Kudüs’te gerçekleştirilen istişhad eylemi, dahili cephedeki nispi başarılardan sonra, uzun zamandır rehavet içinde olan İsrail devletini ve halkını uyandırdı ve İsrail içinde Filistinli direnişçiler sorunu üzerine tartışmaların artmasına neden oldu.
İsrail devleti ve halkının unutmak üzere oldukları tabloları gözlerinin önüne koydu şimdi gözler güney ve Gazze’de.
İsrail’de yayınlanan Yedioth Ahronoth gazetesinden Run ben Yuşai üçüncü intifada konusunda uyardı ve İsrail hükümetinin önünde iki farklı yol olduğunu söyledi; birincisi Mısır'ın Hamas ile görüştükten sonra sunacağı öneriyi kabul etmek ve ateşkes imzalamak; ikincisi, geçtiğimiz çarşamba günü toplanan siyasasal ve güvenlik meseleleriyle alakalı alınan karara uygun olarak, Hamas'ın şartlarını kabul etmeyip Gazze şeridi üzerine saldırıları artırmak.
Devam ederek, eğer saldırıları artırma kararı alırsa Hizbullah'ın da savaşa dahil olması ihtimalini de dikkate alarak çok yönlü bir savaşa hazırlık yapmak zorunda kalacak. Kaldı ki bu hazırlık sadece İsrail askerini değil sivilleri de kapsayacak, iç cephede de hazırlıklar başlayacak ve güneydeki yerleşim birimleri boşaltılacak. Uluslararası arenada İsrail'in savunma hakkını meşrulaştıracak bir ortam hazırlanacak.
Başka bir yazıda; Maariv gazetesinin siyasi muhabiri Ben Kesbit, geçmişe yönelik bir bakışla, Beyrut da Ehud Barak'ın gerçekleştirdiği Rebiu’ş- Şebab operasyonuna cevap olarak Tel Aviv'deki Safevi Oteli’ne Ebu Cihad'ın adamlarının 33 yıl öce yaptıkları saldırıyı hatırlatarak bunu Kudüs’te gerçekleştirilen eylemle karşılaştırdı.
Bin Kesbit “iki olayın da başlangıcı birbirine çok benziyor gerçekten (İntikam)” Gazze, İmad Muğniye veya Suriye’de olanlar veya herhangi bir şey… Rebiu’ş- Şebab operasyonunu yöneten Ehud Barak şimdi savunma bakanı, deniz aynı deniz Arap-Yahudi denizi yani gerçekten değişen bir şey yok.
Kesbit şöyle devam ediyor; (Araplar Kefaret Günü savaşında İsrail'i savaşarak yenemeyeceklerini anladılar ve psikolojik savaşa başvurdular, kişisel güvenliği zayıflatama, kişisel operasyonlar düzenleme, karşı tarafın zaaf ve korkularından faydalanma özellikle insan hayatı konusunda duyarlı liberal batı toplumları karşısında yaptılar bunu.)
Olanların Mahmut Abbas'a etkisine de değinen Kesbit: “Geçtiğimiz hafta Gazze’de yaşanan olaylar Ebu Mazin'i çok zayıflattı” diyor ve ekliyor: “Eğer sen Hamas karşısında isen sorunun var demektir, eğer sen El Fetih karşısında isen yine sorunun var demektir yani ortada katlanılmaz bir ayrılık var, bununla baş etmek zorunda.” Bu zorluk aynı şekilde Ehud Brak'ın Ehud Olmert'in ve Tzippi Livni'nin de karşısındadır bakalım nasıl karar alacaklar ve nasıl hareket edecekler.
Başka bir yazıda, Haaretz gazetesi askeri muhabiri Amos Heriel, “Filistinli direniş örgütleri üzüntü verici bir dizi başarı elde etmiştir; fakat son iki sene içinde kırmızıçizgiye yaklaşan en tehlikeli saldırı Kudüs’teki dini okula yalpan saldırıdır. Devamında, Gazze’deki terör hala yok olmamıştır gezinmektedir ve Hizbullah yöneticilerinden İmad Muğniyen'nin intikamı için harekete geçmiştir gördürüldüğü gibi” diyor.
Maariv gazetesi askeri muhabiri Amir Riberot ise “Sıcak kış operasyonu bu hafta Gazze’de bitti ve sıcak bahar operasyonları başladı bu sadece havalarla alakalı değil. Arka arkaya gelen bu olaylar elbette tesadüf değil ki bir de buna tansiyonu yükselten bu saldırı eklendi. Aslında tansiyonun yükselişi altı ay önce İsrail'in Suriye'ye saldırması ile başladı. İmad Muğniye suikastı de İsrail’e atfedildi ve İsrail'in Gazze üzerine şiddetini giderek arttırdığı askeri operasyonlar ile devam etti” diyor.
Devam ederek “Suriye ile ilişkilerde hala bir gerginlik havası hakim, Suriye'nin topraklarına tecavüz edilmesine bir karşılık verme ihtimali var, aynı şekilde Hizbullah'ın İmad Muğniye suikastının ardından acık savaş ilanı ve İsrail'in Gazze şeridinden atılan füzeleri durdurmak için başlattığı Gazze üzerine askeri operasyonlar ki başarıya ulaşmamakla birlikle bölgedeki tansiyonu yükseltip ateşi tutuşturdu. Ucu ta Batı Yaka’ya kadar ulaştı” demekle durumun vahametini anlatıyor.
Haaretz gazetesi Arap işleri sorumlusu Avi Yessakrov ise Kudüs’teki dini okula sızılması askeri ve siyasi bir başarıdır ve saldırı raporunun ardından Gazze’de atılan sevinç çığlıkları bölgenin saldırının arkasında durduğunu gösterir. Bu saldırı bir haftadır Gazze'nin büyük çoğunluğunun talep ettiği intikam duygusunu onlar yaşatmıştır.
El-Ahbar’dan çeviren: Emrah Kekilli
http://www.al-akhbar.com/ar/node/66399