YDH-Lübnan’da yayınlanan el-Ahbar gazetesinden Faiz Faris, İsrail’in devlet olarak ilan edilişinin yıldönümüne yaklaşılırken Filistin’le ilgili bir dizi soruyu gündeme getirip tartışan bir yazı kaleme aldı.
Modern tarih kitaplarından veya büyük devletlerin arşivlerinden edindiğimiz bilgiye göre, Arap aşiretlerinin liderleri topraklarını ve onun altındakileri, devlet başkanı, emir, sultan ve yönetici olmak karşılığında büyük devletlere sattılar.
Bu gün Filistin topraklarının tırtıklanmasına ve Filistin halkının kendi topraklarından sürgün edilmesine göz yumulduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Uluslar arası ticaret anlaşmalarının öncelik teşkil ettiği ve büyük devletlerin petrol kaynakları üzerinde kurduğu tam hakimiyetin, yarısı bölge devletleri üzerinde baskı aracı olarak kullanılan İsrail devletine giden, bir finansal teraküm operasyonun görünen yüzü olduğu artık bilinmektedir.
15 Mayıs 1948’de Filistin’de topraklarını mümkün olduğu kadar genişletmek amacıyla başlattığı savaşta, Arap devlet başkanlarını askeri birliklerinin kalabalığı ile hayrete düşüren İsrail ordusunun zaferini tarih kaydetmişti ve şimdi bazı tarih kitaplarından bunu okuyoruz.
Sonraki yirmi sene boyunca Filistinliler Arap rejimlerinin gölgesi altında teslim olmuş bir şekilde yaşadılar. 1969 ve 1989 yılları arasında bazı Arap rejimlerine karşı intifada eyleminde bulundular. 1970 eylülündeki Ürdün intifadasından, dahil oldukları gereksiz ve yıkıcı Lübnan iç savaşına, girdikleri denge oyunlarından, milletlerin eksik kabullenişinden, parça parça barış girişimlerine, bölme planlarından, kapalı yol haritasına kadar bir sürü işe girip çıktılar.
1989'dan sonra tarihi önderleri liderliğinde intifada eylemlerinde bulundular. Tam biz onların işgalci İsrail karşısında kıyam ettiklerine ikna olmuştuk ki kendilerini Arap İsrail barışının ortasına buldular.
İntifadalarının zafere ulaşma şansı azaldığında güney Lübnan’da İsrail askerlerinin cesaretini kıran İsrail komutanlarının mağrurluğunu yıkan Hizbullah ortaya çıktı ve onları kurtardı. Fakat Hizbullah karşılaştığı bazı zorluklar nedeniyle geri adım atmak zorunda kaldı ve Lübnan işgal altındaki çiftliklerini tekrar elde etti. İran İslam inkılabı rehberi de uluslar arası baskılar nedeniyle siyasetinde bazı değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
Filistinliler bu gün cevap vermek zorunda oldukları bazı sorularla karşı karşıyadır: Filistin Kurtuluş Örgütü’nün görevi, misyonu nedir? Filistin ulusal meclisinin kapsamı genişletilip, diğer guruplar neden etkisizleştirilmek isteniyor?
El Kaide'nin Filistin'de sebep olduğu yıkımın ve verdiği zararın boyutları nelerdir? Filistinlilerin yaşadığı mülteci kaplarındaki yaygın silahlanmanın sonu nereye varacak? Bu silahlar Filistinlilerin kendilerini korumak için edindikleri silahlar mıdır yoksa bulundukları yerleri vatan edinmede kullanılacak silahlar mıdır?
Filistin yönetiminin bürokratları, nerede başarılı, nerede başarısız olmuştur? Bu gün dost olanlar sözünde duranlar kimdir? Davalarını satanlar kimlerdir? Dağılma ve çekilme halinde olan işgalci ve gasıp Siyonistlere karşı yeni eylem planı ne olacak? Böyle yarı göçebe yarı medeni yaşamayı kabullenecekler mi? Filistin devletinin Müslüman tarafı ve arada İsrail olmak üzere diğer taraf olmak üzere bölünme planını kabul mü edecekler?
http://www.al-akhbar.com/ar/node/71799
El-Ahbar gazetesinden çeviren: Emrah Kekilli