YDH-Irak’tan yayın yapan Burathanews adlı internet sitesinde Seyyit Ahmed el-Abbasi imzasıyla yayımlanan yazıda Irak Cumhurbaşkanı Yadımcısı Tarık Haşimi’nin çıkarcı politik tutumu eleştiriliyor.

 

Tarık Ahmed Bekir el-Haşimi eski savunma bakanlığının karşısındaki Barudiye Mahallesi’nde 1942 de doğdu, 1959 girdiği askeri fakülteden 1962’de teğmen rütbesiyle mezun oldu, sonra tedricen zırhlı birliklerde subay, harp akademisinde öğretmen ve muhaberatta binbaşı olarak görev yaptı.

 

Diktatörlük rejimi sırasında Haşimi’nin görev aldığı makamlar böyle, Irak Uzlaşma Cephesi’ni bilmeyen yoktur, şimdi Tarık Haşimi’nin parlak işlerinden bazı bölümler nakil etmek istiyorum.

 

Irak Kültür Bakanı Esad Haşimi’nin Misal el-Alusi’ye suikast planı ile ilgili Irak yargı makamlarınca verilen kararla alakalı Tarık Haşimi bayağı bir yaygara çıkarmıştı ki suikastın kayıp bakan tarafından planlandığı itiraf edilmişken hüküm hala askıdadır.

 

Irak Ulama Heyeti’ne bağlı olan Ahfad Tugayları’na bağlı intikam tugaylarının -ki Bağdat çevresi, Zurra ve Ebu Gureyb’de terörist eylemlerini ifa ediyorlar- kaçırdıkları Amerikalı gazeteci Jill Carol'u Amerika nezdinde itibar kazanmak isteyen Irak Uzlaşma Cephesi liderlerinden Adnan Duleymi’nin direktifleri ve Tarık el-Haşimi’nin emirleriyle serbest bırakmaları unutulmamalıdır.

 

İmam Hadi ve İmam Hasan el Askeri'nin türbelerine yapılan saldırının sonrasında büyük bir kriz ortamından korkulurken İslam Partisi birinci yetkilisi Tarık Haşimi ve Irak Ulema Heyeti Başkanı Haris Dari saldırıyı haince provokatif bir eylem vs şekilde şiddetle niteleyerek, Irak’ta terörist gurupların ve baas yanlılarının yararlanacağı bir kiriz ortamı yaratmak şeklindeki gizli emellerini izhar etmiş oldular.

 

Mehdi Ordusu yanlılarını terörü desteklemek ve teröre neden olmak konusunda şiddetle kınayarak terör ve kriz ortamına ne kadar karşı olduğunu gösteren Tarık Haşimi'nin bu ideallerini Mehdi Ordusu yanlıları büyük şaşkınlıkla karşılamışlardı.[1]

 

Ülkenin bir ucundan öbür ucuna tüm vatan evlatlarının kim olduğu bilinen Kimyasal Ali'nin çok uluslu güçten Irak yargı organlarına teslim edilmemsini istediği bilinmektedir.

 

İnternette dolaşan bir yazı dolayısıyla Irak Uzlaşma Cephesi kendini rezil etti; çünkü o yazıda terörist el-Kaide örgütü şiddetli bir dille eleştiriliyordu; fakat el-Kaide’nin Irak İslam Ordusu’yla, Irak İslam Ordusu’nun da İslam Partisi’yle ve Tarık el Haşimi ile alakası gün yüzüne çıkmıştır.

 

Aslında Irak İslam Ordusu, el-Kaide’nin Irak kolu olmakla birlikle Suudi Arabistan istihbaratı tarafından mali ve lojistik olarak desteklenmekteydi ve bunlar onunla işbirliği halindeydiler; fakat sonra işleri bitince vazgeçtiler. Ama bunu Irak'ın çıkarları için değil irtibat içinde oldukları gurupların çıkarları için yaptılar.

 

Tarık el-Haşimin'nin İslam Partisi genel başkanı ve Irak cumhurbaşkanı yardımcısı olarak geçtiğimiz senelerde Ürdün'ün başkenti Amman’a yaptığı ziyarette İslam Ordusu’nun şerefli bir direniş verdiğini söylemiş ve ABD ile İslam Ordusu arasında aracılık yapabileceğine dair yeşil ışık yakmıştı. Aynı zamanda terörist İslam Ordusu sözcüsü Ebu İbrahim Şimri de el-Cezire’ye verdiği demeçte “Safevi hükümeti” ile değil ABD ile anlaşmaya hazır olduğunu söylemişti.

 

Şimdi Irak yürütme aygıtının hali ortada, başkanlık kurulu farklı bir meclise dönüştü ve başbakanın hükümetiyle kafa kafaya gidiyor hatta bazı yerlerde ondan daha yetkili, Tarık el-Haşimi dizi kahramanlarına dönüşmek üzere, öyle hapishaneleri Irak Uzlaşma Cephesin’den bazı vekillerle birlikte kameralar eşliğinde ziyaret etmesinin amacını cümle alem biliyor.

 

Başkanlık kurulu demokratik seçimlerin içini boşaltmaktadır. Tarık el-Haşimi bütün Irak’ı ilgilendiren önemli onlarca yasayı iptal etmiştir, bunlardan birisi emeklilik yasasıdır başka bir tanesi ise koruma meclisleri yasasıdır.

 

Irak Uzlaşma Cephesi’nin Maliki hükümetine geri dönmeye dair istekleri biliniyor. Burada Irak Uzlaşma Cephesi’nin sunduğu on bir şartı hükümet yerine getirmişken neden yeni bir şart öne sürdüler onu sormak istiyorum.

 

Hükümeti bitkin düşürmek ve siyasi hayatı sona erdirmek için şart üstüne şart koşuyorlar, hükümet ne zaman bu şartı yerine getirse yenisini sunuyorlar. Hükümet isteklerine cevap veremesin de olay sona ersin. 2008.03.10 tarihinde Irak Uzlaşma Cephesi'den Hüseyin Felluci, el-Arabiya televizyonuna verdiği demeçte; “bizim istediğimiz sadece hükümetin zaten yapması gereken hukuki zorunluluklardır” demiş.

 

Aslında söylenecek çok mesele var; ama ben sadece bir kaçını hatırlatmak istedim ki Tarık Haşimi’nin hükümetle alakası neye benziyor ortaya çıksın.

 

Radyo Sawa’nın 2008.03.09 tarihli haberine göre Tarık Haşimi; Irak devletinin idaresi noktasında Nuri Maliki ile ihtilafının devam ettiğini söylemiştir. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre Tarık Haşimi Nuri el Maliki ile aralarındaki sorunun kişisel değil iki görüş arasındaki farktan kaynaklandığını söylemiştir, Birincisi; vatanın selameti için ıslahı gerekeli görmekte ikincisi; içinde bulunulan durumu ideal olarak görüp ıslahı kabul etmemektedir! Maliki ve Irak Uzlaşma Cephesi’nin görüşmeleri sonuç vermemektedir; çünkü Haşimi hep alan olmak istiyor veren olmak istemiyor.

 

Allah Haşimi’nin başkan yardımcısı olduğu Irak'a selamet versin. Allah bizi bu karanlıktan kurtarsın.

 

Burathanews’ten çeviren: Emrah Kekilli



[1]Bu konuda ayrıntılı bilgi isteyenler aşağıdaki adrese bakabilirler. http://www.nahrainnet.net/news/52/ARTICLE/7363/2006-02-25.html