YDH-Lübnan’da yayınlanan es-Sefir gazetesi, Başbakan Fuad Sinyora’nın Paris ziyareti çerçevesinde Fransız bir diplomatik kaynağın değerlendirmeleriyle Lübnan sorununun Paris’te nasıl görüldüğünü yansıtan bir yazıya yer verdi.
Yeni Fransız girişimlerinin görünmeyişi, Arap Birliği’nin resmi suskunluğu Fuad Sinyora'yı son olarak Fransız diplomasisine sığınmaya mecbur etti.
Bilgi ağı geniş bir Fransız haber kaynağının bildirdiğine göre; Fransa, Lübnan anayasasına göre cumhurbaşkanının yokluğunda onun yetkilerine de sahip olan Başbakan Fuad Sinyora'yı güler yüzle kabul etti.
Sinyora hükümeti her ne kadar zorluklara duçar olsa da devlet yönetme salahiyetini elinde bulundurmaktadır ve bu, hayati öneme sahiptir. Sinyora hükümeti, üzerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmektedir ve demokratik Lübnan’a yakışır şekilde hareket etmektedir. Eklememiz gereken aslında Fransa 'desteğimizle hükmedecektir ' demek istiyor.
Süregelen ve artan gerginliklere rağmen söz konusu Fransız kaynağına göre; Lübnan’da bir iç savaş ihtimali uzaktır ve Lübnan halkı genel olarak bunu istememektedir fakat eksik ve zaruri olan, taşkınlıkları önleyebilecek kuvvetli bir yönetim ve dış müdahalelerden müstağni bir cumhurbaşkanlığı secimidir. Lübnan bu gün cumhurbaşkanı olmayan tek devlettir. Bizi asıl endişelendiren Lübnan halkının her oturumda ertelenen cumhurbaşkanlığı seçimine kaderci bir anlayışla teslim olma ve bu halin kökleşmesi ihtimalidir. Fransız yüksek mercilerini asıl endişelendiren Lübnan halkının cumhurbaşkansız yaşamaya alışması ve bu makamın boş kalması ve bunun önümüzdeki bahar aylarında yapılacak parlamento seçimlerine kadar böyle devam etmesidir.
Söz konusu Fransız kaynağı; halihazırda Fransa’nın ve uluslar arası kurumların Birleşmiş Milletlerden Lübnan konusunda karar çıkartmak için hiçbir teklifinin olmadığını söyledi.
Söz konusu kaynak Teri Lord Larsen ile 1559 sayılı kararın uygulanması yönünde yapılan görüşmelerin mutat görüş alışverişi olduğunu belirtti ve Lübnan’daki mevcut durumun Birleşmiş Milletlerden karar çıkarmaya neden olacak bir hal arz etmediğini belirtti.
İngiltere Başbakanı Gordon Brown'ın da belirttiği üzere; Arap Birliği'ne karşı ile ABD ve Fransa arasında tutum farkı vardır. Zira ABD bizim gibi Arap birliğini resmi olarak desteklemedi; ama karşı da çıkmadı halihazırda Arap Birliği’nin önü açıktır.
Arap Birliği bölgesel bir oluşum olarak elinden geleni yapar, işler çıkmaza girdiğinde devreye Güvenlik Konseyi ve Amerika Birleşik Devletleri girer.
Mezkur kaynak Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el-Faysal, Suriye ziyaretini ertelenmiş olarak gerçekleştirdi ve öğrendiğimize göre Faysal bizim daha önce aldığımız neticeyi almış ve Lübnan konusunda birlikte hareket etmek için Suud Faysal ile acilen yakın temasa geçmemiz gerekmektedir.
Söz konusu kaynak Fransa’nın herhangi bir yeni girişim açıklamasından evvel Arap zirvesinin gerçekleşmesini beklediklerini belirtti. Zirve sırasında Lübnan meselesi etraflıca gündemde olacak bu konuda Suriye ile nasıl uyum sağlanabilir bu tartışılacak ve Suudi Arabistan ve Fransa bu minval üzere karar alacaklar.
Mezkur kaynak; Suriye ve İsrail arasında olası bir savaş beklemediklerini, zaten aralarında bunu gerektirecek bir durum olmadığını Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın açık savaş yönündeki beyanlarına rağmen bunu iki tarafın da istemeyeceğini belirtti ve zaten bu savaş beklentilerini de anlamadıklarını söyledi. Trablus ve Sayda şehirlerinde Fransız kültür bürolarının kapatılmasının ise dönemin karışıklığından kaynaklanan geçici bir durum olduğunu ifade etti.
Ayrıca 24 Şubat’ta hükümet yanlıları ve muhalefetin aynı gün yakın mesafede gösteri yapmalarına rağmen olay çıkmamasını garipsediklerini, korkmadıklarını fakat Lübnan’daki gerilimin tırmanışa geçebileceğini düşündüklerini söyledi.
Es-Sefir’den çeviren: Emrah Kekilli
http://www.assafir.com/Article.aspx?EditionId=868&ChannelId=19587&ArticleId=2206&Author=????%20????