Hizbullah kazanmadı, biz başarısız olduk

02 Mart 2008

YDH- Yediot Ahranot gazetesi yazarlarından Alex Fishman, Winograd raporuyla ilgili değerlendirmesinde raporun İsrail ordusunun değerlerini kaybettiğini ortaya koyduğunu, bununla birlikte savaşı Hizbullah’ın kazanmadığını; ancak İsrail ordusunun başarısız olduğunu belirtiyor. Fishman, 31 Ocak tarihli makalesinde şunları yazıyor.

İsrail silahlı kuvvetlerinin kaybettiği değerler, zavallı teknik performansının manzarasından daha endişe verici

Bu, İsrail Silahlı Kuvvetleri hakkında, daha doğrusu Kara Kuvvetleri hakkında yazılmış en bunalımlı belgedir.

2006 Winograd Komisyonu, İsrail silahlı kuvvetlerini çıplak bıraktı ve onun zafiyetini ve utancını tamamen ifşa etti.

Hava Kuvvetleri raporda övüldü, istihbarat biriminden olumlu bahsedildi ve bir roket tarafından vurulan hücumbot hariç, Deniz Kuvvetleri bile işini düzgünce yapmıştı. Oysa İsrail silahlı kuvvetlerinin özü olan Kara Kuvvetleri ve Genelkurmay, İkinci Lübnan Savaşı’na tamamen dengesi bozulmuş olarak girmişti.

Belki de raporun herhangi bir ismi anmaması iyi bir şeydi; çünkü eğer böyle yapsaydı, bütün bir kitabı savaştan önceki yıllarda –hem askeri liderlikten hem siyasi liderlikten- İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin bozulmasından sorumlu insanların isimleriyle doldurmak gerekecekti.

 Şöyle bir göz gezdirildiğinde rapor bize, ordunun savaşı yönetmedeki başarısızlığını gösteriyor. Genelkurmay, hat çekmeyi ve söyleyecek bir şeyleri olduğunda dahi konuşmamayı tercih eden bir bölük kafa sallayan adam olarak sunulmuş.

Bu grup kendisini doğru dürüst idare etmeyi ya da emirleri doğru anlamayı bile becerememiş; stratejik bakış açısından yoksun, Genelkurmay ve Kuzey Komutanlığı arasındaki idari işbirliği kifayetsiz,  derli toplu bir değerlendireme işlemi yok ve ordu komutanının rolü, Kuzey Komutanlığıyla kıyaslandığında belirsiz.

Dahası, kişisel gerilimler bir emir ve doküman bolluğu seli yaratıldığında ve hatta yanlış yorumlar yapıldığı zamanlarda su yüzüne çıkmış. Liste bu şekilde uzayıp gidiyor.

Genelkurmayın, komisyonun araştırdığı hiçbir yönü feci çıkmadı. Komisyon, bu grubun bir savaşla mı yoksa genişletilmiş bir rutin güvenlik sorunuyla mı yüzleşmekte olduğuna bile karar veremeyecek halde olduğunu yazıyor, halbuki bunun da iyi bir açıklaması var.

Komisyona göre, çok benzer bir tablo Kuzey Komutanlığında ve birliklerde geniş kapsamlı olarak tekrarlanmıştı. Onlar da savaşa hazırlıksız yakalanmıştı. Kuzey Komutanlığının iskeletinde iş gören üniteler aldıkları görevlerin çoğunu yerine getirmediler. Bu da ortaya çıkarıyor ki kişisel gerilimler, sadece ordu komutanı ve Kuzey Komutanlık şefi arasında değil, Kuzey Komutanlık Şefi ve onun bölüm komutanları arasında da meydana geliyor.

Ve savaşın başarısı tüm seviyelerde o kadar felaketti ki, savaşın sonuçlarının felaket olmasına şaşırmaya lüzum yok. Ya da raporun ifade ettiği gibi, İsrail Silahlı Kuvvetleri, başarısız oldu ve talep edileni ve mümkün askeri başarıyı yerine getirmedi. Sonuçlardan biri, savaşın sonunda askeri kariyerlerine son vermeye karar veren bütün o memurların bunu yapmakta yanılmadıklarıdır.

İşi düzeltmek çok yıllar alır

Komisyon henüz savaşın yönteminin kritiğini yaptırmadı. İsrail Silahlı Kuvvetleri coşkusunu, kuvvetlerin ruhunu inceleyip araştırdı ve kötü bir ahlaki hastalığı ortaya çıkardı; böylece yıllarca kendine gerçek gücünü vermiş olan İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin köklerini mahvetti. Komisyon, pratik disiplin, görevi yerine getirmedeki sebat ve mücadele gibi değerlerdeki derin bir krizi açığa çıkardı.

Savaş yönetimi; eğitim, egzersizler ve kazanımlarla birkaç yıl içinde onarılabilir. Halbuki ordunun değerlerini onarmak daha zor. Bu, uzun yıllar alacak köklü bir onarım işidir.

Lübnan savaşı, İsrail Silahlı Kuvvetleri ile İsrail toplumu arasında bir çatlak yarattı, diyor rapor. Demeçler ve halkla ilişki çabaları yeterli olmayacak.

Burada lazım olan şey gerçek, derin onarma çabası. Genelkurmay Başkanı Gabi Ashkenazi bu günlerde sadece kara kuvvetlerini profesyonelce eğitmekle uğraşmıyor. O gerçekten “yeniden eğitimle” uğraşıyor.

Kara kuvvetlerinin görünmesi gereken şekille 2006 yazında pratikte göründüğü şekil arasındaki uçurum düşündüğümüzden daha büyük.

Komisyon üyeleri bizzat bir “özel durum”dan daha fazlasını “keşfettiğimizde şaşırdık” ifadesini kullandılar. Şaşıranlar yalnızca onlar değil.

Savaşı kazanan Hizbullah değildi. Başarısız olan bizdik. Belki kaçırılmış bir fırsattan bahseden bu komisyonun kastettiği şey buydu.

Çeviri: YDH

http://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-3501090,00.html