
YDH- Lübnan Parlamentosu'ndan Direnişe Vefa İttifakı Milletvekili Hasan Fadlallah, el-Manar televizyonuna verdiği kapsamlı röportajda, son kırk yılda Direniş'in ülkeye kazandırdıkları ile karşı karşıya olunan iç ve dış tehditleri çarpıcı bir dille değerlendirdi.
Fadlallah, “Direnişin Lübnan halkı için en büyük kazanımı gurur ve haysiyettir,” diyerek, Hizbullah’ın öncelikli hedeflerini net bir şekilde ortaya koydu.
“Hizbullah’ın temel misyonu, halkın can güvenliğini sağlamak, ülkenin egemenliğini korumak ve Lübnan’ın yeniden yapılanmasını tamamlamaktır,” ifadelerini kullandı.
Bu amaçlar doğrultusunda mevcut koşullar ve imkanlar çerçevesinde yoğun çalışmalar yürütüldüğünü belirten Fadlallah, “Ancak karşımızda, yeniden yapılanmayı engellemeye çalışan ve İsrail ile işbirliği yapan bazı Lübnanlı unsurlar bulunmaktadır,” dedi.
Milletvekili, Hizbullah’ın halkın partisi olduğunu ve üzerlerine dayatılan savaşın sadece silahlı çatışmalarla sınırlı kalmayıp, ekonomik baskılar, medya dezenformasyonu ve finansal engellemeler gibi farklı şekillerde sürdüğünü ifade etti.
Buna rağmen halkın direnişten olan desteğinin güçlenerek devam ettiğini kaydetti. Yeniden yapılanmanın önündeki en büyük engelin ise finansman eksikliği olduğunu sözlerine ekledi.
Fadlallah, iç siyasette yaşanan tıkanıklığa dikkat çekerek, “Lübnan’daki siyasi aktörler mezhepçi kalıpların dışına çıkmaktan kaçınıyor, halkın gerçek iradesini yansıtacak referandum ve seçim yasası gibi köklü değişikliklere cesaret edemiyorlar,” dedi.
Mevcut güç dengelerinin sarsılmasından duydukları endişe nedeniyle bu tutumun sürdüğünü belirten Fadlallah, sert bir uyarıda bulunarak, “Halkın öfkesinden sakının. Eğer bu öfke patlak verirse, geride hiçbir şeyiniz kalmaz,” ifadelerini kullandı.
Bazı iç aktörlerin, direnişe yönelik kuşatma ve İsrail saldırganlığının yarattığı zayıflık ortamını siyasi avantaj olarak gördüğünü ve seçimlerin ertelenmesi için çaba harcadıklarını belirten Fadlallah, “Direniş liderlerine yönelik suikastlar hareketi durduramadı; yeni nesil liderler bayrağı devralarak mücadeleyi sürdürecek,” dedi.
Bölgedeki gerginlik ve tehdit ortamına da değinen Milletvekili, “Düşman kendi şartlarını dayatmaya çalıştığında direniş savunma pozisyonuna geçecek ve her türlü senaryoya hazırlıklı olunmalıdır,” diye konuştu.
Lübnan’daki bazı siyasi partilerin dış güçlerin etkisi altında hareket ederek direnişi zayıflatmaya çalıştığını, bu güçlerin aslında Lübnan’ı düşmana teslim etme planları yaptığını kaydetti.
Litani Nehri güneyindeki bölgeye ilişkin olarak, bunun mevcut bir anlaşma çerçevesinde olduğunu belirten Fadlallah, Lübnan ordusunun görevini tamamlamasının ardından bu konunun ABD’nin İsrail’i anlaşmaya uymaya zorlamak için bir pazarlık unsuru haline geleceğini söyledi.
Fadlallah, “Direnişin en büyük gücü halktır. Son günlerde üzerimize uygulanan yoğun baskılara rağmen halkın iradesi kırılmamıştır. Devlet ise İsrail’in saldırganlığını durdurmak için tüm imkanlarını seferber etmelidir,” dedi.
“Sınırdaki ‘Uli el-Bas’ çatışmasında direnişçi gençler şehit olmazsa düşman Lübnan topraklarında serbestçe hareket edecektir,” ifadelerini kullandı.
Son olarak, “Lübnan’daki son gelişmeler yalnızca destek operasyonlarının sonucu değildir. Bu, Amerikan-İsrail ortak politikasının bir yansımasıdır. Suriye’de yaşananlar da bu politikanın somut bir örneğidir,” şeklinde konuştu.