HTŞ, hiçbir hukuki suçlama olmaksızın Suriye hapishanelerini 'dolduruyor'

22 Aralık 2025

Suriye’de, hapishanelerin Heyet Tahrir eş-Şam’ın kontrolüne geçmesiyle başlayan tutuklama dalgası, keyfi gözaltılar, ağır insan hakları ihlalleri ve mezhep temelli şiddetle derinleşerek sürüyor.

YDH- Reuters’ın kapsamlı araştırmasına göre, Suriye’de tutuklama dalgası, Beşşar Esed yönetimindeki eski rejim hapishanelerinin Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) destekçilerinin denetimine geçmesiyle hız kazandı.

Aralık 2024’te, binlerce HTŞ militanı görevlerini bırakarak hapishane kontrolü görevine geçti.

Reuters’ın aktardığına göre, kış aylarında Suriye genelinde, ağırlıklı olarak erkeklerden oluşan yüzlerce Alevi gözaltına alındı.

Mart ayında Sahil bölgesinde patlak veren kısa süreli ayaklanma, onlarca güvenlik görevlisinin ölümüyle sonuçlanınca tutuklamalar hızlandı.

Bu gelişmeler, yaklaşık 1500 Alevi’nin hayatını kaybettiği misillemelere dönüştü ve tutuklamalar halen sürüyor.

Yaz aylarında, güneydeki Dürzi azınlıkta yaşanan mezhep çatışmaları yeni ve kanlı bir dalgaya neden oldu.

Yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği çatışmalarda hükümet güçleri, yargısız infaz ve suistimallerle suçlanırken, tutuklama furyası yeniden başladı.

Ülke genelindeki güvenlik operasyonlarında Sünni çoğunluk mensupları eski rejimle bağlantılı olmakla itham edildi. İnsan hakları aktivistleri, bilgi ya da para karşılığında şantaj gördüklerini belirten Hristiyanlar ile İran ve Hizbullah ile ilişkili oldukları şüphesiyle Şiiler, kontrol noktalarında gözaltına alındı.

Reuters’ın ortaya koyduğu belgeler, Suriye hapishanelerinin HTŞ örgütü lideri Colani'nin güvenlik güçleri tarafından resmi suçlama olmaksızın tutulan Suriyelilerle dolup taştığını gösteriyor.

Elde edilen liste, eski rejimin devrilmesini takip eden bir yıl içinde güvenlik gerekçesiyle tutuklanan en az 829 kişinin isimlerini içeriyor.

Bu liste, eski tutuklular, aileleri ve yedi gözaltı merkezine aile ziyaretleri gerçekleştiren kişilerce derlenen eksik kayıtlar temelinde hazırlandı.

Onlarca görüşmenin ışığında, tutuklu sayısının resmi rakamların çok üzerinde olduğu belirlenirken, eski rejimde yaşanan hak ihlallerinin geçici hükümet döneminde de devam ettiği ortaya çıktı.

Görüşmelerde; suçlama veya resmi belge olmadan keyfi tutuklamalar, gözaltında işkence yöntemlerinin sürdürülmesi, gözaltı sırasında yaşanan ölümlerin kayıt altına alınmaması ve tutukluların maddi gasp mağduru olması gibi ağır ihlaller dile getirildi.

Ayrıca, hapishane görevlisi veya aracısı olduklarını iddia eden bazı kişilerin, tutukluların serbest bırakılması karşılığında ailelerden para talep ettiğine dair beş aileye ait yazışmalar Reuters tarafından incelendi.

Colani, Aralık 2024’te eski rejimin “kötü şöhretli hapishanelerini” kapatacaklarını taahhüt etmişti. Ancak Reuters’ın araştırması, Esed döneminden kalan en az 28 hapishane ve gözaltı merkezinin geçen yıl yeniden faaliyete geçirildiğini ortaya koydu.

HTŞ yetkilileri, tutuklamaların eski rejim dönemindeki ihlallerle bağlantılı kişilerin adalete teslim edilmesi amacıyla yapıldığını savunuyor.

HTŞ'nin sözde bakanlıkları, geçmişte yaşanan ihlallerin çokluğu yanında, yeni ihlallerin ve güvenlik tehditlerinin de sürdüğünü, cezai suçların da tutuklama gerekçeleri arasında bulunduğunu belirtiyor.

HTŞ, geçen yıl serbest bırakılanların sayısının gözaltında tutulanlardan fazla olduğunu ileri sürmesine rağmen somut rakam açıklamadı.

Reuters’ın tespit ettiği gözaltı tesisleri arasında Esed’in istihbarat servisi tarafından işletilen büyük hapishane ve devasa gözaltı kompleksleri ile ülke genelindeki küçük gözaltı merkezleri yer alıyor.

Eski tutuklular ve aileleri, gözaltında aşırı kalabalık, yetersiz gıda ve sabun eksikliği nedeniyle cilt hastalıklarının yaygınlaştığı insanlık dışı koşullara maruz kaldıklarını anlattı.

Hem güvenlik gerekçesiyle tutuklananlar hem de suçlarla yargılananlar, gözaltı merkezlerinde kötü muamele ve ihmalin yaygın olduğunu doğruladı.

Reuters’ın, eski tutuklu veya aile üyeleri olan kırk kişiyle yaptığı görüşmelerde, özellikle yasadışı gözaltı merkezlerinde işkence ve kötü muamelenin sıkça yaşandığı vurgulandı.

Araştırma, gözaltında en az 11 kişinin hayatını kaybettiğini belgeledi. Üç aile, çocuklarının ölümünden yalnızca cenazeleri gömüldükten sonra haberdar olduklarını aktardı.