YDH- Lübnanlı siyasi grupların Cumhurbaşkanı Emil Lahud’un bir beş yıl daha cumhurbaşkanı olarak kalması konusunda anlaşması üzerine Hizbullah’ın silahsızlandırılması konusundaki planlar suya düştü.
Lübnan eski başbakanlarından Refik Hariri’nin öldürülmesi üzerine BM Güvenlik Konseyi’nden 1559 sayılı kararı çıkararak Suriye’nin Lübnan’dan çekilmesini sağlayan Batılı ülkeler, aynı kararın ikinci adımı olarak Hizbullah’ın silahsızlandırılması sürecini başlatmak için Suriye’ye ve dolayısıyla Hizbullah’a yakın tutumuyla bilinen Cumhurbaşkanı Emil Lahud’un devrilmesi yönündeki baskılarını arttırmışlardı.
Sorunun çözümü konusunda Seyyid Hasan Nasrullah, Velid Canbolat, Sadeddin Hariri ve Nebih Berri gibi liderlerin başlattığı siyasi gruplar arası diyaloglarda sağlanan ilerlemeler, ABD ve Fransa liderliğinde yapılan siyasi baskıların etkisini yitirmesine sebep oldu.
“Güvenlik Konseyi, Lübnan Ulusal Diyalogu’nu bütünüyle desteklemekte, diyalog boyunca önemli meselelerde anlaşan Lübnanlı tüm siyasi grupları takdir etmektedir” cümlelerinin yer aldığı Güvenlik Konseyi’nin Lübnan konusunda son olarak yayınladığı 1680 sayılı kararda “Diyalog toplantılarında yayınlanan ve mülteci kamplarının dışındaki Filistinli milislerin 6 ay içinde silahsızlandırılmasını isteyen bildiri olumlu karşılanmakta, bunun uygulanması desteklenmekte, Lübnanlı olan veya olmayan tüm milis gruplarının silahsızlandırılması ve Lübnan hükümet hâkimiyetinin tüm alanlara yayılması için daha fazla çaba gösterilmesi istenmektedir” ifadelerine yer verilmekteydi.
Lübnanlı siyasi grupların gerçekleştirdiği diyalog toplantılarında Emil Lahud’un Cumhurbaşkanlığı konusunda sağlanan anlaşma, milis olarak nitelendirilen Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını öngören planın etkisiz kılınması anlamına geliyor. Zira, Cumhurbaşkanı Emil Lahud, “Lübnan’ın onuru” olarak nitelendirdiği Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına karşı çıkıyor.