Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlenen Lübnan'daki etnik ve dini gruplar, özellikle başkent Beyrut'ta ''sınır''larını belirlemeye başladı.
 

İç savaş ihtimalinin güçlü olduğunu kabul eden uzmanlara göre, Lübnan'daki krizin çözülmesi dış etkenlere, bölge ülkelerinin tavrına bağlı...

Bir yılda İsrail uçaklarının bombardımanını, siyasi cinayetleri ve karşıt grupların eylemlerini gören Beyrut'ta tedirginlik hakim... Endişe, yeni bir çatışmanın patlak vermesi...

Halk, Şii Hizbullah ile Batı yanlısı 14 Mart Hareketi eksenindeki kamplaşmada, siyasi uzlaşmanın olmasını istiyor.

Ancak siyasiler anlaşacak gibi değil. Ülkede iç savaş ihtimali yüksek sesle dile getiriliyor. Yıllardır Beyrut'ta yaşayan Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden Timur Göksel bu ihtimali ciddiye alanlardan:

"Bazı belirtiler görüyorsunuz; huylanıyoruz hep beraber. Dolaşın Beyrut'ta göreceksiniz, bölgeler işaretlenmeye başlandı liderlerin fotoğrafları afişleriyle. Herkes kendi bölgesini işaretlemeye başladı. Bu, savaş için bence en korkutucu belirtilerden bir tanesi."

Lübnanlı her grubun kendisine bağlı bir askeri yapılanması var. Lübnan Üniversitesi'nden Muhammed Nureddin de bu noktaya dikkat çekiyor:
 

"Lübnan her zaman için iç çatışmalar için iyi bir zemin olagelmiştir. Lübnan son 50 yılda çok büyük iç savaşlar yaşadı. İç savaş Lübnan için yeni değil. Sürpriz de olmaz. Her Lübnanlının silahı var. Küçük tabancadan, makineli tüfeğe kadar."

Muhammed Nureddin'in sözleri Lübnan'ın kuruluşuyla gelen bir gerçeğe işaret ediyor: Savaş aslında Lübnan'ın ruhuna dair.

Batı'nın uzantısı... İslam dünyasının parçası...

Önemli bir Hıristiyan nüfusu barındıran Lübnan Batı'nın bir uzantısı mı olacak, yoksa İslam dünyasının bir parçası mı?

Muhammed Nureddin, "Lübnan Arap ve İslam dünyasının bir parçası mı olacak, yoksa Amerikan ve İsrail projelerinin bir parçası mı? Tabii bu ikinci projenin içerisinde Fransa, İngiltere ve Almanya gibi Avrupalı güçler de yer alıyor. Dolayısıyla iki proje arasında çatışma var. George Bush ve müttefiklerinin Büyük Ortadoğu Projesi ile direniş projesi" diyor.

Bu kavga yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile doruk noktasına çıktı. Batı destekli Sinyora hükümeti kendi kabinesinden cumhurbaşkanı adayı çıkarmak için uğraşıyor.

Hizbullah liderliğindeki muhalefet ise Hizbullah'ın silahına karışmayacak bir cumhurbaşkanı adayı için kolları sıvamış durumda.

Timur Göksel'e göre yine de bir umut var:

"Bence çözülecek. Dış etkenlerle çözülecek. Bence bu çözülmede en önemli rolü de Suudi Arabistan oynayacak. Suudi Arabistan'ın Sünni grup üzerindeki baskısı mutlak. Suudilerin izni olmadan birşey yapmazlar. Mesele Suudi Arabistan'la İran'ın bir  yerde ortak nokta bulmalarına bağlı kalıyor."

Furkan Torlak / CNN TÜRK