
YDH - Beyaz Saray yönetimi Gazze’de barış anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesi ve geçiş sürecini yönetecek "Barış Konseyi"nin kurulması için perde arkasında yoğun bir çalışma yürütüldüğünü duyurdu.
Ancak sahadaki gerçeklik, İsrail’in ilk aşama taahhütlerini yerine getirmemesi ve süreci tıkaması nedeniyle diplomatik trafiğin kilitlendiğini gösteriyor.
Mısır ve Katar istihbarat birimleri, İsrail’in engellemelerini aşmak amacıyla Washington hattında yeni bir girişim başlattı.
Lübnan merkezli el-Ahbar gazetesine konuşan Mısırlı yetkililer, Kahire ve Doha’nın, Washington yönetiminin Rusya-Ukrayna müzakerelerine odaklanarak Gazze dosyasını geri plana attığı görüşünde birleştiğini belirtti.
Mısırlı kaynaklara göre, Ukrayna hattındaki görüşmeler nedeniyle yoğun bir diplomasi trafiği yürüten ABD yönetimi, mevcut ateşkesin İsrail’in ihlallerine rağmen sürmesi sebebiyle ikinci aşama kararlarını açıklamakta acele etmiyor.
Amerikalı muhataplarıyla son günlerde bir araya gelen Mısırlı yetkililer, Washington’ın bu tutumunun İsrail tarafından fırsata çevrildiğini vurguladı.
Görüşmelerde Tel Aviv yönetiminin Gazze Şeridi içindeki tampon bölge derinliğini üç kilometreye çıkarma girişiminden duyulan rahatsızlık dile getirildi.
Kahire yönetimi, İsrail’in sahada yeni bir emrivaki oluşturma çabasının "hiçbir koşulda" kabul edilmeyeceğini Amerikan tarafına iletti.
Mısır heyeti, İsrail’in güvenlik endişelerini "abartılı" bulmakla birlikte, Tel Aviv’in bahanelerini ortadan kaldırmak amacıyla yeni bir güvenlik formülü sundu.
Mısırlı yetkililer, "Aksa Tufanı senaryosunun tekrarlanmasına izin vermeyecek" ve Gazze’nin güvenlik geleceğini garanti altına alacak taahhütler vermeye hazır olduklarını belirtti.
Toplantılarda Filistin tarafının anlaşma maddelerine tam uyum sağladığı ve süreci engellemediği kayda geçirildi.
Buna karşılık İsrail’in, işgal altındaki bölgelerde sıkışıp kalan savaşçılar konusunda esneklik göstermediği ve anlaşma gereği çift yönlü çalışması gereken Refah Sınır Kapısı’nı açmayarak taahhütlerini ihlal ettiği vurguladı.
Mısır’ın sunduğu vizyon, mevcut aşamada direniş silahlarının "etkisiz hale getirilmesi" prensibine dayanıyor.
Bu kapsamda, İsrail yerleşimlerinin güvenliğini sağlayacak belirli kuralların konulması, ancak bunun karşılığında Gazze halkından yeni toprakların koparılmaması öneriliyor.
Kahire’nin planı ayrıca Gazze içinde Filistinli güvenlik unsurlarının ve uluslararası güçlerin konuşlandırılmasını, kentin insani yaşam koşullarına uygun şekilde yeniden imar edilmesini ve "karşılıklı güven" ilkesine dayalı olarak silahlı görüntülerin sona erdirilmesini içeriyor.
Ateşkes anlaşmasının imzalanmasından bu yana ilk kez Mısırlı yetkililer, Amerikalı mevkidaşlarına direniş örgütlerinin silah bırakması konusundaki kırmızı çizgilerini net bir dille aktardı.
Mısır tarafı, Gazze’nin güvenliğine dair gerçek garantiler sunulmadan ve İsrail’in sonraki aşamalarda anlaşmaları ihlal etmeyeceği kesinleşmeden direnişi ikna etmenin "imkansız" olduğunu bildirdi.
Kaynaklar, silah konusundaki herhangi bir tartışmanın ancak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olabileceğini, fakat şu ana kadar bu konuda ciddi bir emare görülmediğini ifade etti.
Kahire yönetimi, mevcut anlaşmanın kırılgan yapısının ABD Başkanı Donald Trump’ın hedeflediği kalıcı istikrarı veya gerçek barışı sağlamayacağı uyarısında bulundu.
İsrail’in ateşkes maddelerini uygulamada kasıtlı olarak yavaş davrandığına dikkat çeken yetkililer, savaş halinin sürdürülmesinin Tel Aviv’in taahhütlerine sadakati konusunda şüphe yarattığını belirtti.
Katar heyetinin de katıldığı kapalı kapılar ardındaki görüşmelerde, iki yılı aşkın süredir devam eden savaşa rağmen Gazze içindeki askeri kapasitenin hafife alınmaması gerektiği vurguladı.
Filistinli grupların Gazze içinden yeni eylemler yapabileceği uyarısını yapan diplomatlar, İsrail’in hem Gazze’de hem de Batı Şeria’daki ihlallerinin durdurulması gerektiğini kaydetti.
Toplantıya katılan bir yetkili, Kahire’nin anlaşmanın çökmesi durumunda yaşanacaklara dair uyarılarının Amerikalı yetkililerde "şaşkınlık" yarattığını aktardı.
Zamanlaması dikkat çeken bu uyarıların, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu ay sonunda Beyaz Saray’a yapacağı ziyaret öncesinde bazı konuları netleştirmeyi ve uzlaşı adımlarını hızlandırmayı amaçladığı belirtiliyor.
Diplomatlar, sahada dayatılan mevcut koşullarla anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesinin mümkün olmadığını vurguluyor.