İsrail toplama kamplarında cinsel işkence

22 Aralık 2025

İsrail toplama kamplarında sistematik işkence ve cinsel şiddete maruz kaldıklarını anlatan eski Filistinli tutsaklar, bu uygulamaların istisna değil yaygın bir pratik olduğunu ifade etti.

YDH- İsrail toplama kamplarında tutulan Filistinli tutsaklara yönelik cinsel şiddet ve işkence olayları, eski tutsakların tanıklıklarıyla yeniden gündeme geldi.

Filistinli gazeteci Sami es-Sai, Şubat 2024’te tutsak alınmasının ardından İsrail toplama kampında yaşadıklarını Middle East Eye’a (MEE) anlattı.

Es-Sai, İsrail toplama kampındaki bir klinikte muayeneye götürülürken çevredeki odalardan çığlıklar duyduğunu ve tutsakların işkence gördüğünü fark ettiğini ifade etti. Daha önce İsrail toplama kamplarındaki kötü muameleye dair anlatımlar duyduğunu ancak yaşadıklarının “hiçbir şeye benzemediğini” söyledi.

“Her şey yolunda” denildi, işkence başladı

Es-Sai, kısa bir tıbbi muayenenin ardından doktorun gardiyanlara dönerek “Her şey yolunda. Götürün.” dediğini aktardı. Ardından ayrı bir odaya sürüklendiğini belirten es-Sai, yaklaşık bir saat boyunca tekmelendiğini, üzerine basıldığını, hakarete uğradığını ve gözleri bağlıyken bir cisimle cinsel saldırıya maruz kaldığını anlattı.

Es-Sai, saldırı sırasında İsrailli gardiyanların izlediğini, güldüğünü ve saldırının kaydedilmiş olabileceğini düşündüğünü söyledi. Yaşadıklarını bir yıldan uzun süre kimseye anlatmadığını, haziran ayında serbest bırakılmasının ardından aylar sonra konuşmaya karar verdiğini ifade etti.

“Elbette konuşmak zor.” diyen es-Sai, “Ama sessiz kalmak daha kötü.” dedi.

Es-Sai, İsrail toplama kamplarında Filistinli tutsakların maruz kaldığı muamelenin dünyaya anlatılması gerektiğini vurgulayarak, uğradığı cinsel saldırının “istisna olmadığını” belirtti. “Benim yaşadıklarım, başkalarının yaşadıklarının yanında okyanusta bir damla.” dedi ve diğer tutsaklardan duyduklarının “çok daha ağır” olduğunu ifade etti.

İlk kez uluslararası medyaya konuştu

El-Sai, Batı Şeria’da yerel medya ve kamuya açık platformlarda yaşadıklarını anlatmaya başladığını, ancak MEE’ye verdiği röportajın uluslararası medyada kamera karşısında yaptığı ilk açıklama olduğunu kaydetti.

Bir diğer eski tutsak da askerlerin kendisine ve başkalarına köpek kullanarak cinsel saldırıda bulunduğunu anlattı ve isminin açıklanmaması koşuluyla konuşmayı kabul etti.

Bu tanıklıklar İsrail’in Filistinli tutsaklara yönelik sistematik kötü muamele ve cinsel şiddet uyguladığını bir kez daha netleştirmiş oldu.

Birleşmiş Milletler tarafından bu yıl yayımlanan bir soruşturma raporunda, İsrail’in cinsel işkence ve tecavüzü “Filistin halkını istikrarsızlaştırmak, tahakküm altına almak, baskılamak ve yok etmek amacıyla bir savaş yöntemi olarak” kullandığını vurguladı.

İsrailli insan hakları örgütü B’Tselem ise İsrail toplama kampı sistemini, tutsakların “tekrarlanan cinsel şiddete”, “grup halinde cinsel saldırılara” ve gardiyanlar ya da askerler tarafından gerçekleştirilen saldırılara maruz kaldığı bir “işkence kampları ağı” olarak tanımladı.

Geçen yıl İsrail’in Channel 12 kanalı, İsrailli askerlerin Filistinli bir tutsağa cinsel saldırıda bulunduğunu gösteren sızdırılmış bir videoyu yayımlamıştı.

Tutuklama ve cezaevi süreci

44 yaşındaki Sami es-Sai’nin, Tulkerim’den bir baba olduğu ve işgal altındaki Batı Şeria’da yıllarca gazetecilik yaptığı, el-Cezire Mubaşir ve yerel el-Fecr TV için çalıştığı aktarıldı.

23 Şubat 2024’te, Gazze’ye yönelik Ekim 2023’te başlayan soykırım savaşının ardından Batı Şeria’da yürütülen geniş çaplı gözaltı operasyonları sırasında evine baskın düzenlendiği, ardından İsrail güçleri tarafından gözaltına alındığı belirtildi. Es-Sai’nin, “idari tutukluluk” kapsamında 16 ay boyunca İsrail gözetiminde tutulduğu ifade edildi.

Bu uygulama kapsamında tutsakların, kendilerine gösterilmeyen gizli delillere dayanarak suçlama olmaksızın yargılanmadan alıkonulduğu hatırlatıldı.

İlk 19 gününü askeri gözaltında geçiren es-Sai’nin daha sonra “Megiddo” toplamam kampına nakledildiği, oraya vardığında kelepçelendiği ve gözlerinin bağlandığı aktarıldı.

Es-Sai, toplama kampını kliniğine götürülürken başka odalardan gelen çığlıkları duyduğunu ve Arapça konuşan bir gardiyanın bir tutsağa “İsrail bayrağı çok yaşa de.” diye bağırdığını, “Sizi öldürmek istiyoruz.” sözlerini duyduğunu anlattı. “O anda daha önce hiç yaşamadığım bir aşamaya girdiğimi anladım.” dedi.

“Karşılama partisi”

Es-Sai, klinikte gardiyanlar ve sağlık personeli tarafından Hamas üyesi olmakla suçlandığını, bunu reddettiğini ve kısa bir muayenenin ardından “uygun” bulunduğunu aktardı. Daha sonra tekrar gözleri bağlanarak dört ila altı gardiyan eşliğinde koridorlardan geçirildiğini ve yere atıldığını söyledi.

Bu noktada pantolonunun ve iç çamaşırının indirildiğini, diz çökmeye zorlandığını ve baş, sırt ve bacaklarına defalarca vurulduğunu ifade etti. Ardından katı bir cismin zorla makatına sokulduğunu, direndiğini ancak sonunda dayanamadığını anlattı.

Saldırı sırasında gardiyanların güldüğünü, birinin kendisine “Sen gazetecisin” dediğini ve “Bütün gazetecileri getirip bunu yapacağız. Karını, kız kardeşlerini, anneni ve oğlunu getireceğiz.” diye tehdit ettiğini aktardı.

Es-Sai, gardiyanlardan birinin “Havuç getirin” dediğini duyduğunu, başka bir cismin daha kullanıldığını ve daha sonra sebzeler, sopalar ve benzeri cisimlerin bu tür saldırılarda yaygın olarak kullanıldığını diğer tutsaklardan öğrendiğini söyledi.

Yaklaşık 25 dakika sürdüğünü tahmin ettiği saldırının, tutsaklar arasında “karşılama partisi” olarak adlandırıldığını ve toplama kampına girişte birçok tutsağın benzer bir şiddetle karşılaştığını ifade etti.

Köpekle cinsel saldırı

Halim Salem (gerçek adı değil) adlı bir başka Filistinli eski tutsak da gardiyanların kendisine köpek kullanarak cinsel saldırıda bulunduğunu MEE’ye anlattı. Salem, sabaha karşı hücresine baskın yapıldığını, yere yatırıldığını, dövüldüğünü ve tuvalete götürüldüğünü söyledi.

Salem, burada çıplak bırakıldığını, diz çöktürüldüğünü, başının klozete bastırıldığını ve ardından bir köpeğin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu ifade etti. Çığlık attığında gardiyanların “köpeği rahatsız ettiği” gerekçesiyle kendisini dövdüğünü aktardı.

Salem, saldırının ardından yalnızca iç çamaşırıyla, soğukta saatlerce kelepçeli bırakıldığını söyledi.

Sistematik kötü muamele

Salem, İsrail gözaltısında geçirdiği bir yıl boyunca, açlık, susuzluk, tıbbi ihmal, aşırı sıcaklıklar, pislik ve sürekli tacizle karşı karşıya kaldıklarını anlattı. Günlük yiyecek miktarının yaklaşık 700 gramı geçmediğini, tuz, şeker, et ya da meyve verilmediğini ifade etti.

Aşırı kalabalık nedeniyle hastalıkların hızla yayıldığını, uyuz gibi hastalıkların aylarca tedavi edilmeden kaldığını ve bazı tutsaklarda hareket kaybına yol açtığını belirtti.

9 Temmuz 2024’te İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir’in, tutulduğu “Ofer” toplama kampını ziyaret ettiğini, bu ziyaret sırasında gardiyanların koğuşlara baskın düzenlediğini ve tutsakların coplarla dövüldüğünü anlattı. Salem, Ben Gvir’i “gülerek ve el hareketleriyle yönlendirme yaparken” gördüğünü söyledi.

Uluslararası tepkiler

Filistinli gazeteci Sami es-Sai’nin bu hafta başlarında Ramallah’ta düzenlenen bir kamu etkinliğinde yaptığı konuşmanın ardından, es-Sai’nin davasına ilişkin değerlendirmede bulunan Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) bölge direktörü Sara Qudah, es-Sai’nin işkence ve cinsel istismar iddialarının “son derece endişe verici” olduğunu ifade etti.

Qudah, söz konusu iddiaların, CPJ’nin İsrail toplama kamplarındaki tutsak diğer gazetecilerden aldığı tanıklıklarla “ne yazık ki tutarlılık gösterdiğini” kaydetti.

Qudah, CPJ’nin, “rahatsız edici ve sistematik bir istismar modeline işaret eden bu uygulamaları kesin bir dille kınadığını” belirterek, “bu ciddi iddiaların acil ve bağımsız soruşturmalar, tam şeffaflık ve sorumluların hesap vermesini gerektirdiğini” vurguladı.

“Gerçeği göstermek zorundayız”

Her iki eski tutsak da serbest bırakıldıktan sonra toparlanma sürecinin zor olduğunu, ailelerinin kendilerini tanımakta güçlük çektiğini ifade etti. Salem, eve döndüğünde çocuklarından birinin kendisini yalnızca gülümsemesinden tanıdığını, bir diğerinin ise “Bu benim babam değil.” dediğini anlattı.

Es-Sai ise tutsakken kızının doğduğunu bilmediğini, eve döndüğünde bunun ailesi için psikolojik olarak çok zor olduğunu söyledi.

Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçlerinin Batı Şeria ve Gazze genelinde 20 binden fazla Filistinliyi tutsak aldığı; insan hakları örgütleri ve eski tutsakların, dayak, cinsel şiddet, aç bırakma ve tıbbi ihmal gibi uygulamaların sistematik olduğunu bildirdiği aktarıldı.

Bu koşullar altında, Ekim 2023’ten bu yana en az 110 tutsağın gözaltında hayatını kaybettiğinin bilindiği, gerçek sayının daha yüksek olabileceği ve yaklaşık 9 bin 300 Filistinlinin halen tutsak olduğu ifade edildi.

Gazze’de ateşkes ilan edilmiş olmasına rağmen, Filistinli hak örgütlerinin cezaevlerindeki kötü muamelenin sürdüğünü belirttiği aktarıldı.

Salem, “Biz gerçek insanlarız, gerçek isimlerimiz var. Dünya için canlı bir tanıklığız. Hesap vermeleri gerekiyor.” dedi.

Es-Sai ise “Bu işgalden çok sayıda yalan gördük. Bu yüzden gerçeği göstermek zorundayız. Acımızı görmezden gelmeye çalışanlar için gerçek budur.” ifadelerini kullandı.