
YDH- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran televizyonuna verdiği röportajda, Avrupa Birliği’ni “dünyanın en büyük ve belki de en önemli tehditlerinden biri” olarak niteleyerek Avrupa’nın Ukrayna’da Nazi sembolleri taşıyan güçlere Batı’dan aldığı mali destek ve modern silahlarla savaştığını açıkladı.
Avrupa’nın son bir buçuk yıldır İran’a karşı sürdürdüğü “düşmanca ve yasadışı” tutumun Avrupa diplomasisi açısından utanç verici olduğunu vurgulayan Lavrov, Batı’nın politikalarını eleştirerek Avrupa’nın halkların çıkarlarını görmezden gelerek hükümetlere baskı uyguladığını ve bazı Avrupa ülkelerinde seçim ile referandum sonuçlarının hiçe sayıldığını belirtti.
Brüksel’in, kimsenin seçmediği bürokratik yapısıyla dayatmalarda bulunarak sömürgeci bir tavır sergilediğini kaydeden Rus yetkili, Avrupa’nın taleplerini zorla kabul ettirmeye çalışmasını, Ukrayna krizinin bir yansıması olarak değerlendirdi ve bu krizi kendi güçlerini artırmak için kullandıklarını ifade etti.
İran ile Stratejik Ortaklık
Rusya ile İran arasındaki stratejik ortaklık anlaşmasının yürürlüğe girdiğini bildiren Lavrov, bu işbirliğinin uluslararası ilişkilerde dayanışma ve karşılıklı destek açısından kilit bir rol oynadığını belirtti.
Anlaşmanın ekonomik ilişkiler, yatırımlar, ticaret ve altyapı projelerinde somut ilerlemeler getirdiğine dikkat çeken Lavrov, Batılı ülkelerin bölgedeki gelişmeleri etkileme çabalarını eleştirdi.
Özellikle Hazar Denizi kıyısındaki beş devleti bölme girişimlerine işaret ederek Moskova’nın İran liderliğine güvendiğini ve İran’ın tercih ettiği yolu desteklediğini yineledi.
Lavrov, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik işbirliğinin kapsamlı yapısına vurgu yaptı.
Askeri ve savunma işbirliği
İran-Rusya askeri ve savunma işbirliğiyle ilgili soruya Lavrov, “Savunma kabiliyetlerini artıran ve muharebe hazırlıklarını güçlendiren her türlü işbirliği, barışın korunmasına ve saldırganların planlarının engellenmesine önemli katkı sağlar” yanıtını verdi.
Ayrıca, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın nükleer silahsız bölge ilan edilmesi girişimlerinin geçmişte büyük önem taşıdığını hatırlattı.
İran ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasındaki koordinasyonun iyi seyrettiğini ve bunun bölge güvenliğine olumlu katkı sağlayacağını belirten Lavrov, özellikle İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin güvenlik alanında ilerlemeyi mümkün kılacağına dair umutlarını dile getirdi.
Suriye’deki durum ve Esed iddiaları
Eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, rejimin düşüşü öncesinde Rusya tarafından terk edilmediğini vurgulayan Lavrov, “Kimseye ihanet etmedik” dedi.
Suriye’de yaşananların büyük oranda ülkenin iç işleri olduğunu belirterek, yeni yetkililerle istikrarlı ve olumlu ilişkilerin sürdüğünü ifade etti.
Suriye'deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü lideri Colani'nin, Beşar Esad’ın son dönemlerinde muhalefetin Rusya ile koordinasyon içinde olduğu iddiasına ise Lavrov, “Sayın el-Şara bizimle hiçbir konuda koordinasyon sağlamadı, hiçbir yaklaşımı koordine etmedi” yanıtını verdi.
2015 yılında Şam’ın kuşatma altında olduğu ve muhalefetin saldırıları nedeniyle rejimin çökme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu dönemde Rusya’nın Suriye hükümetine destek verdiğini aktaran Lavrov, ''o dönemde askeri varlık kurduklarını, iki hava ve deniz üssü açtıklarını, teröristlere karşı aktif operasyonlar yürüttüklerini'' söyledi.
Bu süreçte İran ve Türkiye gibi ülkelerle işbirliği yapıldığını ve sürecin nispeten olumlu ilerlediğini belirtti.
Soçi konferansına (2018) atıfta bulunan Lavrov, İran ve Türkiye ile varılan anlaşmaların tam anlamıyla uygulanmadığını, uzlaşma ve ulusal diyalog çağrılarına rağmen birçok fırsatın kaçırıldığını dile getirdi. Ancak, bu konuda tarihsel sonuçları değerlendirmek istemediğini ekledi.
Son olarak, bir yıl önce Suriye’de Rus muharip birliklerinin bulunmadığını, sadece bir hava ve deniz üssü olduğunu söyledi.
Muhalefetin toprakları hızlıca ele geçirmesinin beklenmedik olduğunu ve direnişin neredeyse yok denecek kadar az olduğunu ifade etti. Şu anda ise yeni yetkililerle temas halinde olduklarını belirtti.