
YDH- Irak’taki Asaib Ehli Hak hareketi, dün yayımladığı açıklamayla silah ve direnişe bağlılıklarını bir kez daha teyit etti.
Hareket, bu konunun müzakereye kapalı ve siyasi bir mesele olmaktan öte, egemenlik doktrini ile doğrudan bağlantılı bir onur meselesi olduğunu vurguladı.
Askeri sözcü Cevad el-Talibevi, “Bizim sözlüğümüzde silah bırakmak, direnişten vazgeçmek ya da düşmanların planlarından habersiz olmak yoktur. Bu mesele, siyasi bir dosya veya müzakere konusu değil; karar alma garantisi ve baskıyla yıkılamayacak bir onur kalkanıdır. Başka bir güven kaynağı arayanlar, bizden habersizdir,” dedi.
El-Talibevi, sözlerine şöyle devam etti:
“Biz bu milletin koruyucularıyız. Onu savunmak ve gerektiğinde canımızı feda etmek için her zaman hazırız. Aynı zamanda bu milletin kurucuları olarak, güçlü bir Irak ve başarılı bir devlet inşa etmek adına kararlı adımlarla ilerliyoruz.”
Geçtiğimiz Cumartesi günü bazı silahlı gruplar, devletin silahlanma yetkisinin sınırlandırılması çağrısına destek verirken, Ketaib Hizbullah ve Harakat el-Nüceba gibi diğer gruplar ise yabancı güçler, özellikle ABD liderliğindeki koalisyon ve NATO askerleri Irak topraklarını terk etmeden silah teslim etmeyeceklerini açıkladı.
Dikkat çeken bir gelişme de ABD Başkanı Donald Trump’ın Irak Büyükelçisi Mark Savaya’dan geldi.
Savaya, Irak’taki silahlı grupların silahsızlanma yönündeki adımlarını “memnuniyet verici ve cesaretlendirici” olarak değerlendirdi. Büyükelçi, bu adımların, dini otoriteler ve saygın dini liderlerin uzun süredir dile getirdiği çağrılara olumlu bir yanıt teşkil ettiğine dikkat çekti.
Amerika Birleşik Devletleri, aylardır Irak hükümeti üzerinde silahlı direniş gruplarının etkisini sonlandırmak için yoğun bir baskı uyguluyor. Özellikle parlamentoda ciddi temsil sağladıktan sonra, bu grupların yeni hükümette yer almaması gerektiğini şart koşuyor.
Hatırlatmak gerekirse; eski Başbakan ve Hukuk Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki de geçtiğimiz ay, bu grupların ağır silahlarını Irak devletine teslim etmeleri yönünde bir girişimde bulunulduğunu açıklamıştı.