
YDH – Bahreyn’de demokrasi ve insan haklarını destekleyen ve bu konularda farkındalık yaratmayı amaçlayan bağımsız sivil toplum kuruluşu Americans for Democracy & Human Rights in Bahrain (ADHRB), Bahreyn’deki tutsak çocukların durumuna dikkat çekti.
ADHRB’nin bildirdiğine göre, Bahreyn’in çocuk adalet sistemi sıklıkla yetkililer tarafından “ilerleme ve reform” örneği olarak sunulsa da tutsak çocukların yaşadıkları “çok farklı bir tablo ortaya koyuyor.”
Yıllardır Bahreyn, özellikle barışçıl protestolara katılan çocukların “keyfi tutuklanması, gözaltına alınması ve kötü muameleye maruz kalması” nedeniyle eleştiriliyor.
Hükümet, 2021 ve 2025 reformlarını rehabilitasyon, koruma ve adalet sağlayan ilerici dönüm noktaları olarak uyguladığını öne sürse de raporlar, çocukların hâlâ “keyfi gözaltı, kötü muamele ve sistematik hak ihlallerine maruz kaldığını” ortaya koyuyor.
Bu paradoks göz ardı edilemiyor: Bahreyn, hem kendi yasalarını hem de İşkenceye Karşı Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ederek çocukları istismar etmeye devam ederken, küresel ölçekte “değişim dilini kullanıyor.”
Yasal reformlar ve uygulama farkı
Çocuklara verilen cezalar, 2025 yılına ait 20 ve 21 numaralı yasalar gibi yeni düzenlemelerle değişmesi öngörülüyordu.
İçişleri Bakanlığı ve Çocuk Koruma Merkezi tarafından denetlenen “elektronik takip, evde denetimli serbestlik, psikolojik rehabilitasyon ve yeniden entegrasyon programları” gibi girişimler, “hapis cezasına alternatiflerin sayısını artırıyor.”
Yetkililer, bu değişikliklerin Bahreyn’i uluslararası normlara uygun hâle getirdiğini ve mahkemelere, “çocuğun gelişimine göre cezaları değiştirme yetkisi verdiğini” savunuyor. Ancak asıl değişim, “yasanın uygulanmasında ortaya çıkıyor.” Bahreyn, hâlâ “en zayıf noktasında başarısızlık gösteriyor.”
Çocukların yaşadığı hak ihlalleri
Bahreyn’de çocukların maruz kaldığı insan hakları ihlalleri soyut değil; tutuklanan, gözaltına alınan ve sorgulanan çocukların “güvenlik, onur ve geleceklerini tehlikeye atan gerçek deneyimlerine dayanıyor.”
İnsan hakları örgütleri, yaşı küçük çocukların “güvenlik güçleri tarafından alındığını, vasi veya yasal temsilci olmadan sorgulandığını ve İçişleri Bakanlığı denetimindeki kurumlarda tutulduğunu” belgelerle ortaya koydu. Oysa yasa, 15 yaş altındaki çocukların hapsedilmesini yasaklıyor.
BM ajansları, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve ADHRB raporları, “tıbbi ihmal, psikolojik tehdit ve temel hakların, aile hakları da dahil olmak üzere, reddedilmesi gibi istismar örümlerini” detaylandırıyor.
Tıbbi hizmet eksikliği ve ölüm riski
ADHRB’ye göre, en endişe verici konulardan biri, gözaltı merkezlerinde “yetersiz tıbbi bakımın sürekli olması.”
Hükümetin güvence vermesine rağmen, çocuk ve yetişkin tutsaklar, kronik hastalık durumunda dahi “tedavi gecikmesi ve hastaneye erişimin engellenmesini” bildiriyor.
İşkenceye Karşı Komite, geçtiğimiz yıllarda “ihmal sonucu iki tutsağın ölümünü” vurguladı. Bu da şu soruyu gündeme getiriyor: “Yetişkinler yeterli sağlık hizmeti alamıyorsa, çocukların şansı ne olabilir?”
Siyasi baskı aracı olarak çocuklar
Habere göre, belki de Bahreyn’in çocuk adalet sistemindeki en rahatsız edici durum, çocukların “siyasi bir araç olarak kullanılması.”
Barışçıl protestolara katılan çocuklar sıklıkla “asılsız veya abartılı suçlamalarla tutuklanıyor.” Ailelere baskı yapmak amacıyla, Savcılık “tutukluluk sürelerini uzatmak, dayanaksız ek suçlamalar yapmak ve duruşmaları ertelemekle” suçlanıyor.
Tüm kötü muamele ve istismar örnekleri, bireysel olaylardan ziyade “sistematik bir eğilimi” gösteriyor.
Çocukların korunması için eksik siyasi irade
Siyasi baskılar, çocukları birer araç olarak kullanmamalıdır. Ancak Bahreyn’de en küçük yaşta olanların “tutuklanması ve istismarı”, toplulukları susturma, eleştiriyi engelleme ve iktidarı her ne pahasına olursa olsun koruma çabasının bir parçası olmaya devam ediyor.
ADHRB’ye göre, ülkede çocukları koruyacak bir yasal sistem mevcut, fakat “bunu uygulayacak siyasi irade eksik.” Bu gençler, onları korumayı vaat eden ama gerçekte aksi davranan bir sistemin altında “en yüksek bedeli ödemeye devam edecek.”