Gürcistan’da olaylar kendisini tekrar ediyor. Hem de aynı yerde; başkent Tiflis’teki parlamento binasının önünde, Rustaveli caddesinde. Göstericiler, geçen hafta Cuma gününden beri Gürcistan Devlet Başkanı Miheil Saakaşvili’nin istifasını istiyor.
Yine aynı yerde Gürcistan lideri Zviad Gamsahurdia diliyle 9 Nisan 1991’de Gürcistan’ın Sovyetler Birliği’nden ayrıldığı ilan edilmişti.
Ancak Gamsahurdia’nın radikal milliyetçi politikası ülkede iç savaş çıkardı. Gamsahurdia, yönetimi 1992 Ocak ayında bırakmak zorunda kaldı. Gürcistanlı politikacı Eduard Şevardnadze yönetimi kurtarma adına Moskova’dan Tiflis’e çağırıldı.
Ancak eski Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı’nın dehası da AB, ABD ve Türkiye’nin desteğine rağmen Gürcistan’daki siyasi ve ekonomik sorunları çözmeye yetmedi. O da bu yüzden başarısızlığının faturasını Ruslara kesti.
2 Kasım 2003 tarihinde düzenlenen parlamento seçimleri sonuçlarındaki yolsuzlukları kınamak üzere Miheil Saakaşvili Gürcistan parlamentosunu yandaşlarıyla birlikte bastı. Saakaşvilii elinde kırmızı bir gül taşıyordu. Sonuçta Şevardnadze istifa etmek zorunda kaldı.
2004 yılı başında Miheil Saakaşvili devlet başkanı oldu. Ancak Saakaşvili unuttuğu bir şey vardı. O da devrimci elbisesini çıkarıp bir devlet adamı kisvesine bürünmekti.
Saakaşvili tüm ilgisini politikaya yoğunlaştırdı. Gürcistan’ın sorunlarını yeni ve radikal politik tavırlar aralar çözmeye çalışıyordu. Özellikle de Gürcü-Abhaz-Osetyalı krizi konusunda.
Yine Saakaşvili, Kuzeyindeki dev komşusuna karşı “zafere kadar sürekli devrim” ilan etti.
Her seferinde Gürcistan’daki ekonomik durum biraz daha zorlaştı. Oysa Gürcistan, Sovyetler Birliği döneminde ekonomik refahı yaşıyordu.
Bu dönemde Gürcistan’daki karanlık kalan bir mesele de füze konusuydu. Geçtiğimiz 6 Ağustos’ta Gürcistan topraklarına füze düştüğü iddia edildi. Rusya Devlet Başkanı Birinci Yardımcısı Sergey İvanov, bu durumu “çok kötü yazılmış bir senaryo” şeklinde niteledi.
Rusya’yla mücadele kimi zaman karikatürlük bir niteliğe büründü. Gösterilerden henüz birkaç gün önce Tiflis’ten gelen haberlerde Saakaşvili’nin Judocu Rus lider Vladimir Putin’i nakavt etmek amacıyla Judo’ya başladığı belirtiyordu.
Diğer yandan Saakaşvili, tam anlamıyla Batı’ya bağlılık sloganını taşıyordu.
“Gül Devrimi”nin gölgesinde kahramanlık nutukları atılırken toplumsal sorunlar unutuldu. Fakirlik yaygınlaştı ve ekonomi çökme noktasına geldi. Nüfusu altı milyon olan ülkede bir yılda iki milyar doları bulan Batı yatırımı ağır gelmişti. Saakaşvili’nin dört yıllık yönetim sonrası övündüğü tek şey çatışma bölgelerine sevk ettiği askerlerdi.
Bu şekilde Gürcistan’da gerçek bir diktatörlük kuruldu.
Gürcistan vatandaşları sonunda insanların sadece siyasetle yaşamını sürdüremeyeceğini, insanın bazen de ekmeğe ihtiyacı olduğunu anladı.
Saakaşvili’nin Marie Antoinette gibi vatandaşlarını sadece pasta yemeğe davet edemeyeceğini düşünürsek –çünkü Gürcistan’da ekmekten daha pahalı- tek çıkar yolu bu protestoların arkasında Moskova’nın bulunduğu suçlamasını yeniden dile getirmek!
Ancak Gürcistan halkı mucizenin Saakaşvili’nin eliyle gerçekleşmeyeceğini anlamış durumda.
Muhalefetin talebi ilk başta, anayasal olarak 2008 sonu-2009’un başında düzenlenecek parlamento seçimlerinin erkene alınarak 2008 baharında düzenlenmesi yönündeydi. Göstericiler siyasi tutukluların da serbest bırakılmasını istiyorlardı.
Ancak göstericilerin talebi diğer gün Saakaşvili’nin istifasını istemeye kadar vardı. Artık “Saakaşvilisiz bir Gürcistan” sloganları atılıyordu.
Saakaşvili ve grubunu iktidardan devirmek üzere yuvarlamaya başlayan kartopunu durdurmak zor olacağa benziyor. Gürcistan yönetiminin Gürcistan ile Abhazya ve Güney Osetya’daki cepheyi kızıştırması yahut Rusya’yla gerilimi tırmandırması Saakaşvili’yi kurtaracak gibi değil.
Nitekim muhalefet saflarını bölmek de mümkün olmayacak. Muhalefet, iktidardaki yöneticiler taleplerini yerine getirene kadar gösterileri sürdürme konusunda ısrarlı gözüküyor.
Artık mesele sadece zaman meselesi ve olaylar aynı yerde kendisini tekrar ediyor. Şu anda yeni bir devrimle karşı karşıyayız. Ümit ederiz ki bu devrim Kafkasya’daki tedirgin cumhuriyet için gerçekten de beyaz bir sayfa olur.
Habip Fuani / Ria Novosti
Çeviri: Yakındoğu Haber