
YDH- İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Hamas’ın tamamen silahsızlandırılmasından İran’ın nükleer faaliyetlerine, Hizbullah’ın zayıflamasından ABD ile uyuma, yerleşimci şiddeti tartışmalarından süren yargılamasına ve kaçırılan bir astronotun akıbetine kadar uzanan geniş bir gündemle bölgesel dengelerin yeniden şekillendiğini öne sürdü.
Gazze’deki savaşın geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Netanyahu, Hamas’ın askeri kapasitesinin tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Netanyahu, “Yaklaşık 60 bin silahları var; Kalaşnikovlar ve diğerleri… Bunların hepsi yok edilmeli” ifadelerini kullanarak örgütün tam silahsızlandırılmasının bir sonraki aşama için zorunlu olduğunu belirtti.
Bu görüşte ABD Başkanı Donald Trump ile tam uyum içinde olduklarını dile getiren Netanyahu, “Başkanı ikna etmeme gerek kalmadı. Silahsızlandırmanın şart olduğunu en baştan söyledi” dedi.
Ateşkes dönemlerinde İsrail ordusuna yönelik herhangi bir kısıtlama veya baskı hissetmediğini söyleyen Netanyahu, “Başkan’dan ateşkes sırasında Hamas’ı hedef almamız konusunda hiçbir şikâyet duymadım” açıklamasıyla Washington’ın tutumundan memnun olduğunu ifade etti.
Netanyahu, ABD yönetiminin bölgedeki yerleşimcilik faaliyetleri konusunda ilerleme hızından rahatsız olduğu iddialarını da reddetti: “Başkandan eleştiri almadım. Olup biteni yakından takip ediyor ve dün de bunu açıkça hissettim.”
Röportajlarında İran’a geniş yer ayıran Netanyahu, Tahran’ın askeri kapasitesini yenilemeye çalıştığını ve nükleer programını yeniden canlandırma arayışında olduğunu söyledi.
“Balistik füze tatbikatları yapıyorlar, üretime dönüyorlar ve nükleer faaliyetlerini yeniden inşa etmeye çalışıyorlar” diyen Netanyahu, Trump’ın İran’a gönderdiği mesajın net olduğunu savundu: “Başkan onlara ‘hayır’ dedi. Uranyum zenginleştirmenin yasak olduğunu ve sakladıkları materyalleri ülkeden çıkarmaları gerektiğini anlamaları gerekiyor.”
Fordo tesisinin yok edildiğine dair Trump’ın sözlerini “doğru” olarak nitelendiren Netanyahu, buna rağmen gerilimin tırmanmasını istemediklerinin altını çizdi: “Ama eğer artarsa…”
Netanyahu, İran ve vekil güçlerinin bölgedeki etkisinin gerilediğini de öne sürdü.
Bir dönem “birinci sınıf güç” olduğunu söylediği İran’ın bugün “ikinci ya da üçüncü sınıfa düştüğünü” iddia eden Netanyahu, Tahran’ın yalnızca Ortadoğu’da değil, Amerikan yarımküresinde de Maduro rejimiyle işbirliği yaparak “terör ihraç ettiğini” söyledi: “Bu yalnızca İsrail için değil, ABD için de tehdit.”
Kuzey cephesine ilişkin değerlendirmelerinde Netanyahu, Hizbullah’ın “aldığı darbeler nedeniyle eski halinin gölgesine dönüştüğünü” söyleyerek, “Güneyde Hamas da aynı durumda” ifadesini kullandı.
Bu askeri zayıflığın bölgesel diplomasi için fırsat sunduğunu savunan Netanyahu, “İran eksenine vurulan darbe, siyasi ilerleme için kapı aralıyor. Suudi Arabistan ve başka ülkelerle, hatta bölge dışındaki devletlerle bile anlaşmalar umuyorum. Askeri bilgi birikimimize ihtiyaçları var” dedi.
Suriye’deki duruma ilişkin konuşan Netanyahu, Amerikan başkanının istikrar girişimlerine kapıyı kapatmadığını ancak temkinli olduğunu belirtti: “Bu hükümetin yıldönümünde neler olduğunu gördük; ordularının yarısı cihatçı. Müzakereler yürütüyoruz ve bunun bir anlaşmaya dönüşmesini umuyorum.”
Yaklaşık on yıldır süren yargılamasına da değinen Netanyahu, Trump’ın af çağrısını “doğru” bulduğunu açıkladı.
Netanyahu, affedilip edilmeyeceği sorusuna “Bilmiyorum, yakında göreceğiz” yanıtını verdi. Affın yalnızca “prosedürün saçmalığı” nedeniyle değil, savaş döneminde ülkeyi yönetmenin zorluğu nedeniyle de haklı olduğunu savunan Netanyahu, “Savaşın ortasında haftada iki ya da üç kez, sekiz saat mahkemedeyim” dedi.
Netanyahu, tutuklanan astronot Ran Gueili hakkında da konuşarak arama çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Trump’ın Gueili’nin ailesiyle görüşmesinden etkilendiğini belirten Netanyahu, Trump’ın aileye verdiği sözü aktararak, “Onu bir şekilde geri getireceğiz” ifadesiyle konuşmasını tamamladı.