YDH-Fuad Sinyora’nın yeniden başbakan seçilmesinin Lübnan’da başlayacak yeni bir krizin habercisi olduğu yorumları yapılıyor.

 

Lübnanlı parlamenterlerden Mervan Faris, el-Alem televizyonuna verdiği demeçte ulusal uzlaşmayla cumhurbaşkanı seçilen Mişel Süleyman’ın, Fuad Sinyora’nın başbakan seçilmesini istemediğini söyledi.

 

Doha’da varılan anlaşmayla Fuad Sinyora’nın başbakan seçilmesinin öngörülmediğini belirten Faris, Sinyora’nın yeniden başbakanlığa aday gösterilmesinin yeni bir krizin habercisi olduğunu ifade etti.

 

Sa’ad Hariri’nin Sinyora’nın başbakanlığa yeniden aday gösterilmesinin kimseye yönelik bir tehdit olmadığını açıklamasına rağmen, 14 Martçıların bu adımının tüm Lübnanlıları şoke ettiğini belirten Faris, Sinyora’nın başbakanlığa yeniden aday gösterilmesinin tesadüfi olmadığını ifade ederek “Lübnan halkı ulusal talepleri yerine getirecek tarafsız bir başbakan istiyor, halbuki herkesin de bildiği gibi Sinyora yabancılarla irtibatlı biridir ve tarafsız değildir” dedi.

 

Öte yandan Lübnan’daki bazı siyasi analizciler, Sinyora’nın yeniden başbakanlığa seçilmesinin onun aslında kurban seçilmesi anlamına geldiğini belirterek başta Semir Ca’ca olmak üzere 14 Martçıların yaklaşan parlamento seçimleri öncesinde suikasta kurban edilecek Fuad Sinyora’nın kanı üzerinden politika yapacağını ileri sürüyor.

 

Lübnan Güçleri adlı grubun Lideri Semir Ca’ca’nın Fuad Sinyora’nın terörist bir saldırıya uğrayacağını söylediğini hatırlatan analistler, Refik Hariri’nin kanını istismar ederek büyük kazanç elde eden Semir Ca’ca’nın Sinyora’nın kanı üzerine politik hesaplar yaptığını iddia ediyorlar.

 

Lübnanlı siyasi analizcilerden Refik Nasrullah ise el-Menar televizyonuna yaptığı açıklamada Sa’ad Hariri seçeneğinin devre dışı bırakılıp Sinyora’nın sürpriz bir şekilde yeniden başbakan adayı gösterilmesinde kuşkulu yanlar bulunduğunu belirterek “Bir gecede bu tuhaf seçimin yapılmasına kim sebep oldu? Lübnan’la Suudi Arabistan arasında nasıl bir temas kuruldu? ABD’nin bu seçimdeki rolü nedir? Şu an karşımızda üç seçenek bulunuyor: Birincisi, Sinyora’nın hükümeti kurmada başarısız olması, ikincisi başbakanlık konusunda Sa’ad Hariri’nin isminin yeninden gündeme gelmesi, üçüncüsü de Lübnan’da yeni bir siyasi bunalımın yaratılması”  dedi.