkıştırmak için bir fırsat olarak değerlendiriyor.

Bu gruplar, mevcut geçici hükümet başkanının ikinci bir dönem için yeniden seçilmesini engellemeye çalışıyor.

Nuceba Hareketi Siyasi Büro Başkanı Ali el-Esadi, yaşananları "şehitlere hakaret" olarak nitelendirdi.

Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki’ye yakınlığıyla bilinen siyasetçi Yasir Sahil ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Sudani’nin gelecek dönem şansına atıfta bulunarak, "Ölünün ikramı defnidir" ifadesini kullandı.

Hükümet silahların teslim edilmemesinden şikayetçi

Hükümete yakın bir siyasi kaynak, el-Ahbar gazetesine verdiği demeçte, bazı grupların özellikle son dönemdeki silahlı geçit törenleriyle Irak hakkında olumsuz bir imaj çizmeye çalıştığını savundu.

Kaynak, Washington’ın artık silahlı grupların silahsızlandırılması gerekliliğini açıkça dile getirdiğini belirtti. Siyasete giren bazı grup liderlerinin silahlarını teslim etme konusunda hükümete daha önce taahhütte bulunduğunu hatırlatan yetkili, bu sözlerin yerine getirilmediğine dikkat çekti.

Kaynağa göre Sudani’ye yönelik saldırılar, Koordinasyon Çerçevesi içinden geliyor ve hükümet kurma müzakereleri öncesinde Başbakan'ın itibarını zedelemeyi amaçlayan sistematik bir kampanyanın parçasını oluşturuyor.

Yetkili, Sudani ile Washington arasındaki ilişkinin iki devlet arasındaki ilişki düzeyinde olduğunu vurguladı. Başbakan'ın, devletin silah gücü karşısında çöktüğü Lübnan veya Filistin benzeri bir kaderden Irak’ı korumaya çalıştığı belirtildi.

Bağdat ile Washington arasındaki siyasi ve güvenlik kanallarının güçlendiği bir dönemde, ABD yönetiminin önümüzdeki süreçte silahlı gruplar meselesinin daha ciddi bir şekilde ele alınması için baskı yapması bekleniyor.

Zamanlama hatası muhaliflere koz verdi

Siyaset bilimci Muhammed er-Rubai, kararın zamanlamasının felaket olduğunu savundu. El-Ahbar’a konuşan er-Rubai, Hizbullah ve Ensarullah'ı içeren bir listenin yayımlanıp hızla geri çekilmesinin, silahlı gruplara Sudani’ye karşı kullanabilecekleri devasa bir siyasi cephane sağladığını belirtti.

Irak’taki kararlar üzerinde en etkili aktör olmaya devam eden Washington’ın Sudani’yi uzlaşılabilir bir "orta yol" seçeneği olarak gördüğünü belirten er-Rubai, kararlardaki bu tutarsızlığın Başbakan'ın Koordinasyon Çerçevesi içindeki konumunu tehdit ettiğini söyledi.

Er-Rubai, krizden beslenen çevrelerin, yaşanan bu boşluğu kullanarak Sudani’yi kişisel kazanımlar karşılığında Amerikalıların rızasını kazanmaya çalışan bir figür gibi göstermeye çalıştığını ekledi.

Bağımsız siyasetçi Muhammed el-Halidi, yaşananları ABD ve İran arasındaki çatışmanın Irak içindeki doğrudan bir yansıması olarak değerlendirdi.

El-Halidi, Washington’ın silahlı grupların nüfuzunu kademeli olarak azaltmak istediğini, Tahran’ın ise bu tür her adımı Direniş Eksenine yönelik bir saldırı olarak gördüğünü ifade etti.

Sudani’nin iki baskı arasında kaldığını belirten el-Halidi, bir yanda somut adımlar bekleyen ABD’nin, diğer yanda Washington ile her türlü yakınlaşmayı "kırmızı çizgilerin ihlali" sayan grupların bulunduğunu vurguladı.

El-Halidi, bu denklemin sahneyi kırılgan hale getirdiğini ve gelecek ittifakların şekli üzerinde tehlikeli yansımaları olabileceğini kaydetti.

Koordinasyon Çerçevesi’ne yakınlığıyla bilinen Ali el-Meslemavi ise önümüzdeki sürecin her zamankinden daha zor olacağını öngördü.

El-Ahbar’a demeç veren el-Meslemavi, ABD’nin hoşnutsuzluğunun açık olduğunu belirtti. Washington’ın silahın sadece devletin elinde olması talebinden geri adım atmayacağını söyleyen el-Meslemavi, gruplar üzerinde daha büyük baskıların ve muhtemelen hesaplı siyasi-güvenlik çatışmalarının yaşanabileceğine işaret etti.

Koordinasyon Çerçevesi’nin Sudani’nin görev süresinin yenilenmesi konusunda hemfikir olmadığını belirten el-Meslemavi, bazı güçlerin onun kalmasını istediğini, diğerlerinin ise Sudani’nin kendisine çizilen rolü aştığını düşündüğünü aktardı.

Meslemavi, silahlı grupların hükümetle çatışma halinde gösterilmesinin kimseye hizmet etmediğini de sözlerine ekledi.

Amerika baskıyı artırıyor

Kriz devam ederken ABD’li yetkililerin Bağdat trafiği ve açıklamaları dikkat çekiyor. ABD Özel Temsilcisi Mark Savaya’nın "belirleyici" olarak nitelendirdiği bir ziyaret kapsamında birkaç gün içinde Bağdat’a gelmesi bekleniyor.

Savaya, silahların siyasetten uzak tutulması ve anayasaya saygı gösterilmesi çağrısında bulunuyor.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ise daha sert ifadeler kullandı. Irak siyasi sistemini "silahlı grupların parlamentodan daha güçlü olmasına izin veren işlevsiz bir yapı" olarak tanımlayan Barrack, Başbakan Sudani’yi "yetkin ancak fiili otoriteden yoksun bir adam" olarak nitelendirdi.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, dün Doha Forumu marjında bir araya geldiği Barrack’a bu açıklamalardan duyduğu şaşkınlığı iletti.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Barrack, ABD yönetiminin Irak deneyimine saygıyla baktığını belirterek ifadelerini yumuşattı.

İktidar koalisyonunun yarın yapması beklenen toplantıda "liste krizi" skandalının gündemin en üst sırasında yer alması öngörülüyor.

Silahlı gruplar gösterilerini ve baskılarını sürdürürken, Washington "uyarı" niteliğindeki mesajlarını iletmeye devam ediyor.

Tüm bu baskıların ortasında kalan Başbakan Sudani’nin ikinci dönem şansı, bu sürecin nasıl sonuçlanacağına bağlı.