YDH- Hamas liderliği için iki güçlü isim, Halil el-Hayya ve Halid Meşal arasında yoğun bir rekabet yaşanıyor. Halil el-Hayya, Gazze’de geniş destekle öne çıkarken; Halid Meşal ise sürgündeki deneyimi ve farklı siyasi vizyonuyla dikkat çekiyor.
Her iki lider de Hamas’ın siyasi büro başkanlığına aday oldu. Bu liderlik mücadelesi, hareketin geleceğini şekillendirecek kritik bir dönemeç olarak görülüyor.
Halil el-Hayya, Gazze Şeridi'nin kontrolünü güçlendirmesi ve Hamas’ın idari yapısını yeniden organize etmesiyle tanınıyor. İzzeddin Kassam Tugayları’nın yeni askeri konseyinden aldığı destekle hem siyasi hem askeri alanda güçlü bir konuma sahip. Ayrıca, İsrail hapishanelerindeki Hamas mahkumları arasında saygınlığı yüksek ve Batı Şeria’daki lider Zaher Cebarin ile güçlü bağları sayesinde örgütün farklı kademelerinde geniş taban desteği bulunuyor.
Meşal ise, mevcut yaygın stratejiden farklı yeni bir stratejiye ihtiyaç duyulduğunu savunuyor. Türkiye’deki “Kudüs Antlaşması” konferansında yaptığı konuşmada, direnişin ve silahların korunması gibi temel ilkelere vurgu yaptı, ancak Gazze yönetimi konusundaki vizyonunun diğer görüşlerle tam örtüşmediği dikkat çekti.
İsmail Haniyye’nin iki dönem üst üste siyasi büro başkanı seçilmesini kabul eden Meşal, suikast girişimi sonrası liderliğin Gazze’ye geçişini destekledi ve Yahya Sinvar’ın bu göreve gelmesini onayladı. Sinvar’ın suikastından sonra ise “Liderlik Konseyi” modelini kabul etmekle birlikte, özellikle müzakere sürecinde konseyin aktif hale getirilmemesinden dolayı memnuniyetsizliğini dile getirdi.
Şimdi Meşal, merkezi bir liderlik rolü hedefleyerek Hamas içi kapsamlı görüşmeler yapıyor ve hareket dışındaki destekçi çevrelerle iletişim kanallarını açıyor. Ayrıca yaklaşan seçimler öncesinde iç uzlaşma oturumlarına katılarak ayrılıkları gidermeye çalışıyor ve siyasi büro başkanlığı için resmen adaylığını ilan etti.
Böylece Hamas’ın gelecekteki liderliği için çekişmeli ve belirleyici bir süreç başlamış oldu.