
YDH- İsrail işgal güçlerinin yerleşim alanı genişletme amacıyla yürüttüğü baskılar, Kudüs’ün Silvan bölgesindeki Batın el-Hava mahallesinde yaşayan üç ailenin evlerinden zorla çıkarılmasına neden oldu.
Ateret Cohanim yerleşim birliğine yönelik yapılan baskılar ve işgal yetkililerinin aldığı kararlar sonucunda, Pazar günü Batın el-Hava’da üç aile evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Mescid-i Aksa’nın sadece 400 metre güneyinde yer alan mahalle, işgalin yerinden etme politikalarının en önemli hedeflerinden biri olarak öne çıkıyor.
Kudüs Valiliği tarafından yapılan açıklamada, tahliye edilen aileler arasında Ümmü Nassır el-Recebi ve çocuklarının da bulunduğu ifade edildi. El-Recebi ailesi, taşınmak zorunda kalanlardan biri olup, oğlu ile birlikte evlerini terk etti.
Ayrıca, komada bulunan 29 yaşındaki Avad ve engelli 24 yaşındaki kızının taşınabilmesi için ambulans ekiplerinin hazır bekletildiği bildirildi. Tahliyeye dahil edilen diğer bir aile ise Ayed el-Recebi ve ailesiydi.
Valilik, bu tahliyeyi, Haziran 2024’ten itibaren Batn al-Hawa’da gerçekleştirilen 13 evlik tahliye operasyonlarının devamı olarak nitelendiriyor. Mahalledeki diğer bir riskli alan ise Kayed al-Rajabi binası olarak gösteriliyor. Bu binanın da yakın zamanda tahliye edileceği endişesi, mahalle sakinleri arasında derin bir korku yaratmış durumda.
Batn al-Hawa mahalle komitesi başkanı Züheyr el-Recebi, işgal yetkililerinin ailelere tahliye kararlarını uygulamaları için son tarih olarak 5 Ocak 2026’yı verdiğini duyurdu.
Bu arada, İsrail Yüksek Mahkemesi, 26 ev ve yaklaşık 250 kişiyi ilgilendiren beş ayrı davayı şu an incelemekte. Mahkemenin verdiği kararlar, Batın el-Hava’daki tahliye kararlarının yasal meşruiyetini sorgulamak için önemli bir adım olacak.
Davalar, işgal güçlerinin ve yerleşim birliklerinin tahliye kararlarını haklı çıkarmak amacıyla ileri sürdüğü iddialara dayanıyor. Bu gelişme, mahalledeki yerinden edilme çemberinin genişleyeceği yönündeki endişeleri de artırıyor.
Ateret Cohanim yerleşim birliği, süreç boyunca iddialarını, Yahudi yerleşimcilerin 1881’den itibaren Batın el-Hava’da yaklaşık 5 dönüm arazi ve 200 metrekarelik bir mülke sahip oldukları gerekçesiyle destekliyor.
Bu iddialar, 2015 yılında gündeme gelmiş ve onlarca Filistinli aileyi, İsrail mahkemelerindeki uzun süren hukuk mücadelelerine sürüklemiş durumda.
Batın el-Hava, Kudüs’ün önemli ve stratejik bir mahallesi olarak, Mescid-i Aksa çevresindeki yerleşim kontrolünü pekiştirme amacını güden İsrail yönetiminin gözde bölgelerinden biri haline geldi.
Mahalle, Aksa çevresindeki yerleşim alanlarını birbirine bağlamayı amaçlayan yerleşim planlarının bir parçası olarak sürekli olarak hedef alınmakta.
Batn al-Hawa sakinleri, mülkiyet haklarını savunabilmek ve evlerine sahip çıkabilmek için büyük ölçüde işgal altındaki İsrail mahkemelerine başvurmak zorunda kalıyor. Ancak bu mahkemelerin genellikle işgal güçlerinin politikalarını destekleyen kararlar aldığı gözlemleniyor.
[video]